8 bölüm.

510 29 37
                                    

    İyi okumalar....
 
   Ezraya bolca dua edin.🥺

   
     Mirza ağa yoğun bakımın önünde durmuş sabırsız bir şekilde bekliyordu.
   Saatler önce odaya giren doktorlar hala bir şey söylememiştiler.

   Öfke bütün bedenini esir almıştı Mirza ağanın.
  Başaramamanın öfkesi vardı bütün bedeninde.
  Daha ilk günden sahip çıkamamıştı  Ezraya.

   Gözlerini sabır dilercesine yumup soluklandı.
   Çok geçmeden duyduğu telefon sesiyle tekrar açtı gözlerini.
  Hiç düşünmeden cevapladı gelen çağrıyı.

   "Söyle  Demir !"  Sesi her zamankinden daha öfkeli ve sert çıkmıştı.
    
    " Abi adamları söylediğin yere götürdük ne yapalım ?"  Mirza duyduklarıyla biraz da olsa öfkesinin azaldığını hissetti.
 
   " Ben gelene kadar kimse dokunmasın !
   Birazdan ordayım. "

   Telefonu kapatır kapatmaz hastanenin bahçesine yöneldi.
   Bütün öfkesini o şerefsiz saite saklıyordu.
   Onun olana dokunmak ne demekmiş gösterecekti her kese.
   Önemli olan  bir tek Ezraya dokunması değildi.
    Hiç bir kadın öldürülmeyi hak etmezdi.
  En önemlisi de bir hiç uğruna.

    Arabasına yaklaşırken gözü Aile üyelerine kaydı.
   Haberi duyar duymaz gelmişlerdi demek.

   Hızını hiç kesmeden onlara taraf yürüdü.
  Hiç kimseyi önemsemeden bakışlarını yeni çiftin üzerine dikti.
  
   " Bir kez daha tebrikler size.
     Sonsuz aşkınız ne de güzel sonuçlar doğuruyor böyle.
    Mutlumusunuz şimdi ,  bir can sizin yüzünüzden ölümle cebelleşiyor.
  Ama siz sakın üzülmeyin ne de olsa önemli olan sizin aşkınız. "

  Kimsenin bir şey demesine izin vermeden arabasına bindi.
Arkasından bağıran babasını bile umursamadı bu kez.
  
    Arabayı son hız gideceği yıkık dökük binaya sürdü.
   Zaten kullandığı hızla kısa sürede ulaşmıştı gideceği yere.

     Zaman kaybetmeden arabadan inip kapıda bekleyen iki korumaya yaklaştı.

   " Polisi ara buraya gelsinler." Korumalar ilk önce şaşırsalar da kafalarıyla onayladılar Mirza ağayı.

   Genç adam yıkık dökük binadan içeri geçer geçmez karşısında yere diz çökmüş adamlara baktı.
   Hepsi elleri arkalarından bağlı , başları öne eyik şekilde duruyorlardı. 
   Genç adam yüzüne insanın içini titretecek bir gülümseme yerleştirdi.
    Onu tanıyan her kes bu gülümsemenin altında yatan pisikopatlığın farkındaydı.
   
  Mirza ağa hedefini hiç şaşmadan direk  Saitin önünde durdu.
  Başı yere eğik olan adam ayak ucuna yaklaşmış ayakkabılara baka kaldı.
    Kim olduğunu sorgulamasına gerek bile yoktu zaten.

     Bakışlarını son kalan cesaret kırıntılarıyla birlikte Mirza ağaya çevirdi.
  Ama daha ilk saniyelerde buna pişman oldu.
  Mirzanın gözlerindeki intikam hırsı anlaşılmayacak gibi değildi.
   Öfkeden gözü titreyen Mirza hiç vakit kaybetmeden yumruğunu karşısındaki dik durmaya çalışan adama geçirdi.
   Sait  hızlı bir şekilde yere devrilirken , dudaklarından acı bir inleme kaçtı.
   Ama bununla yetinmeyecekti genç adam.
   Yere yığılan adamı yakasından tutup kaldırdı.
 
     "Ben sana yaşatmam demedim mi lan !
  Benim olanın kılına zarar gelirse bunun bedelini ödersin demedim mi ?"

  Daha laflarını algılamasına izin bile vermeden kafasını Saitin yüzüne gömdü.
   Kırılma sesini duyan Mirza tatminlikle gülümsedi.
    Duyduğu siren sesleriyle dışarı çıkıp direk arabaya bindi.
  Şimdi uğraşamayacaktı polisle.

      Hiç düşünmeden tekrar sürdü hastaneye.
  Ameliyatın bitmesini umdu.
Böyle beklemek sinir bozucu birşeydi ona göre.
  Hastanenin önünde arabasını park edip.
  Bildiği kolidorlara yürüdü.
  Yoğun bakımın önünde duran iki aileyi görünce adımlarını hızlandırdı.
   Mirzayı ilk fark eden babası olmuştu.

    "Ameliyat bitti mi? Durumu nasıl ?"

    Sert çıkan sesi babasında bir etki yaratmazken sakince cevapladı oğlunu.
  
  " Ameliyat yeni bitti. Kurşunları çıkardılar ama hasar vermiş organlara.
   Hayati tehlikesi sürüyor."
 
    Mirza duyduklarıyla yumruklarını sıktı.
   Keşke diye geçirdi içinden.
   Keşke sıksaydı kafasına Sait olacak itin.

     Ezranın yoğum bakımda olmasından  üç gün geçmişti.
    Kos koca üç günde her kes perişan olmuştu.
   Ezra hala uyanmamıştı.
   Mirza ağa bir gün bekledikten sonra şirkete dönmüş , ama ara sıra ziyaretine gitmişti Ezranın.

       Ezranın anlatımından......

   Göz kapaklarımdaki ağırlık izin vermiyordu uyanmama.
   Etrafımda bir kaç uğultu duysam da bir tepki gösteremiyordum.
  En sonunda biraz daha zorladım kendimi.
  Yarı açılan gözlerim ışık yüzünden kısılırken tam odaklanamadım.
  Üzerimden kamyon geçmişti sanki.
Her yerim fazlasıyla uyuşmuş ve acıyordu.
   En son olanları hatırlamaya çalıştım.
   En son nişanımız oluyordu Mirzayla.
  Sonra bir adam beni kaçırmıştı.
  En sonunda o adamın elini ısırıp Mirzaya koştuğumu hatırladım.
Sonrası yoktu.
  Demek vurulmuştum.

   Gözlerim ışığa alışınca etrafta gezdirdim bakışlarımı.
   Hastane odasındaydım.
   Ellerimde hissetdiğim kablolar bir hayli yakıyordu canımı.
  Gözlerim yatağın önündeki cama kaydı.
   Mirza ordaydı !
  Camın önünde duruyordu ama arkası bana dönüktü.
  Sanki hissetmiş gibi arkasını döndü.
   Gözlerimiz buluşunca bu güne kadar duygusuz  adlandırdığım bu adamın gözlerinde bir duygu yakaladım.

   ŞAŞKINLIK !

  Uyanmamı beklemiyordu her halde.
  Aceleyle bir yere koştu.
Tam göremesem de doktorlara haber verecekti kesin.
  Kısa sürede odaya gelen doktor ve hemşirelerle düşüncemin doğru olduğunu anladım.
  Doktor bana bir kaç test yapıp , sorular sordu.
  Verdiğim cevaplardan tatmin olmuş olacak ki normal odaya alacaklarını söyledi.
Doktor çıkınca Mirza girdi odaya.
  Bakışlarımı ondan çekmezken baş ucuma kadar gelip oturdu.

  
    Yeni bölüm nasıldı?

   Sizce Ezra iyileşti mi ?

  Peki Mirza üzüldü mü?

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 13, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

EZRA (GÜZEL SEVENLER SERİSİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin