Bölüm Şarkısı : Mabel Matiz - Gel
Göğsüm sıkışıyordu. Aldığım her nefes boğazımı parça parça edercesine yakıyordu. Damlalar yavaş yavaş gözlerimde yerlerini alıyorlardı. Onlara asla düşmemeleri emrini verdim ve toparlandım.
Odadaki bütün gözler üzerimdeydi ve bir Allah'ın kulu da birşey söylemiyordu. Bense salonun girişinde öylece dikiliyordum. Duygu arkamdan gelip elini omzuma koydu. Ona dönerek 'sorun yok' diye dudaklarımı kıpırdattım.
"Hey millet! Ben geldim." ortamdaki sinir bozan sessizliği bozdum.
"Hoşgeldin" diye mırıldandı Mısra. Özgür'e bakmaktan kaçınıyordum. Çünkü baktığım anda güçsüz düşüp ağlayacağımı biliyordum. Bunu istemeyiz değil mi?
Sonunda harekete geçip Berksan'a doğru ilerledim. Yattığı yerde dikleşti. Ayak ucuna oturdum.
"İyi misin?" diye sordum hüzünle. Omuz silkti. Mert haşat etmiş bide omuz silkiyo mal.
"Eslem" Adımı söyleyen Özgür'dü ve içim titredi. Yüzümü ifadesiz tutmaya çalışarak Özgür'e döndüm.
"Efendim?" Ne diyeceğini deli gibi merak ediyordum ama umursamaz görünmek için çırpınıyordum. Birşey söylemek için ağzını açtı sonra hemen geri kapadı. Hadi söyle artık ne söyleyeceksen.
"Nasılsın?" Ne? Bu ne biçim soru be.
"Çok mutluyum. Semih harika biri." Evet. Bütün üzerinde büyümüş şaşkın gözler olan kafalar bana döndü. Orangutan görmüş gibi bakmayı kesin ahmaklar. Şu gitsin size açıklayacağım zaten. "Ya sen?"
"Fazlasıyla mutluyum. Gökçe'yle harika gidiyor." Gider tabi. Yollu kızla her zaman harika gider. Sürtük çöl faresi.
"Sevindim." diyip ufak bir tebessüm ettim. Oscar verilmesi lazım bana. Şu oynadığım oyunculuğa bak be. Harcanıyorum ben buralarda.
"Ben artık gideyim. " Defolup git zaten işin ne!
Kimseden ses çıkmadı. Özgür ayaklandı ve kapıya yöneldi. Kapı kapanma sesi duyulduktan sonra meraklı melahat tayfası başıma toplandı.
"Kim bu Semih?"
"Hangi ara kızım. Daha dün depresyon yatağındaydın."
"Nasıl biri? Yakışıklı mı?"
"Ne susuyorsun anlatsana be!"
"Ay yeter!" başımdaki bır bır konuşan gruba isyan ettim. "Semih benim sadece bir arkadaşım."
"Tüm arkadaşlarını tanırım ve aralarında Semih diye birinin olmadığına eminim." dedi Duygu kollarını göğsünde birleştirirken.
"Dün tanıştık. Ben otoparktan çıktıktan sonra. Önemsiz biri." diyip kestirip attım. Ama bizimkiler tatmin olmadı tabi.
"Bu önemsiz birini Özgür nereden tanıyor ve ona neden onun harika biri olduğunu söyledin?" Mısra tek nefeste sorunca sıkıntıyla ofladım.
"Pekala anlatacağım. Ama ben anlatmayı bitirdiğimde tek bir soru sormayacaksınız anlaştık mı?" Hepsi bir ağızdan 'Evet' diyince kıkırdadım. Onlara dün olan herşeyi anlattım. İntihar olayını es geçtim tabiiki. Rastgele koştuğumu daha sonra kaybolduğumda bana yardım etmeyi önerdiğini söyledim. Bugünkü olayları da anlatmadım. Yoksa hemen oooo falan filanlar baş gösterirdi.
"Vay be! " dedi Rabia. Etrafıma toplanan topluluk tek tek koltuklara dağıldılar.
"Özgür ondan sonra aramadı mı daha?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanet
RomanceHayatını adadığın adamın sana sert ve kocaman bir darbe vurabilmesi kadar acımasız hayat.