ORÇUN SEN NASIL BİR İNSANSIN?

769 65 4
                                    

Işıklı bir ortamda uyumam imkansızdır benim. Bu yüzden sabah gün aydınlandığında uykum bir kere dağılırsa o aydınlıkta asla uyuyamam. Paranoyaklığım yüzünden göz bandı da takamıyorum yatarken. Vücudum ağrıdığına göre fazla uyumuştum. Gözlerimi açtığımda etrafta tek bir ışık yansıması dahi yoktu. Etraf karanlıktı, kapkaranlık... Bir o kadar da soğuk... Soğuk... En nefret ettiğim.

Nerdeyim ben? 

Ellerim acıyor.

"Hey! Kimse yok mu?"

Olsa da cevap verir miydi sanki. Dün gece ne oldu ki? Orçun'la otel odasında uyuyorduk. Ben buraya nasıl geldim, niye geldim??

Aklıma gelen şey, daha çok ürkmeme sebep olmuştu.

'Sevdiğin herşeyi alacağım Orçun, başta o kız olmak üzere.'

Olayın şokundan ağlayamıyordum bile. Ben. Ben kaçırıldım!?

Soğukkanlı olmak istesem de olamam ben ama etrafı görememek biraz soğukkanlı olmamı sağlıyordu. Ellerim arkadan kalın bir iple bağlanmıştı. Zorlasam da bunu çözmek imkansızdı ve kaç saattir bu haldeysem ellerim tahriş olmuş ve uyuşmuştu. Bir zaman sonra gözbebeklerim büyümüş, yani karanlığa alışmıştı. Etrafı seçebiliyordum. Karşımda küçük tahta bir masa ve bana yakın bir mesafede, yüzüme dönük bir sandalye vardı. Bu da neyin nesi?

Burası küçük bir yerdi. Dört duvar arasında, depo gibi bir yer sanırım. Duvarlar gri renkte olabilirdi. Burdan göründüğü kadar öyle. Yerler ölümüne tozlu. Benim ölümümü sürekli hapşurmamdan sağlayacaklar heralde. Ağır, demir kapının gıcırtı sesi doldurdu kulaklarımı...

"Günaydın Özge." dedi. Korkunç bir tipi yoktu. Çirkin denebilecek biri de değildi. Kendini zorla insanlara kötü tanıtmak isteyen biri gibiydi. Buna mecburmuş gibi. İnsanları az çok tanırdım. Bu yüzden psikoloji okumak tek hedefimdi. O geceki adamdı karşımdaki. Tavayla devirdiğim.

"Günaydın mı? Sence günaydın mı? Seni ne çabuk saldılar karakoldan?" sesim öfkeyle karışık tıslama gibiydi. Bağırmıyordum. Bağırmak öfkemi daha da bastırabilirdi.

"Benim elim kolum uzundur Özge'cim. Karakolda tutmaları o kadar kolay değil."

"Ne istiyorsun?" dedim gözlerine kitlenerek.

"Acı çektirmek." Bunu söylerken bile onda bu yüreğin olmadığı belliydi. Bariz belli. İlk baş odadaki korku atmosferi biraz olsun indirgenmişti bende.

"Ne için?" rahatlığımdan ödün vermiyordum. Korkarsam eğer daha çok üstüme gelirdi ve zevk alırdı. Ona bu zevki tattırmayacaktım.

"Bana baksana sen. Orçun yüzünden yakın bir zamanda senin canını yakacağım ve sen nasıl olur da bu kadar rahat olursun!!"

Karşımdaki insana ters psikoloji uygulamakta bir numarayım.

"Elini çabuk tutsan iyi olur. Zaten şu aralar bıktım yaşamaktan. Herşey üstüme üstüme geliyor. Sen öldürmezsen ben öldürücem kendimi. Yakındır."

Yüz ifadesinden aklının karışmış olduğunu anlamıştım. Karşımdaki sandalyeden doğrulup bana doğru eğildi ve tek eliyle yüzümü sıktı.

"Şunu da söyleyeyim. Kağıdı ben okudum ve emin ol, beni öldürmen Orçun'un şeyinde dahi olmaz. Ona zarar vermek istiyorsan başka bir malzeme bul."

"Buna sen karışamazsın ufaklık."

"Karışmıyorum zaten, hadi öldürsene. Öldür!! Beni burda ne kadar tutmayı planlıyorsun. Orçun götünü kaldırıp aramaz bile benii."

