Jisung okulda ders işleyeceği ilk gün için heyecanla uyandı. Elini yüzünü yıkadıktan sonra seneye de giyer diye alınan pijamasını çıkardı. Kahvaltı yaptı ve çantasını hazırladı, hiçbir eksik yoktu, herşey hazır ve düzenliydi Jisung'u bu gün Minho'nun annesi okula bırakacaktı sonra Jisung'un annesi ikisini de okuldan alıp eve götürecekti.
Dersin başlamasına 40dk kala Jisung Minho'yu aradı.
Jisung: alo
Minho telefonun ucundaki neşeli ve heyecanlı sesi duyunca gülümsedi.
Minho: alo
Jisung: Hazırsanız, okula bu gün erken gidelim mi? Hem belki diğerleri de erkenden gelmiştir, onlarla konuşuruz.
Minho: Bekle.
Minho bir kaç dakika sonra telefonu eline aldı.
Minho: Jisung 10 dakikaya kalmaz aşşağı in. beslenmeni almadın di mi?
Jisung: almadım.
Minho: güzel.
Jisung: niye?
Minho: Okula gidince öğrenirsin. BAY BAY (MUCK)
Jisung: bay bay.
Jısung balığının yanına gitti ve yemeğini verdi, biraz oyalandı ve annesine haber veridi.
Jisung: Anne ben çıkıyorum. Minho in dedi.
Bayan han: Kapıda bekle onlari goremezsen de yukarı gel. unutma Minho ve seni ben alacağım. Orası kalabalık olur biraz boşalınca çıkarsınız tamam mı? Birbirinizden de ayrılmayın.
Jisung: Tamam anne, bay bay.
Bayan han: İyi dersler.
Jisung "saol" dedikten sonra asansöre binip aşağı inmişti.
Kapıya doğru yürüyen Minho'yu ve annesini görünce yanlarına gitti. Beraber okula gittiler ve sıralarına oturdular. Geri kalan okul hayatlarının hayallerini kafalarında canlandırıyordular ki içeri diğerlerine göre uzun boylu, biraz halsiz ve maskeli olan çocuk girdi.
Jisung: Bak hasta olan çocuk, öğretmenin oğlu olmalı.
Minho: Geçmiş olsun diyelim.
Jisung: Evet.
Ayağa kalkıp çocuğun sırasının önüne gittiler.
Minho: Geçmiş olsun, adın ne?
..: Sağol adım Hyunjin
Jisung: Grip mi oldun?
Hyunjin: evet. belki bulaşır, annem diğer çocuklara çok yaklaşma ve maskeni çıkartma demişti. Siz de dikkat edin, belki ben unuturum.
Minho: umarım en kısa zamanda iyileşirsin.
Jisung: evet, kendine dikkat et.
Hyunjin: Teşekkür ederim, umarım.
Kısa süren sessizliğin ardından Hyunjin konuştu.
Hyunjin: Peki sizin adınız ne?
Minho: Lee Minho
Jisung: Han Jisung
Hyunjin: yakın arkadaş mısınız?
Jisung: evet, anasınıfından.
Hyunjin: Çok güzel, ben de kimseyle konuşamayacağım diye korkuyordum.
Peki ilk gün tanıştığınız başka birileri olmadı mı?Minho: Felix adında bir çocukla tanıştık ama şu an gelmedi, hatta sen onun sıra arkadaşısın.
Hyunjin: Gerçekten mi? Nasıl biri?
Jisung: Ben çok sevdim, komik birisi.
Hyunjin: Şanslıymışım.
-----------
Sınıf yavaş yavaş dolarken boynundaki kırmızı-siyah beslenme çantasını sallayarak koşan küçük çocukda sınıfa girdi ve Hyunjinin yanına oturdu.Minho: Felix, günaydın.
Minho'nun gülümseyerek söylediği cümleye Felix de gülümseyerek karşılık verdi. Çantasını sıraya koydu ve Minho'nun yanına gitti.
Felix: Günyadın Minho, sen de Jisung.
Jisung: Günaydın.
-
Beslenme saatini belirten zil calmıştı ve tüm sınıf beraber yemeklerini yiyeceklerdi.Minho: Bak, küçük çikolata toplarını annem yaptı, tostunu ben hazırladım. Üzümleri de ben yıkadım, çantada da süt var. Hadi yemeye başla.
Jisung: Ama hepsini şimdi bitiremem ki.
Minho: Bitiremezsen sonra yersin kalanını, kemiğinle derin birbirine yapışmış hâlâ konuşuyorsun. Sen ana sınıfında da boyleydin zaten az kilo al, rüzgar çıksa uçacaksın diye korkuyorum.
Minho'nun kaşlarını çatıp söylediği cümlenin ardından Jisung sırasında dikleşmişti. Minho Jisung'un önüne küçük bezi koyup üstüne de beslenme kabını koymuştu bezin köşelerini elleriyle düzelttikten sonra kendi beslenme kabını çıkartmıştı.
Minho: Afiyet olsun
Jisung: Sana da :)
---
Jisung: Minho yiyemiyorum artık, cidden bak.Minho elindeki tostu Jisung'un ağızına doğru itelerken konuşuyordu.
Minho: Bir ısırık kaldı şurada zaten, bırakmaya ne gerek var? Sonra ağlıyorlarmış hem, annem söylemişti küçükken.
Jisung: Ya hyung-
Minho: ŞŞT sana hyung deme demedim mi? Yaşlı hissediyorum kendimi.
Jisung: Tamam Minho, bu arada yemeklerin ağlama olayını annem de bana söylemişti ama gerçek değil, ben yemeğimi masada bırakıp çaktırmadan bakıyordum ama ağlamıyordu.(ben bunu gerçekten yapıyodm)
Minho: Tamam boş ver sen bir ye şunu.
Jisung Minho'nun ağızına tıkmaya calıştığı tostu yedi ve sütünden bir yudum aldı. Masalarını topladılar ve yemek saati bitene kadar Felix ve Hyunjin ile konuştular. Felix, Hyunjin hasta olduğu için ona mandalinasından vermişti. Felix ve Hyunjin de yemeklerini bitirince almıştı herkes yerine gecmişti. Sınıf ilk günler olmasına rağmen sesliydi, çocuklar şimdiden kaynaşmışlardı.
----
Minho: Elimi tut, kaybolma.
Jisung minhonun elini sıkıca tutarken endişeyle söyledi.
Jisung:Minho biz burada ezileceğiz galiba.
(klasik bir okul çıkışı günü hayal edin, baya kalabalık bir okul olsun. Ben az öğrencili okullarda okumadığım için hep böyle olmuştu, bazıları ayaklar altında ezilmişti bazılarının kolları kapı koluna girmişti survival show.)
Jisung: Annem bekleyin boşalsın ondan sonra çıkarsınız demişti, bekleyelim.
Minho: Tamam.
Koridor biraz daha boşalinca Minho ve Jisung dışarı çıktılar, fazla kişi kalmadıği için Jisung'un annesini rahatlıkla bulup yanına gittiler.
Eve geldiklerinde Minho ve Jisung cantalarını kenara bıraktılar. Minho ellerini yıkarken Jisung da üstünu değiştirip geldi.
Jisung: Minho parka mı gitsek?
Minho: Annemler izin verirse olur.
Jisung annesinin yanına koştu
Jisung: annee, biz minho hyungla Parka gidebilir miyiz?
Byeol-ji: Hyerimi arayıp izin almalıyım sungie, bekle.
İki çocuk heyecanla byeol-ji nin söyleyeceği şeyi bekliyorlardı
----
-Byeol ji jisungun annesi Lee hyerim de minhonun annesi