My Cat Lino

3

  Lino bir süre daha aynada kendine baktıktan sonra elini yumruk şekline getirmiş aynaya pati atmaya çalışmıştı.

  Aynadaki yansımasıyla kavga etmeye devam etmiş ardından vazgeçip dört ayak üstünde odadan çıkmıştı.

  İnsana dönüştüğünü idrak edebiliyordu ama onların dilini, yürüyüş tarzlarını hiçbir şeyi bilmiyordu.

  Susadığı ve acıktığı için koklayarak Jisung'un ona bıraktığı kabı bulmuştu. Alışık olduğu kedi mamasını yiyordu şimdi de.

  Lino bir falcının ev kedisiydi. Falcı onda garip bir şeyler olduğunu hissetmiş dışarıya koymuştu ve dışarıya koyduğu günün sabahında Lino insana dönüşmüştü.

  Güneş tenine değdiği zaman vücudu tepki veriyor insana dönüşüyordu. Güneş tekrardan battığında ise kediye dönüyordu.

  Bunun ne kadar daha devam edeceğini bilmiyordu. Kabındaki tüm yemeği bitirdiğinde doyduğunu hissetmemişti.

  Bir kediye göre yeterli olabilirdi ama o şu an insan vücuduna sahipti. O yüzden kabı rahat bırakıp dün keşfettiği mutfağa ilerledi.

  Kedi gibi yürüyordu. Tezgahın yanına geldiğinde kollarıyla tezgaha tutunmuş iki ayağının üstünde kalkmıştı. Kapalı bir kutunun içinde tanıdık bir şey fark etmişti.

  Parmak diye bir şeyin varlığını bilmediği için elleri yumruk halindeydi. Kutuya birkaç pati atıp açmaya çalıştı ama başaramayınca onu tezgahın üstünde iteklemiş yere düşünce de kapağı açılmıştı.

  Bu yaptığı hareketle gurur duyup yere dökülen mamayı yemeye başlamıştı. Yeteri kadar yediğinde su içmiş ardından biraz da oyuncağıyla oyun oynamıştı.

  En sonda da halının üstünde yumuşak bir yer bulup oraya kıvrılmıştı. Bugün fazla aktif bir gün geçirdiğinden uyuyakalmıştı.

❄️

  Lino uyandığında havanın kararmasına az kalmıştı. Jisung hala eve gelmemiş Lino ise acıkmıştı.

  Sabah düşürdüğü kapta kalan yemleri yemeyi düşünmüş ama yemek için gittiğinde tüm yemleri bitirdiğini fark etmişti.

  Acıktığını belli etmek için miyavlamıştı. Evde kimse olmadığından boşu boşuna miyavlıyordu.

  Bu yüzden kendi bir şeyler bulmak için evde gezinmeye başladı. 4 ayak üstünde durmaya devam ediyordu. Tüm evi gezinip hiçbir şey bulamadığında halsiz düşmüş betonun üstüne yatmıştı.

   Yan dönmüş bir şekilde yatıyordu ve çok acıkmıştı. Eski sahibi onu her saat başı beslerdi. Yeni sahibinin sorumsuz biri olduğunu düşünüp homurdanır bir şekilde miyavlamıştı.

  O sırada dışardan araba sesi duyulmuştu. Lino hala insan formundaydı. Birkaç gülüşme ve konuşma sesleri kulağına ulaşıyordu.

  Kalkıp sahibini kapıda karşılayacak gücü kendinde bulamamış yatmaya devam etmişti.

  O sırada kapının açılma sesi kulaklarına ulaşmıştı. Lino şanslı bir kedi olduğu için tam o sırada gün bitmişti. Güneş ışığı Kore'yi terk ederken Lino'nun kedi formu geri gelmişti.

  Jisung kapıyı kapatıp evin içine doğru bağırdı "Lino neredesin?".

  İlk başta salona girmiş Lino'yu görememişti. Ardından mutfağa bakıp yerdeki kabı görmüş endişelenmeye başlamıştı.

  "Lino" endişeli bir şekilde bağırdığında Lino güçsüz çıkan kedi sesiyle miyavlamıştı.

  Jisung bunu duyamamış kendi odasına bakmış en sonunda da banyonun önündeki zeminde yatan Lino'yu görmüştü.

  Koşar adım yanına gidip onu hemen kucağına almıştı. "İyi misin?" diye sordu kediye.

  Aldığı cevap ise küçük bir miyavlama olmuştu. Lino'nun demeye çalıştığı şey ise "Sence?" ydi.

  Jisung endişelenip salona gitmiş Lino'yu koltuğa yavaşça bıraktıktan sonra veteriner arkadaşını aramıştı.

  "Ünlü idol Han Jisung beni mi ararmış?" Arkadaşının sitem eder gibi konuşmasını umursamadı.

   "Hyunjin kedime bir şey olmuş galiba." Ne yapacağını bilmediği için çaresizliği dibine kadar yaşıyordu.

  "Kedi mi sahiplendin? Bir şey mi oldu? Neyse boşver bunları şimdi, hemen benim kliniğime getir." Hyunjin'in kafası karışmıştı.

  Jisung "Tamam" diyip telefonu hızla kapatmış kediyi sımsıkı sardıktan sonra yeni girdiği evden hızlıca çıkmıştı.

  Düşündüğü tek şey ise bir kediye bile bakamamasıydı.

🐈🖤

  Seviliyorsunuz