DENEDİM

690 71 7
                                    

"Nişanlı..."

Kulaklarım sinirden sımsıcak olmuş, ağzım yarım metre açılmıştı. Şimdi anlaşıldı, annemlerin Sezen hanımlarla bu kadar samimi olmasının nedeni, Orçun'la beni pansiyonda bırakmaları falan. Ailemden bunu beklemezdim. Kim olsa beklemez kii. Ben daha lise son sınıf öğrencisiyim. Benim yaşamıma kimse karar veremez. -Herkesin hayatına kimse karışamaz- Herşeyin bir zamanı var ayrıca.

Tamam eyvallah. Orçun'u seviyorum, ona değer veriyorum ama... Onun bu karakteriyle olmaz yani. Hem böyle zoraki hiç olmaz. Şu öküze bak. Ben buna bir ömür veremem tipe bak. Gözlerime baktı, ah müstakbel nişanlım ne diyecek acaba??

"Kabul ediyorsun herhalde bu durumu, bir şey söylesene!!"

"Ne bağırıyorsun be, sana meraklı değilim. Etmiyorum kabul falan."

"Hee Özge hee."

"Ya bana neden böyle davranıyorsun ibne misin Orçun?"

"Benimle düzgün konuş!"

"Konuşmazsam nolur ya." Şuan öyle bir aşağılayıcı gülüyorum ki anlatamam.

"Seni döverim." Seni öperim falan bekliyordum ama öküz işte. Ben bunla nişanlanmam. Nişanlanan Özge'yi biplesinler.

"Döv lan. Hadi. Gelsene." Yaklaştı. Yaklaştı. Burun buruna gelmiştik. Vücutlarımız birbirine değiyordu. O benim gözlerimin içine bakıyor. Ben onun gözlerinin içine bakıyordum. Tabi ikimizde şaşı vaziyetteydik.

"Orçun çekil ya, çok komik duruyorsun."

"Sen çok güzelsin hanımefendi."

"Nişan falan yapmayacağız. Annemlere biraz denemek istediğimizi söyler, zaman kazanırız. Sonra da anlaşamadık falan."

"Nah. Denemeye gerek yok ben öküzlerin kutsal olduğuna inanmıyorum. Seninle olamam."

"Salak, zaten benimle olmayacaksın."

"Nedenmiş o?"

"Özge, sen ne istediğini biliyor musun?"

"Biliyorum."

"Ben de biliyorum."

"Ne istiyormuşum?"

"Beni..."

"He tabi tabi."

"2 gün burda kalacağız şimdiden söyleyeyim."

"Kalmıyorum lan ben." sesim fazla yüksek çıkmıştı.

"İyi kalma, kapı orda bak. Güle güle."

"Ha demek öyle." Kol çantamı koltuktan bir hışımla çekip, Orçun'un 'cidden gidecek olamazsın' diye bakan gözlerine 'dediğimi yaparım zaa' bakışı attıktan sonra evden çıktım. Hava karanlıktı. Belki Orçun fikir değiştirir de beni çağırırdı ben de hadi affettim diyerek eve girerdim. Akşam cidden dışarısı hem soğuk hem fazla ürkütücüydü. Ben Orçun'un peşimden gelme düşüncesi yüzünden ağır ağır yürürken, az önce çıkmış olduğum evden bir gürültü koptu. Hızlı adımlarla tahta kapıdan geri içeri girmiştim.

"Orçuunn!!" Orçun mutfakta cam kırıklarıyla birlikte yerde oturmuş ağlıyordu. Evet Orçun ağlıyordu!!

"İyi misin?" dedim sakin ve titrek sesimle.

"Git başımdan."

"Gitmiyorum."

"Git dedim Özge git. Sana zarar veriyorum."

"Şuan cam kırıklarına sarılmış oturan sensin. Kendine zarar veriyorsun bana değil."

"Anlamıyorsun. Sen beni düşünüyorsun, iyiliğimi istiyorsun, bana değer veriyorsun. Ben sırf seninle eski sevgilime benziyorsun diye takıldım Özge. Tamam mı? Söyledim işte."

Burnumun sızlamasıyla, gözlerimin dolması bir oldu.

Orçun beni ağlarken görmesin diye az önceki yaptığımı yineleyecektim. Kapıya doğru yavaş yavaş ilerledim. Hala göz yaşlarımı tutuyordum. Kapıdan çıkmadan önce durup çantamın içini açtım. Bir paket yara bandını yere doğru fırlatıp hızlıca dışarıya çıktım.

Bana benzeyen Berfin...

O kız yüzünden ben Orçun'la yakınlaştım. Ben olduğum için değil. Orçun bana bakarken onu görüyordu. Ben konuşurken onu düşünüyordu. Beni öperken...

Hiç bir şeye inancım kalmamışken ona inanmak istemiştim ben.

Nereye gittiğimi bilmeden sessiz sakin yürüyordum. Yürüdüm yürüdüm...


Vee BUM.

Özge çamura düşer...

Bu çamurun ayağımın altında ne işi var şimdi ya? Hadi biri bunu açıklasın bana.

"Allah'ın sopası yok işte." Aşık olduğum ses, şuan duyulmaması gereken zamanda duyulmuştu.

"Siktir yaaaa off."

"Ya ne biçim konuşuyorsun kızım benle."

Hiç yüzüne bakmadan çantamdan çıkarttığım ıslak, kuru ne kadar peçete varsa üzerimi silmeye başladım.

"Demek konuşmuyorsun..." Yüzsüze bak ya. Ulan bana neler dedin az önce. Sanki yutulabilir birşeymiş gibi gelmiş konuşmaya çalışıyor. Konuşan Özge'yi biplesinler dememiş miydim? Yoksa orda başka birşey için mi bipleyeceklerdi?

"Nişan falan yok." Bunu söylemeye gelmiş olamaz. Zaten öyle birşey olamazdı. Bu halimizle.

"Öyle bir fikir de atmadılar ortaya..." Ne!!

"Ne!!!"

"Konuşmuyordun hani?" Trollendim resmen.

"Neden böyle bir yalan uydurduğunu sorabilir miyim?"

"Seni denedim." Oturduğum yerden kalktım ve Orçun'a gülümseyerek yaklaştım. Evet... Yalan söylemiş. Beni denemiş... Bir saniye, ufak bir işim var.

"Ben de seni deneyebilir miyim?" O kadar sevecen bir ifade ve ses tonuyla sordum ki, siz hayal edin.

"Nasıl yan-" Sözünü dudaklarım mı kesti sanıyorsunuz? Hayır, Orçun'un sözünü kesen sağ elim oldu. Sinirlendiğimde bir hayvan gücü gelirdi bana resmen. Yanağına öyle bir yapıştırdım ki, beş parmağımın izi çıkmıştı. Hatta bakayım... bir, üç, beş, altı?? what is the altı? Bunu nasıl becerdim lan ben?

Bunu düşünmenin sırası değil. Orçun öyle pis bakıyor ki. Şoku atlattığına göre beni bir güzel dövmeden ben şurdan bir kaçayım... Ulan korkudan şöyle havalara da gelemiyorum, nasıl koydum ama diye.

"Orçun dur, Orçun gelme, Orçun!!" Nefes nefese koşarken diyebildiğim tek şey buydu. Çocuk gibi ayaklarımız götümüze vura vura koşuyoruz Orçun'la. 

Orçun'dan...

"Orçun dur, Orçun gelme, Orçun!!!" Özge'nin koştuğumuz tepede yankılanan sesini duydum. Hava çoktan kararmıştı. Arabaların geçtiği küçük yoldan ara ara araba farları etrafı aydınlatıyordu. Bir sokak lambası bile yok burda. Hay dağ başına gelen aklımı...

Ne kadar hızlı koşsam da Özge'yle aramda bayağı mesafe farkı vardı. 

Nefes nefese kalmıştım. Soluklanmak için durdum. Eve dönecektim. Arkamı dönüp ağır ağır yürümeye başladım. Zaten bu salakta birazdan peşime takılırdı. Karanlıktan korktuğunu biliyorum. 

"Noldu?? Yetişemedin bakıyorum!! Or çuuunnn, Bee nii, Yakalaya mazz kiii!!"

Bazen şu çocuk çocuk hareketlerinden nefret ediyorum bunun. 18 yaşına gelmiş nerdeyse, şu haline bak. Bir süre daha yürüdüm. Yavaş yavaş gidiyordum. Sessizliğimi koruyup ayak sesi geliyor mu diye kulak kesiliyordum bir yandan da. Hayır yani onu önemsediğimden değil, gelirse döveceğim o  yüzden. Bir arabanın ormanda yankılanan korna sesini duydum önce. Sonrasında Özge'nin yarım kalan sözlerini...

"Orçuuunn, benii yakaa-"


Avşa AdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin