▪32▪

6.7K 359 54
                                    


______

Keyifli okumalar. <3

______

"Ooo Hazan hanım nerelerdesin sen ya? Yüzünü gören cennetlik. İşe başladığından beri adam akıllı göremedik seni."

Beni kolunun altına alıp sitem eden amcama boynumu büküp 'ciddi misin?' Der gibi baktım.

"Ben iş dışında hep evdeyim zaten amca. Evde durmayan sen olduğundan göremiyor olabilir misin acaba?" Dedim şirin şirin sırıtarak. "Sahi siz ne yaptınız düğün hazırlıkları nasıl gidiyor, evin tüm eşyaları tamamlandı mı?"

Onlar artık nihayet yapmaya karar verdikleri düğünün hazırlıklarıyla uğraşırken ben okulu bahane ederek bir haftadır hiçbir işe karışmadan durmayı başarmıştım ama sanırım artık daha fazla uzak kalamayacaktım. Bir hafta kalmıştı düğün tarihlerine ve benim arada boş boş dolaşıyor olmam gözlere batmaya başlıyordu.

"Hazır tabi canıım her şey hazır. Senin de davetiyeni veririz artık düğün günü keyfin yeterse bir uğrarsın."

Onu biraz olsun yumuşatabilme umuduyla yklışıkça koluna sarıldım. "Aşkolsun amca ya. Biraz yoğundum bu aralar sadece yoksa bir tanecik amcamın düğün hazırlıklarından kaçar mıyım hiç?" İçimden işe yaramasını umarak gözlerimi kırpıştırıp masum masum baktım.
"Hem daha bir hafta var, asıl hazırlık bundan sonra. İşi gücü bırakıp sadece sizin düğünle ilgileneceğim artık söz."

Saçlarımı sanki önünde tüylü bir köpek varmış ta onun kafasını seviyormuş gibi karıştırdı.
"Başka şansın yok zaten küçük hanım." Saçımın bir tutamını tutup havaya doğru kaldırarak "Böyle iyi olmuş saçların ha elime dolanmıyor falan, beğendim."

"Ya amca!" Dedim elindeki saçımı kurtarırken. "Kocaman kız oldum hâlâ şunu yapmaktan vazgeçmiyorsun ya."

Bu seferde burnumu işaret ve orta parmağının arasına sıkıştırıp kafamı sağa sola çevirdi. "Ne o kız sen de Melih gibi kocaman oldum demelere başladın. 50 yaşına da gelsen seni böyle sevemeye devam edeceğim ben. Bundan kurtulabileceğini sanma hiç boşa yani."

Aslında içten içe hoşuma giden bu hareketlerden rahatsız oluyormuş gibi suratımı buruşturdum. Huysuzluk yapmasam olmazdı çünkü.
"İyi ben de senin çocukların olunca aynısını onlara yapacağım o zaman. Hatta bana yaptığın tüm işkenceleri de yapacağım onlara." Dediğimde dehşete düşmüş gibi baktı.

"Benim minik bebeklerimee. Babalarının küçük prens, prenseslerine. Rüyanda görürsün sen onu anca rüyandaa. Elletir miyim ben hiç onlara kızım."

Kötü kötü bakıp "Göreceğiz." Dedim. Kaynamaya başlayan suyu alıp siyah kupaya koyarken "Kahve içer misin sen de? Hazırlayayım mı?" Diye sordum.

Diliyle damağını itip 'cık' sesi çıkardıktan sonra tezgahta duran meyve tabağından büyük kırmızı bir elmayı alıp ısırdı.
"Çıkacağım birazdan işlerim var."

"Peki, ben odamdayım o zaman."
Ben kupamı alıp çıkarken o elmasından sesli büyük bir ısırık daha aldı.

Haftalar sonra kendime evde zaman geçirmek için ayırdığım güne başlamak için merdivenlere attığım ilk adımımda çalan kapıyla bu eylemi kısa bir süreliğine erteleyerek kapıya yöneldim. Ama ben daha bir adım atamadan mutfaktan ağzındaki elmayla "Ben bakarım." Diye homurdanarak çıkan amcam durdurdu beni.

Belli ki gelen beklediği biriydi. O büyük adımlarıyla kapıya yetiştiğinde omuz silkip arkamı döndüm. İyi madem kendi açsındı. Ben de kahve almak için aşağı inmeden önce bilgisayarımda açıp bıraktığım dizime dönebilirdim.

Acı Tatlı AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin