B16: Fotoğraf.

932 75 46
                                    

✷⤵

Yine bahçenin en gölgelik alanındaydım. Bu sefer kimseyi görmek istemediğim için ağaçların arkasına yaslanmıştım. Birkaç gün önce malzeme odasında bulduğum albüme bakıyordum. Eskileri hatırladıkça hissettiğim burukluk kalbimi ağrıtıyordu. Yokluğu çok kötüydü ve özlüyordum.

Abimdi o benim, rol modeli olarak gördüğüm ve her daim güvendiğim tek kişiydi. Bütün dertlerimi onunla atlatabilirdim. Aradığım sevginin tamamını o'nda bulabilirdim.

Gitmişti, bir gün öylece gitmişti.

Bırakmıştı bizi ve ben onsuz ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Küçüktüm, abimle çok iyi anlaşırdık ve dayanağımı kaybetmek, yaslandığım duvarın aniden yıkılmasıyla aynı şeydi işte. Kendimi yere çakılmışken bulmuştum birdenbire.

Ebeveynlerimizin ayrı olması zaten bizi üzüyordu ve bir de abim gidince hem ben hem de Lilya büyük bir boşluğa düşmüştük. En sonunda kendime sığınak olarak Yoongi'yi seçmiştim sanırım. Abimde gördüğüm hareketleri o da yapıyordu ve ben ona bağlanmıştım farkında olmadan.

Zor bir hayatım vardı. Hiçbir zaman yaşıtlarımın yaptığı şeyleri yapabilecek kadar serbest olmamıştım. Beni mutlu eden yegane kişiyi kaybetmiştim. Bir odanın içine tıkılmıştı hayatım. Karanlıktan çıkamaz olmuştum. Güneşten nefret ediyordum hem de tüm bedenimle.

Gözlerimden akan yaşları elimle sildim ve başımı arkamdaki ağaca yaslayıp gözlerimi kapattım.

"Hey! Ağlıyor musun?"

Henüz şimdi kapattığım gözlerimi duyduğum sesle hızlıca geri açmıştım. Onun burada ne işi vardı?

"Ağlamıyorum." diyerek cevapladım onu gözlerimi kaçırmadan önce.

Bu sıra sıklıkla karşıma çıkıyordu.

"Gözlerin pek öyle demiyor." diye karşılık verdi elleriyle işaret ederek.

"Sana ne bundan, seni ilgilendirmiyor." Ah, yürek mi yemiştim?

"Soranda kabahat." diye mırıldandı.

Bir süre öylece başımda dikildikten sonra nefesini seslice verip yanıma oturmuştu. "Sanırım yalnız kalmaya ihtiyacın var."

Başımı iki yana sallayıp, benim sana ihtiyacım var Yoongi, demek istedim ama yapamazdım. Ben de kısık bir mırıltıyla geçiştirdim onu.

"Ben gelene kadar ne yapıyorsan onu yapmaya devam edebilirsin." diye sakince konuşup sırtını duvara yasladı. Karşılıklı oturuyorduk bir nevi.

"Sen ne yapacaksın?"

"Biraz kestireceğim izin verirsen."

Nezaketen kurduğu cümlenin ardından izin vermediğimi söylemek istemiştim ama bundan vazgeçtim. İlk defa bu kadar yakındık ve az da olsa benimle ilgilenmişti.

Uyku pozisyonuna geçtiği için de rahatsız etmek istemiyordum. Umursamamaya çalışarak başımı karnıma doğru çektiğim dizlerime yasladım. Sakince oturuyorduk ve ben onun nefes seslerini dinlerken hiç olmadığım kadar huzurluydum. Aramızdaki sessizliği derin bir nefes alarak bozdu. "Adın neydi?"

Başımı kaldırdım. "Bildiğini sanıyordum." Malzeme odasını toparladığımız gün Bay Park sayesinde öğrenmiş olmalıydı.

Beni onayladı. "Biliyordum ama unutmuşum."

"Yine unutursun, boş ver."

Birkaç saniye sessizce bekledi. "Peki kaçıncı sınıftasın?"

Duvardaki bakışlarımı gözlerine çıkardım. "Bilmen gerekir mi?"

Omzunu silkti ve beni süzdü. "Küçük gözüküyorsun."

"Son sınıfım." diye karşılık verdim beklemeden.

Cevabım onu şaşırtmış gibiydi. Sırtını duvardan ayırarak birazcık öne eğildi. "Dört yıldır nasıl seni görmedim?"

"Gözlerin bozulmuştur." dedim ve bakışlarımı yeniden duvara çevirdim.

"Soğuksun." dedi dudaklarını büzüp önüne dönerken. "Dışarıda hiç öyle gözükmüyordun halbuki"

Ne demişti? Son cümlesini oldukça kısık söylediği için duyamamıştım.

"Son bir soru." dedi işaret parmağını göstererek. Omzumu silktim. Hayır desem bile soracaktı.

"Fotoğraftaki kimdi?"

Sorusuyla beraber kaşlarımı çatarak hızlıca ona döndüm. "Beni mi izledin?"

"Hayır-"

"Bir daha bunu yapma." diye sertçe konuşup ayağa kalktım.

"Yanlış anlıyors-"

"Beni bu zamana kadar görmediysen bundan sonra da görmene gerek yok. Benimle ilgilenme, mümkünse bir daha karşılaşmayalım da."

Daha fazla beklemedim. Neden bu kadar kızdığımı bilmiyordum ama kızmıştım işte. Dört yıl boyunca beni bir sefer bile fark etmemiş olması canımı yakmıştı.

Hırkamın kollarını ellerimi kapatmak için çekiştirip, cebimdeki gözlüğü takarak arka bahçeden çıktım ve sınıfa ilerledim.

__

-Lilya'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-Lilya'

Cursed Sun | YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin