✷⤵
Sokaklar boş ve sakindi. Öğle saatlerini geçmiştik çoktan. Yağan yağmur ve güneşten sonra da gökkuşağı çıkmıştı. Odamda oturmuş siyah perdelerimin kenarından dışarıyı izliyordum ama bu sessizlik annemin aşağıdan duyduğum sesiyle bozulmuş ve beni çağırdığı için aşağı inmiştim.
Mutfaktaydı ve elindeki kabın içinde her ne varsa onu çırpıyordu. "Kızım, markete gidebilir misin? Lilya'yı eksikleri alması için markete gönderdim. Çok ağırmış taşıyamıyorum diyor."
Tezgahın üzerinde gördüğüm karmaşa dikkatimi çekerken başımı salladım. "Giderim de, ne için bu kadar hazırlık?" Lilya evden çıktığında onu pencereden görmüştüm ama markete gittiğini bilmiyordum.
Annem kek için olduğunu düşündüğüm harcı birkaç kez daha çırptıktan sonra bıraktı. "Akşama misafirlerimiz var. İş yerinden arkadaşım ve muhtemelen oğlu gelecek. Sizinle yaşıtmış, öyle dedi annesi." diye açıkladı ve işine devam etti.
"Niye daha önce söylemedin? Yardım ederdim."
Elini havada salladı. "Boş ver, hoşuma gidiyor misafir için hazırlık yapmak."
Güldüm. "İyi, tamam o zaman." mutfaktan çıkıp dış kapının yanındaki askılıktan hırkamı aldım ve giyip dışarı çıktım. Yavaş yavaş hava kararıyordu ve güneş yine çok fazla kendini belli etmiyordu o yüzden gözlük takma gereği duymamıştım.
Son zamanlarda aldığım üzücü haberlere rağmen kendimi daha mutlu ve enerjik hissediyordum. Bunda Yoongi'nin bana olan tavırlarındaki olumlu değişimin de faydası vardı. O gidecekti ve belki bir daha hiç görmeyecektik birbirimizi. Belki de uzun yıllar sonra karşılaşacaktık ama tanımayacaktı beni.
Ben onu her zaman tanırdım. Yüzünü tanımasam hareketlerini tanırdım. Onu her ayrıntısıyla beynime kazımış ve o şekilde kalbime almıştım. Bu yüzden ne olursa olsun, ileride bir gün karşılaşırsak onu tanıyacaktım. Yine de bunu istemiyordum. Yurt dışına gittikten sonra hayatında çok şey değişecekti. Beni unutmazdı belki ama olmak istediğim konuma başka bir kızı alabilirdi ve eğer buna şahit olursam, üzerinden geçen süre fark etmezdi, ben çok üzülürdüm.
Karşı kaldırıma geçtim ve biraz uzakta logosu görünen markete doğru yöneldim. Çok fazla mesafe kalmamıştı ve tam sola dönüp ilerleyecektim ki önüme çıkan kişiye çarpıp geriye doğru sendeledim. Neyse ki bir şey olmadı diye düşünüp yavaşça başımı kaldırdığımda ise şu an hiç beklemediğim biriyle karşılaşmıştım.
Yoongi.
Üzerindeki siyah kapüşonlu hırka ve kot pantolonu ile oldukça sıradan gözüküyordu. O da başını yerden kaldırıp beni fark ettiğinde şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Sen?" dedi işaret parmağını uzatıp. Niye bu kadar şaşırdığını anlayamamıştım. "Ama az önce-" derken uzattığı elini çekip kafası karışmış gibi saçlarına daldırdı.
Merakla ne olduğunu sormayı düşünüyordum ki o sırada telefonum çaldığı için soramamıştım. Ekranda Lilya'nın ismini gördüm. "Kusura bakma, gitmem gerekiyor." diyerek hızlıca el salladıktan sonra bir daha dönüp bakmadan karşı yola yürüdüm. O ise arkamdan, "Okulda görüşürüz!" diye bağırmıştı.
Köşeyi döndükten sonra başımı duvarın kenarından uzatıp son kez baktığımda ise yola devam ettiğini görmüştüm. Bu yüzden rahatlıkla yol üstündeki marketin önünde bekleyen Lilya'nın yanına geldim.
"Nerede kaldın be Lilah!" diye söylenip poşetleri elime verdikten sonra yol boyu onun konuşmalarını dinlemiş ve sonunda eve gelebilmiştik.
"Anne biz geldik!" diye seslenerek önden ben içeri girdim ardımdan da Lilya.
"Ay, kızlar geldiniz mi? Getirin çabuk." diyen annemin sesi yine mutfaktan geliyordu. Elimizdeki poşetleri mutfağa götürüp yerleştirdikten sonra yardım etmek için ısrar etmemize rağmen bizi yanından gönderen annem yüzünden odalarımıza geri dönmüştük.
Üstümdeki hırkayı çıkarıp sandalyenin üstüne gelişigüzel fırlattıktan sonra kendimi yatağıma bıraktım. Tam bu sırada cebimdeki telefonum titremişti.
Yoongi: Bugün çok tuhaf bir şey oldu gece kuşu.
Yoongi: Bir an sevdiğim kızın klonları olduğunu sandım.
Görüldü.
__
Biraz geç oldu biliyorum ama sınav sonrası buraya bir şeyler yazmak hiç içimden gelmedi. Neyse ki az önce kaldığım yerden bölümü tamamlayıp geldim.
Bir sonraki bölümü hızlıca atmaya çalışacağım.
-Lilya'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cursed Sun | Yoongi
FanficLilah, güneşe alerjisi olan, dört duvar arasına sıkışmış, yalnız ama aşık bir kızdı. Texting/düzyazı for @cleosera