My Cat Lino

My Cat Lino Özel Bölüm 2

Sürpriz 🥳🥳🥳🥳🥳

"Gel pisi pisi"

Jisung eliyle kediyi çağırırken kedi inat yaparak girdiği delikte daha da geriye gitti. "Hay, gelsene kızım!" Diye yükseldi bir anda.

Kedi bu yükselişine ufak bir miyavlamayla karşılık verince Jisung geriye çekildi.

"Lino baksana bir hayatım" Ev hayatlarına neşe katsın diye sahiplendikleri kedi aşırı yaramazdı. Koltuğun bir köşesine girmiş inatla oradan çıkmıyordu.

Jisung da kediyi anlamadığı için ona yardım edemiyordu. Hala gelmeyen sevgilisine bir daha bağırdı "Sevgilim!"

"Efendim?" Diye elinde bulaşık eldivenleriyle içeri girdi Minho.

Gerçekten tam bir insan olmuştu artık. Ruhunda zaten insanlık vardı ama eylemlerinin insana benzemesi 8 yıl sürmüştü.

"Kedin çıkmıyor delikten!" diye mızmızlanarak Minho'nun yanına gitti.

Kollarını sevgilisinin beline dolayıp başını omzuna yasladığında Lino üstü pislenmesin diye bulaşık eldivenleri olan ellerini ondan uzak tutmuştu.

"Sevgilim ama ben sana öğretmiştim kedi dilini. Yanımıza gelmesini istediğimizde ne yapıyorduk?" Lino Jisung'un saçlarına sıkı bir öpücük bıraktı.

"A harfini biraz uzatıp yayvan bir şekilde miyav diyorduk ve bunu 2 kere tekrarlıyorduk." Lino memnununiyetle kafasını salladı.

"Aferin canım!" kafasına bir öpücük daha bıraktı "Hadi şimdi tekrardan dene."

Jisung Lino'ya sarılmayı bırakıp tekrardan koltuk tarafına gitti ve miyavlar gibi ses çıkardı. 2 kere yaptıktan sonra Lino gibi siyah renkli tüyleri olan yaşlı kedi ortaya çıktı.

3 yıl geçmişti, kediyi yanlarına alalı ama Jisung hala bazı ayrıntıları unutuyordu. Kedi çıktığı gibi Lino'nun ayaklarına sürtünmeye gitmişti. Lino'yu ayrı bir seviyordu.

Jisung başarmanın verdiği gururla sevgilisine dönüp göz kırptı. "Nasılım? Harikayım değil mi? Kedi dilini bile konuşabiliyorum."

Lino bu haline güldü, salak çocuk diye geçirdi içinden. "Hadi canım, küçük canavar eve gelecek diye saatlerdir mutfakta bir şeyler hazırlıyorum. Harikalığını biraz da orada göster."

"Jeongin 15 yaşına girdi biliyorsun değil mi?" Jisung Lino'nun yanına gidip beline tek kolunu sarmış onunla beraber mutfağa yönelmişti.

"Biliyorum ama hala küçük bir canavar. Geçen geldiğinde bana dedi ki: Abim en çok beni seviyor. Doğru mu bu Jisung?"

Lino bunu söylerken kaşlarını çatmıştı. Eh, bazı huylar ne 5 yılda ne de 8 yılda değişiyordu.

Jisung bu sevimli haline gülüp adımlarını durdurdu ve Lino'yu kokusunu içine çekerek öptü yanağından. Ardından elini yüzüne koymuş her bir zerresine sulu sulu öpücüklerini bırakmıştı.

En son dudaklarına vardığında ince dudakları kendi dudakları arasında hapsedip sesli bir şekilde ayrıldı ondan. "Kalbimdeki konumlarınız farklı hayatım."

Lino verdiği cevaptan tatmin olup gülümsedi. Mutfağa geçip ikisi yemekleri hazırlamaya devam ettiler. Lino ne kadar Jeongin'e küçük canavar dese de onun en sevdiği yemekleri hazırlamıştı.

Jisung sofraya 3 tane tabak yerleştirip masayı hazırlamaya devam ederken 3 yıldır yanlarında olan yaşlı kedileri bir sandalyeye kurulmuş ve Jisung'un gözlerinin içine bakarak miyavlamıştı.

Minho o sıradığı doğradığı salatalıkları kenara alıp masada oturan kediye döndü "Yavrum sen masada yiyemezsin."

"Miyav"