Jisung sandalyede oturup gökyüzünü izleyen Lino'nun yanına oturmuştu. "Bazen bir şeyleri incelemeyi benden daha çok sevdiğini düşünüyorum." Lino konuşan çocuğa döndü.Dudaklarını büzmüş minik parmaklarıyla çocuğun yanaklarını sıkmıştı. "5 yıllık sevgilini böyle ufak şeylerden mi kıskanıyorsun?" Ses tonunu bilerek bebeksi çıkarmıştı. Jisung yanaklarını sıkmakta olan çocuğun ellerini elleri arasına alıp ona gülümsedi.
"Ben seni hala ilk günkü gibi seviyorum ve kıskanıyorum." Cümlesi bitince dil çıkarmıştı. Lino bu dediği şeye gülüp ellerini çekti "Ben seni ilk günkünden daha fazla seviyorum.".
Jisung onu gafil avladığını kabul edip ellerini kaldırdı ve teslim oluyorum işareti yaptı. İkili bir süre bakıştıktan sonra gülüşmüşlerdi.
Jisung sandalyesini Lino'nun sandalyesinin dibine yaklaştırıp ellerini kendi elleri arasına aldı. Ardından oraya sulu bir öpücük bıraktı. Lino ona bakıp gülümsemiş ardından omzuna yatmıştı.
İkisi de gökyüzünü seyrediyordu şimdi. Bu 5 yılda hayatları pek değişmemişti. Günleri hâlâ aynı geçiyordu. Günün sonunda sarılarak uyuyor, sabaha sarılarak uyanıyorlardı.
Değişen şeyler de olmuştu elbet. 3racha dünya çapında popüler olmuş, herkes tarafından tanınır hale gelmişti. Lino da Minho ismine iyice alışmıştı. Kendisini insan gibi hissediyordu.
İnsan olduğu zaman dilimi kedi olduğu zaman dilimini geçmişti. Kendine hobi bile bulmuştu. Yinede bazı alışkanlıklarını bırakamıyordu. Jisung'un göğsünde uyumak ve acıktığında kafasını sürtmek gibi.
Jeongin de büyümüştü. Artık ortaokula gidiyordu ve Minho'yla iyi anlaşıyorlardı.
Jisung elini sevgilisinin omzuna sardı. "Lino yarın seni bir yerlere götürebilir miyim?". Lino gözleri parlayarak Jisung'a baktı. Böyle anlarda kedi haline benziyordu.
"Cidden mi? Nereye?" Jisung sevgilisinin burnunun ucunu öptü "Sürpriz.".
Jisung sürpriz yapmayı seviyordu ama Lino bu huyundan nefret ediyordu. Burnunu öptüğü için bu seferlik onu affedecekti.
Lino Jisung'un omzunda uyuyakalana kadar balkonda oturmaya devam etmişlerdi. Eski evlerinden taşınmış 2 katlı bir villaya yerleşmişlerdi.
Jisung Lino'nun omzunda uyukladığını fark ettiğinde gülümsedi. Saçlarına öpücük kondurup onu yatağa taşımıştı. Kendisi de yanına yattı. İkili yine sarılarak uyumuştu.
Sabah olduğunda Lino'nun ilk gördüğü şey Jisung'un dudakları olmuştu. Çenesine minik bir öpücük bırakıp Jisung'u uyandırdı. Bugün bir yerlere gidecekleri için heyecanlıydı.
Jisung gülümseyerek gözlerini açmış yanında yatan çocuğu daha sıkı sarmıştı. Lino huysuzlanıp "Kalkıp yemek yiyelim ve hemen dışarı çıkalım" demişti. Jisung bu tavrına gülümseyip daha sıkı sarıldı.
"Banane ben sevgilime sarılmak istiyorum." Lino konum olarak daha altta yattığı için yüzünü Jisung'un boynuna gömebiliyordu. Kafasını oraya gömüp kokusunu içine çekti.
Bu çocuğun kokusu onu rahatlatıyordu. Saçlarında bir çift dudak hissedince burnunu boynuna sürtmüştü. İkili sevgi gösterisini bırakıp ayağa kalktı ve banyoya gittiler. Beraber dişlerini fırçalıyorlardı.
İlk ayrılan Lino olmuştu. Mutfağa gidip yemek hazırlayacaktı. Yemek yapmayı seviyordu. Jisung da o sırada giyiniyordu. Lino yemeği hazırlayınca Jisung'u çağırmıştı.
Yemeğini hızlıca bitirip yıkanmaya gitti. Yarım saat sonra ikisi de hazırdı. Lino önde Jisung arkada evden çıktılar. Lino çok heyecanlıydı. Nereye gideceklerini bilmiyordu.
Yol boyu Jisung'a nereye gittiklerini sorup durmuştu. Jisung da her defasında sakinliğini koruyarak "Sürpriz" diye cevap vermişti. Sonunda gelecekleri yere vardıklarında Lino burayı daha önceden görmediğini fark etti.
"Nereye geldik?" Dedi, bu sefer cevabını alacağından emindi. Jisung gülümseyip "Çocuk evlat edinmeye" demişti. Lino bu cevapla şaşırdı. Önce gözleri büyümüş ardından ağzı açılmıştı. "Miyav" dedi gözlerini kırpıştırarak.
Şaşırdığında veya sinirlendiğinde miyavlıyordu. Kedi dilini bırakamamıştı, bırakmayı istemiyordu. Jisung karşısındaki çocuğun tepkisini tatlı bulmuştu. Saçlarını karıştırdı "Hadi arabadan inelim.".
Lino şaşkınlığını sürdürürken Jisung onun ve kendisinin emniyet kemerini çözmüş dışarı çıkmıştı. Arkasından Lino indi.
Jisung sevgilisinin elini tuttu. Lino bu konuda korkuyordu. Bir çocuk bakmaya kesinlikle hazır değildi. Ağzını açıp bir şey diyeceği sırada Jisung durmuştu. Bu nedenle sustu.
Eliyle karşılarındaki binayı işaret etti. Bir veterinerdi. "Niye buraya geldik Jisung?" Dedi sevgilisine dönüp. Jisung gülümsemiş, "Kedi sahipleneceğiz. Bir çocuk sahiplenmek için çok erken ama kedilerde çocuklar gibi zaten. Hem sen evimize kedi istiyordun." demişti.
Lino sevgilisinin bu cümleleri kurmasıyla mutlu olmuş ona sarılmıştı "Jisung ben teşekkür ederim.". Sesi duygulu çıkmıştı. Jisung elini sevgilisinin sırtına çıkardı "Seni seviyorum."
Lino sarılmayı bırakmış sevgilisinin dudaklarına bir öpücük kondurmuştu "Hayır ben daha çok seviyorum."
İkili kedi sahiplenmek için kliniğe girmiş bir sokak kedisini sahiplenip klinikten çıkmışlardı.
Yol boyu Lino kediyle kedi dilinde konuşmuş derdini dinlemişti. Jisung da arada bir yoldan gözlerini çekip sevgilisinin gülümsemesini izlemişti.
İçinden geçirdi "İyi ki hayatımdasın."
🐈🖤
Herkes özel bölüm istedi. Aslında bu fici yazasım yoktu ama galiba seveni çok o yüzden özel bölüm yazayım dedim. Gördüğünüz gibi Lino-Jisung ilişkisi hiç değişmedi, hala aynı. Ben de onların ficteki ilişkisini seviyorum.
20k için teşekkür ederim, seviliyorsunuz 💕
Ayrıca çocukları kingdomda destekleyip st kasıp oy vermeyi unutmayın lütfen
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Cat Lino
Fanfiction3Racha grubunun üyesi Jisung bir kediyi sahiplenir. Kedinin gizemli bir tarafı olduğunu fark ettiğinde ise iş işten geçmiş olacaktır. |Minsung| *Uyarı: Fic sadece softluktan ve uwuluktan oluşuyor. Rahatlamak için okuyabilirsiniz.