▪27▪

6.1K 399 35
                                    

                                ______

Bölüme başlamadan önce, Hayırlı Ramazanlar herkese. 🤗

Yorum ve votelerinizle desteklerinizi bekliyorum. Keyifli okumalar. <3

                                 _____

"Ö-öğletmeniiim?"

Son kez kontrol ettiğim sınıfın kapısını kapatırken arkamdan gelen titrek sese doğru döndüm. Sınıfımın en küçük üyesi olan Ela büzüştürdüğü küçük dudağı ve dolu dolu olmuş yeşil gözleriyle birazdan ağlayacak gibi görünüyordu.

Yanına yaklaşıp boylarımızı biraz olsun eşitlemek için önünde diz çöktüm.
"Elacığım, ne oldu tatlım? Sen neden hâlâ buradasın."

Alt dudağı titremeye başladığında ağlamaya başlayacağını anlayıp elimi minik yanağına yasladım. Burnunu derince çekti.
"Babam beni unuttu. O beni almaya gelecekti ama gelmedi."

"Aa hiç olur mu öyle şey, işi çıkmıştır belki tatlım. Gel hadi babanı arayıp soralım bakalım nerede kalmış."

Kucağımda göğsüme bastırdığım ders kitaplarını bir kenara bırakıp çantamdan telefonumu çıkardım. Tüm öğrenciler çoktan dağılmıştı ve Ela'nın hâlâ bırada olması tuhaftı gerçekten. Ona belli etmemeye çalışsamda ben de bir anlam verememiştim.

Rehberimden Ela'nın annesini bulmaya çalışırken,
"Onul amca!"
heyecanlı bağırışı dikkatimi onun üzerine çekti. Beni gerisinde bırakıp binanın giriş kapısından giren 20'li yaşların sonunda gibi görünen uzun boylu, sarışın adama doğru koştururken az önceki üzgün halinden eser kalmamış gibiydi.

Çöktüğüm yerden kalkıp ben de onun arkasından, bana yabancı ama görünüşe göre Ela'ya hiç değil, adama doğru yürüdüm. Adam Ela önüne geldiğinde biraz eğilip onu koltuk altlarından tutarak havaya kaldırdı. Bu Ela'yı gıdıklamdırmış olacak kıkırdayarak kollarını onun boynuna doladı.

"Beni almak için sen mi geldin?"

Artık tamamen yanlarına yaklaştığımda Ela'nın, isminin Onur olduğunu söylediği -söylemeye çalıştığı- yabancı bakışlarını bana çevirip hiç acelesi yokmuş gibi tepeden tırnağa süzdü beni. Keskin mavi bakışlarının odağında olmak, biraz rahatsız hissettirmişti. Kaşlarım çatılırken, dudaklarına yerleştirdiği çarpık gülümsemesiyle bir süre daha yüzüme bakıp sonra Ela'ya döndü.

"Imm aslında burada bir işim vardı ama tabii giderken seni de eve götürebilirim.

Ela'yı bu adamla gönderecek miydim? Hiç sanmıyorum. Her ne kadar Ela onu tanıyor, ve görünüşe göre seviyor olsa bile. Çocukları, Anne babalarından habersiz hiç kimseye emanet etmemek gibi bir huyum vardı. Ve bence doğru olan da buydu.

"Gelçekten mii? Dondulma da alıl mısın bana yolda?"

Küçük burnuna bir fiske vurup fısıldar gib cevapladı.
"Tabii ki küçük hanım. Ama bu aramızda sır olacak değil mi?"

Ela'da onun gibi fısıldalmaya  çalışarak kafasını salladı.
"Evet bu bizim sıllımız."

Buradaki unutulmuş olan varlığımı hatırlatmak için boğazımı temizler gibi yaptım. Ela ancak beni hatırlamış olacak heyecanla bana döndü.

"Öğletmenim bak bu benim Onul amcam. Beni o götülecek."
Onu işaret ettiği parmağını bu seferde bana çevirip beni tanıttı.
"Onul amca bak bu da benim bilicik öğletmenim. Ne kadal güzel de mi?"

Acı Tatlı AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin