BAŞIMIZ BELADA, BAŞTA BEN OLMAK ÜZERE.

767 61 2
                                    

Telefon elimde, ne yapacağımı şaşırmıştım. Dün gece Orçun benimleydi. Hastanede. Yanımda... Sağ gözümden akan bir damla yaş, yanaklarımın sıcaklığında süzülürken kapı çaldı. Ayak seslerinden Orçun'un kapıyı açmaya gittiğini algılayabiliyordum. Benimde burda kalma sürem sona erdi zaten.

Odadan çıkıp koridora geçtiğimde kapının orda bana arkası dönük olan Orçun'u, sonrasında boynundaki elleri gördüm. Bunlar, erkek elleriydi?! Korkudan zangır zangır titresem de hemen mutfağa sıvıştım. Resmen bir film karesi. İçerde bir adam resmen Orçun'u boğazlıyor. Şaka gibi! Ne yapıcam? Bir saniye. Böyle anlarda... Hımm... TAVA!! TAVA!!!

Tavayı elime aldım, tamam iyi hoş fakat ben hep dizilerde izlediğimde, bir vuruşla adam bayılır mı lan diye dalga geçenlerdenim... Allah'ım tamam merak ediyorum ama, bunu bu şekil göstermeseydin keşke.

PAATTT!!!

(Sakin, tabanca değil. Kapı çarptı.)

Kapıyı kapatıp boğuşmalarına evde devam etmeye başladılar. Bir yandan küfürler, atışmalar devam ederken diğer yandan apartmandakilerin kapıyı yumrukladıklarını duyuyordum. Yusuf yusuf bir halde artık ya Allah bismillah çıktım mutfaktan.

"Allah, Allah, Allah, Allah!!!!" diye nidalarıyla onların bulunduğu yere koştum. Bu da kendime gaz verme halimdi herhalde. İlk defa böyle oluyordu.

DANK

Headshot!

Arkası dönük, pis katil midir nedir ayaklarımın dibine düştü. Allah'ıma bin kez teşekkür edip, şu sahnelerine inanmadığım dizilerden bin kez özür diledim. Ne, oha?!?!?!

Ayağımın dibinde yatan Orçun???

Ani bir hareketle kafamı kaldırdım ve yine DANK

2x combo

Tabiki de ben indirdim. Alıştım lan buna resmen. Fena gaza geldim, bu güç nerden geliyor. Bismillahirrahmanirrahim.

Can havliyle yerde yatan adam ve Orçun'un üstünden atlayıp kapıyı açtım. İçerdeki manzarayı görenler şok olmuş olacak ki bana 'oha' der gibi bakıyorlardı. Titriyordum. İçerde hayvan gibi ikisini de indirmiş olsam da çok korktum. İki tane teyze bana su verip, sakinleştirmeye çalıştılar. Hayatımda her zaman monotonluktan sıkılıp aksiyon istemişimdir evet ama bu kadarı aşar beni. Aşar!

5 dakika içinde polis sirenleri duyuldu. Aparmanın merdivenlerinden üç tane üniformalı polis çıktı. Daireye girip yerde baygın yatan adamı ve yarı baygın olan Orçun'u aldılar. Orçun'dan da yanlışlıkla da olsa hıncımı almıştım. Polisin teki gelip benim de karakola gelmem gerektiğini söyledi. Beklediğim bir şeydi zaten. Orçun ve beni aynı arabaya, o adamı başka arabaya bindirdiler ve karakolun yolunu tuttuk.

"Anlat, nasıl oldu bu olay?" İfade veriyorum şuan. Bu olay annemlerin kulağına giderse yandım. Reşit bile değilim, Orçun sıçayım ağzına Orçun.

"Polis bey, arkadaşımla evde oturuyorduk. Kapı çaldı, gürültü gelince koridora çıktım. Kavgalarını gördüm."

"O adamı tanıyor musun kızım?"

"Hayır, daha önce hiç görmedim."

"Özge kızım, emin misin?"

"Evet, polis bey. Eminim."

İki saat karakolda kaldık. O adamı birkaç gün içerde tutacaklarmış. Yine çıkacak galiba. Umarım beni hatırlamaz. Umarım...

Yanında bir tane polisle gelen Orçun'a baktım. Bana anlam veremediğim korku ve endişe dolu bir bakış attı. Elini cebinde karıştırdı. Tekrar polise döndü yüzünü. Polislerle konuştuktan sonra yanıma geldi ve koluma asıldı.

"Gidelim."

"Nereye?"

"Soru sorma Özge, şimdi sırası değil."

Hiçbir cevap veremedim. Evde tek kalamazdım. Mecbur Orçun'la olacaktım. Telefonuna gelen mesajın ve adamın hesabını sormak sonraki görevimdi. Karakoldan çıkınca yakında gözüken taksi durağına doğru yürüdük. Hava mı soğumuştu, benim kanım mı çekildi bilmiyorum ama üşüyordum. Orçun hala kolumu sıkıyordu. Morartmış olabilir. Bir taksiye yaklaşınca köşede oturan taksici aracının yanına yaklaştı. Orçun ön koltuğa oturur diye düşünmüştüm ama benimle birlikte arka koltuğa oturdu. Araca bindiğimizde ilk iş hırkamı sıyırıp koluma baktım. Hafiften kızarmıştı. Hiçbirşey düşünmek istemiyorum bu gece. Hepsi rüya olsun istiyorum. Kafam davul gibi oldu. Orçun taksiciye gitmesi için bir otel adresi verdi. Otele mi gidiyoruz?

Yaklaşık 45 dakika süren yolun ardından nerde olduğumuzu tahmin edemediğim bir yerde, bir otelin önünde indik. Otel bayağı yüksek bir binaydı ve lüks bir yere benziyordu. Allah'ım şuan bunları düşündüğüme inanamıyorum. Orçun'la otelin girişine doğru ilerlerken hırkamı unuttuğumu farkedip geri döndüm. Taksici daha arabayı çalıştırmamıştı şansıma. Sevdiğim hırkamdı ne yapayım. Eşyalarım kıymetlidir benim. Arka kapıyı açıp koltuğun üstündeki beyaz hırkamı aldım ve koltukta duran kağıt parçasını da. Orçun'dan düşmüş olmalı. Önemli birşeydir belkii.

Taksinin kapısını kapatıp otelin giriş kapısından içeri girdim. Orçun resepsiyonda giriş işlemleriyle uğraşıyordu. Beni yanına çağırdığında kimliğimi verdim. Kuzen yalanıyla bir oda tuttuk. Sormamışlardı zaten ama biz işi sağlama aldık başından. En sonunda bir oda ayarladıklarında asansöre doğru ilerledik ve bir bellboyla odanın bulunduğu kata çıktık. Seçtiğimiz oda suit odaydı, gerçi normal tek yataklı oda bile olsa bugünden sonra itiraz etmeye götüm yemezdi orası ayrı. Orçun'la bu konuların hepsini konuşacaktık. Hepsini. Orçun bellboya bahşiş verip gönderdikten sonra ben de elimdeki çantamı ve hırkamı odanın içindeki diğer odaya koydum. Taksinin koltuğunda bulduğum kağıt hala elimdeydi, buruşmuş kağıdı açtım. Aceleyle yazılmış, el yazısı bir not bu, şimdi sıçtım dedirten bir not.

-Sevdiğin herşeyi alacağım Orçun, başta o kız olmak üzere.


Avşa AdasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin