Bölüm Şarkısı - Sagopa Kajmer - Soğuk küvet ft. Kolera
1 ay sonra
Güneş ışınlarının gözüme direkt hücum etmesiyle gözlerimi araladım. Elimi gözlerime siper ettim. Güneşe arkamı dönüp tekrar göz kapaklarımı indirdim. Uyanmak istemiyordum. Hiç bir yeni gün istemiyordum. Her gece sabaha çıkmama umuduyla uyuyordum. Her gün bana cehennem gibi geliyordu artık. Yaptığım tek şey yatağıma oturup o lanet günü gözümün önüne bir sinema perdesi gibi sermekti. Izleyerek agliyordum. Aptalligima agliyordum. Acizligime agliyordum. Özgür'ün karşısında döktüğüm gözyaşlarına agliyordum. Özgür'e tokat atmak için havalanan elime ağliyordum. O güne ait her sahne kalbime bir mızrak gibi saplaniyor ve bunu bir kaç kere tekrarliyordu.
Kapim tiklatilinca yorganimi kafama kadar çektim. Uyuma numarası yapmayı beceremiyordum.
"Eslem..." Ah! Her Eslem lafinda aklıma Özgür'ün o günkü Eslem diyişi geliyordu hatırıma. Gözyaşları yavaş yavaş gözlerime dolarken onları geri itmeye çalıştım.
"Kızım. Hadi yavrum uyan." Annem ellerini yavaşça başıma koydu. Yavaş yavaş aşağı yukarı hareket ettirdi. Bu hareket kendimi koyvermeme sebebiyet verdi. Bogazimdan bir hıçkırık firar ederken elimle ağzımı sıkıca kapadim.
"Eslem..." Annem endiseli bir şekilde dile getirmişti adımı. Yorganı kafamdan kaldırdı. Yüzüme düşen bir kaç tutami kulagimin arkasına sıkıştırdı. "Harap ettin kendini be kızım." Zaten harap olmuştum ki ben. Üstüne hiç birşey eklememistim. Özgür büsbütün harap etmişti beni. Kalbimi eline alıp defalarca tuz buz etmişti. Annem elini yüzümde gezdirince yüzüme vuran soğukluğu hissettim. Ne zaman bırakmıştım kendimi tutmayı hiç hatırlamıyorum.
"Anne yalnız kalmak istiyorum." Yapayalniz. Hiç kimseyi istemiyordum artık yanımda. Bu odada çürüyüp gitmeyi bekliyordum.
"Kızım 1 aydir öylece bu odada oturuyorsun. Bari bugün çık. Biraz dolaş. Toparla kendini." Darmadağın haldeyken nasıl toparlayabilirdim ki kendimi? Kalbim paramparca haldeyken nasıl toparlanabilirdim?
"Istemiyorum." dedim çatallasmış sesimle. O sırada Duygu geldi. Başta yüzüme acıyarak baktı ama sonra yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirdi.
"Canım." Zoraki bir şekilde ona gulumsemek istedim ama tabii ki bunu basaramadim. Gülümsemeyi dahi unutmuştum. "Daha ne kadar böyle devam edeceksin?" dedi Duygu hafif sinirli bir tonda.
"Geberene kadar." diyerek kendimi yeniden yatağa bıraktım.
"Saçmalama. Kalk hadi kalk kalk kalk. Bugün dışarı çıkacağız. Gökçe'nin istediğini ona altin tepside sunuyorsun resmen." Duygu'nun lafı üzerine sinirle başımı kaldirdim.
"Şunun adını anma şu evde." Dik dik Duygu'ya baktim. Duygu ellerini teslim oluyormuşcasına havaya kaldırdı.
"Pekala. Bana öyle bakmayı kes. Özür dilerim." Tekrar kafamı yastığa gömdüm. Duygu kolumu sıkıca kavradı ve çekistirmeye başladı.
"Bugün yatmana hiç bir şekilde izin vermeyeceğim. Kalkacaksin giyineceksin ve dışarı çıkacağız." Tam yorganı kavrayıp kafama çekiyordum ki annem yorganı elimden kapıp üzerimden sıyırdı. Diğer kolumu da annem kavradı ve beni zorla ayağa kaldırdılar. Ellerimi saçlarımdan geçirip onlara sinirli bir bakış attım.
"Küçük hanım bana öyle bakmayı kes ve hazırlan. Kızarmış ekmekler soğuyor. Hadi." diyerek odamdan ayrıldı annem.
"Sen git elini yüzünü yıka. Bende sana kıyafet seçeyim." Ayaklarımı sürterek banyoya ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet
RomanceHayatını adadığın adamın sana sert ve kocaman bir darbe vurabilmesi kadar acımasız hayat.