Bunlar gerçek düşüncelerimdi tabi. Belki biraz 'benim yüzümden' triplerine girerdi Orçun bey ama çıkıpta sokak sokak beni aramazdı eminim. Hem kim bilir nerdeyim...

Bu durumda ne kadar rahat olduğuma inanmayabilirsiniz ama adamın psikolojik analizini yaptım bile. İlk günden.

Birincisi, Orçun bir haftadır evine gitmiyordu ve bu adam biz Orçun'lara gittiğimiz zaman eve gelmişti. Yani takip etmişti ve beni de Orçun'un yanında görmüştü. Zarar vermek istese o gün hayli hayli zarar verebilirdi.

İkincisi, adamın yapmak isteği tek şey göz korkutmak ve bu isteğini ona yaşatmayacağım.

Üçüncüsü, ben bu kadar konuşmaya hayatta kalamazdım.

"Sen canına mı susadın? Harbi harbi korkmuyor musun benden? Neler yapabileceğimi bilmiyorsun küçük hanım.Bu rahatlığın ondandır."

"Nolur, önce provasını yap da öğreneyim." 

"Senin. Sen. Sinirlerimi bozuyorsun. Kapa çeneni."

Elini boğazımdan çekip, karşımdaki sandalyeye oturdu ve arkasına yaslandı. İşte böyle. Bunda o yürek yookk..

"Orçun, senin için endişelenecek. Kendini bu kadar önemsiz görme. Onu tanıyorum." dedi. Keşke doğru olsaydı bu dedikleri.

 "İstediğin kadar tanı, onunla zaman geçiren benim. Toplasan güzel bir tane anımız yok be."

Gözlerini devirdi. Ellerim çok acıyordu ve kasılmıştı. Biraz daha bu şekil kalsa dikişlerim patlayabilirdi.

"Kolumdaki dikişi görmedin mi? Çöz şu ellerimi."

"Oldu, çözeyim de kaç dimi?"

"Sen harbi akılsızsın. Kız kaçırmaya nasıl cesaret ettin bu beyninle. Ayaklarım bağlı, nereye kaçıcam?"

"Bekle." masanın üstündeki bıçağa uzandı. Arkama geçip ellerimdeki ipleri kesti. Dikişim henüz patlamamıştı ama yanlarından kan sızıyordu. Kıpırdayacak halde değillerdi. Bilmem kaç saattir bağlı kaldıkları için kaskatı olmuşlardı. İçerisi hala soğuktu. Titriyordum. Bunu farkedince, bir kaç dakika gözden kaybolup tekrar yanıma geldi. Elinde bir battaniyeyle. Noluyor lan? Bu kadar da işe yarayacağını sanmıyordum bu konuşmanın... Battaniyeyi üzerime örttü.

"Senin amacın ne? Bana zarar vermek değil bunu görebiliyorum. Orçun'la ne derdin var?"

"Bunu sana anlatmam birşey değiştirmez."

"Anlatmaman da değiştirmez." kaldığım yerden devam.

"Anlatmayacağım." dedi. Ben de Özge'ysem öğrenirim bunu.

"İyi. Anlatma." dedim kelimeleri sakız gibi uzatarak.

"Anlatsam ne değişecek ki?" dedi. 

"Tamam. Anlatma. Allah Allah." Anlatması için tahrik ediyordum resmen bu şekilde.

"Orçun. Kardeşimi ve yeğenimi ortada bıraktı." dedi yere doğru bakarak. Gözlerinin dolduğunu hissedebiliyordum. Duygusal bir adam belli ki. Orçun, kardeşine ve yeğenine ne yapmış olabilir ki?

"Nasıl yani?"

"Kardeşim, Orçun'dan hamile kaldı. Doğum yapalı bir kaç ay oldu. Biz kıza aldırması için birşey diyemedik. Orçun bize sahip çıkacak. Evleneceğiz demişti, kardeşim. Öyle olmadı. Orçun, çocuk benden değil deyip kaçtı. Bunu ona ödetmem lazım. Ya kardeşimle evlenir, ya da sonuçlarına katlanır. Benim iyi olduğumu düşünüyorsun ya. Değilim. Sadece sen daha çok yenisin Orçun'un hayatında. Kardeşimin yanından kaçtığı zaman başka bir sevgilisi vardı. Aynı sana benziyordu. Ondan da intikamımı aldım. Toprak oldu anlayacağın. Dua et de Orçun evlenmeyi kabul etsin. Yoksa düğünü yerine senin cenazene gelir. Anladın?"

Multimedia: Özge ve o adam

Avşa AdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin