B21: Güzel Bir Gün.

894 76 13
                                    

✷⤵

Bazen uyanmak istemediğiniz kadar tatlı bir uykuya dalarsınız. Gördüğünüz hoş rüyaların bölünmesi sizin için günün en berbat olayı bile olabilir böyle zamanlarda. İşte tam da bunu yaşıyordum. Dün akşam yaptığımız konuşma sonrasında ağladığım için gözlerim şişmişti ve biraz da başım ağrıyordu. Yorgun olduğum için erkenden uyumuştum. Gördüğüm ancak bir türlü hatırlayamadığım güzelim rüyam ise sabah Lilya'nın pat diye odama dalması sonucu bölünmüştü. Şu an ise annemin hazırladığı kahvaltı sofrasında bir gözüm kapalı şekilde öylece oturmuş ve yüzümü yumruk yaptığım elime yaslamıştım.

Uyumak istiyordum ve Lilya, sanki inadına yapıyormuş gibi seslice dün izlediği bir videoyu anlatırken bana hiç yardımcı olmuyordu. İkiz olmamıza rağmen bu kadar ters karakterlere sahip olmamız ya da şöyle söyleyeyim, benzer olan tek şeyin görünüşümüz oluşu tuhaftı. Biz tek yumurta ikiziydik. Dışardan bakan birinin ayırt etmesi pek kolay değildi ancak karakterlerimiz birbirine çok tersti.

Neye olduğunu bilmediğim bir şekilde dalmıştım ve beni bu yoğun düşünce denizinden tutup çıkaran masanın üzerinde titreyen telefonum oldu.

Yoongi: Günaydın.

Yoongi: Bugün fazlasıyla erken kalktım.

Yoongi: Ve ne yapacağımı bilmiyorum...

Yoongi: Sanırım sen henüz kalkmadın.

Yoongi: Ya da müsait değilsin şu an.

Yoongi: Bilmiyorum.

Yoongi: Her neyse, gördüğünde cevap verirsin
sonuçta değil mi?

Yoongi: Evet, bence öyle.

Yoongi: Gidiyorum.

Tamamını bildirim panelinden okuduğum mesajlar şaşkınlıktan gözlerimin kocaman açılmasına sebep olmuştu. Öylece kalmış ve gördüğüm mesajları tekrar tekrar okuyup ezberliyorken annemin seslenmesi ile kendime gelmiştim.

"Lilah, ne oldu?"

"Ha?" diye saf bir bakışla karşılık verdiğimde yanımda oturan Lilya'nın yaklaşıp telefonuma bakmaya çalıştığını gördüm ve kendime gelerek kafasına bir tane geçirdim. "Ya!" diye bağırıp üstüme atıldığında annem ikimizi ayırmış ve gözlerini kısarak bize bakmıştı. "Kızlar, rahat durun."

"Önce o başlattı!" diyen Lilya'ya kafamı hızla çevirdim. "Telefonuma bakmaya çalıştı!" diye şikayet ettim onu.

"Her neyse." diyerek bize dayanamadığını belirtir şekilde elini sallayan annem sofraya oturmuş ve salak ikizimle ben de birbirimize son bir bakış atıp önümüze dönmüştük.

Sessiz kaldığım birkaç dakikanın ardından Lilya konuşmuştu. "Üniversiteleri tanımamız için gezi yapılacakmış."

Kaşlarımı kaldırıp önümdeki yiyecekleri yemeye devam ettim. Annemin ise sessiz kalıp bana baktığını fark etmiştim. Dün yaptığımız konuşmalardan dolayı daha dikkati davranmaya çalışıyordu, anlıyordum.

"Lilah, sizde de var mı böyle bir gezi düşüncesi?"

Tahmin ettiğim soruyu sorduğunda başımı sallayarak onayladım. "Haftaya yapılacak sanırım."

"Tamam öyleyse." diyerek ellerini birbirine çarpan annemle beraber başımı kaldırdım. "Ne?"

Lilya'da aynı benim gibi şaşırmış olacak ki çatalı havada kalmıştı.

"Lilya sen bunu babanla hallet lütfen. Ben de Lilah'ın okul müdürüyle görüşüp halletmeye çalışırım." diyen anneme şaşkınca bakıyorduk.

Cursed Sun | YoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin