"Alo Jisung'um biz yoldayız. Geliyoruz 5 dakikaya" Jisung telefonu kapatıp hala insan formunda olan ve yataktan sarkan tişörtün koluyla oynayan Lino'ya baktı.Neyse ki güneş batmak üzereydi. Yanına gitti ve onu yerden kaldırdı. "Kedi formuna girmeden bu odadan çıkma tamam mı?"
Lino onu kafasıyla onaylayıp yatağa oturmuş kıyafetin koluyla oynamaya devam etmişti.
Jisung kedisine sıcak bir gülümseme verdi "Keşke konuşabilseydin". Lino bu dediğini duymuş Jisung odadan çıkarken gözlerini kırpıştararak ona bakmıştı.
Keşke konuşabilseydin mi demişti? Acaba konuşabilir miydi? Konuşma amacıyla ağzını açtığında "Miyav" kelimesi dışında bir şey diyememişti.
Buna üzülüp pencereye doğru ilerledi. Güneş batmak üzereydi. Birkaç gündür olan bu döngüden sıkılmaya başlamıştı.
Gündüzleri de insan olmak istemiyordu. Eskiden falcı sahibinin yanında yaşadığı gibi yaşamak istiyordu.
Kalkıp yemek yiyip uyumak ve gün boyu gelen insanlar tarafından tüylerinin okşanması onun istediği tek şeydi.
Ama şimdi neden olduğunu bilmediği bir nedenden dolayı insana dönüşüp duruyordu.
Jisung ile daha rahat iletişim kurması dışında iyi bir yanı yoktu insan olmanın.
Güneş batarken vücudunda hissettiği değişik duyguyu tekrar hissetmiş kedi formuna geçmişti.
O sırada Jisung etrafı toplamak ile meşguldü. Kapı çaldığında kapıyı açmak için gitti.
Jeongin'in heyecanlı sesi kapının arkasından duyuluyordu. Yüzündeki büyük gülümseme ile kapıyı açmıştı.
Kapıyı açtığı gibi Jeongin abisinin yanından sıyrılıp salona gitmiş "Kedi nerde? Kedi?" Diye kediyi aramıştı.
Lino çocuk sesi duymasıyla olduğu yerde zıplayıp yatağın altına saklanmıştı. Bu çocuğun sesi tehlikeli bir varlık gibi geliyordu.
Jisung annesine ve babasıyla selamlaşıp salona Jeongin'in yanına gitti. Küçük çocuğun belinden tutup kucağına alırken "Hani abiye öpücük?" Diye sormuştu.
Jeongin abisinin kucağında hafif çırpınmış ardından yanağına sulu bir öpücük kondurmuştu. Minik kolları abisinin boynunu sararken parlayan gözlerle "Seni çok özledim abi" demişti.
Jisung kardeşine gülümsedi ve burnuna bir öpücük kondurdu. Ardından Jeongin'i yere bırakmıştı.
Annesi ve babası çoktan salona girip koltuğa yerleşmişlerdi. Jeongin abisinin bacağını çekiştirip "Kedi nerede?" diye sordu.
Jisung Jeongin'in saçını karıştırmış "Kedi değil Lino" demişti. Jeongin somurtup "Lino nerede o zaman?" Dedi.
Jisung Jeongin'in kolunu bacağından ayırmış "Burada bekle getiriyorum" diyerek kendi odasına gitmişti.
O odaya giderken annesinin Jeongin'e "Kaç ay sonra abini görüyorsun tek merak ettiğin kedi mi?" diye kızdığını duymuştu.
Jisung odaya girdiğinde Lino'nun insan bedenini bulamamıştı. "Lino?" dedi sessizce.
Lino Jisung'un sesini duyunca yatağın altında olduğunu belli etmek için miyavlamıştı.
Jisung önce sesin nereden geldiğini aramış ardından yatağın altından gözüken kuyruğu fark etmesiyle yere eğilmişti.
Lino'yla göz göze geldiğinde güldü "Napıyorsun orada?".
Lino miyavlamış biraz daha geri gitmişti. Jisung elini yatağın altına sokup Lino'yu oradan çıkardı ve kucağına aldı.
"Jeongin senle 2 dakika oynar sonra hevesini alıp sıkılır korkmana gerek yok ondan. Senden bile küçücük bir şey o."
Lino nedensizce son cümlesine sinirlenmişti ama ses çıkarmadan Jisung'un kucağında salona gitti.
Sabah öptüğü yanaklarından tekrar öpmek istiyordu.
🐈🖤
Uuuu bölüm geldi. Diğer kitaba da yeni bölüm atar mıyım bilmiyorum ama sınavlar ertelenmiş hazır ben de bölüm atayım dedim. Seviliyorsunuz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Cat Lino
Fanfiction3Racha grubunun üyesi Jisung bir kediyi sahiplenir. Kedinin gizemli bir tarafı olduğunu fark ettiğinde ise iş işten geçmiş olacaktır. |Minsung| *Uyarı: Fic sadece softluktan ve uwuluktan oluşuyor. Rahatlamak için okuyabilirsiniz.