15

163 22 98
                                    

Güneşli bir günün sabahı saat 10'u 23 geçiyor. Ağaçlardaki çiçekler sokaklara kokularını bırakmış, hafifçe çarpan rüzgarla yere inen yapraklar yolları süslemişti. Bu güzel manzaraya bakan bir evin 3. Katından bir ses yükseldi.

Jisung: HAYIR

Minho: OLDU İŞTE

Jisung: Ya hyung olmadıı

Minho: git kendi adamına bak.

Jisung: Çok yakışıklı oldu benimki.

Minho: Iyy şunun gözlerine bak yamuk yumuk.

Jisung: Çünkü çikolatadan?

Minho: çinki çikilitidin, peki benim adamımınki neden düzgün.

Jisung: seninkinin de bacakları yamuk.

Minho: çubuk krakeri ben mi yaptım, benim elimde değil.

Jisung: hıh

Mutfaktaki iki çocuk yaptıkları pastanın üstünde duracak çilekten karakterlerini yapıyorlardı. O sırada pasta da soğuk kalması için dolapta bekliyordu.

Minho: benimki bitti, pastanın üstüne koyacağım.

Jisung: tamam.

Minho dolaptan pastayı çıkardı ve tezgahın üstüne koydu. Çilekten gövdesi ve çubuk krakerden bacakları olan figürü pastaya koydu ve banyoya gitti. Bir süre sonra jisung da adamını tamamen bitirmişti. Jisungun çilek adamının kolları da vardı ama Minho'nunkinin yoktu. Jisung bunu görünce çileğinin bir kolunu minhonunkine taktı ve onları el ele tutuşturdu.

Jisung: pff cok şapşal duruyorlar. Aaa yanına minhonun kedilerini ve agiyi de yapayım.

Kalan dört çilekle garip hayvancıklar yapıp etrafına koydu. Pastayı dolaba götürürken minho elindeki kağıt ve kalemle mutfağa girdi.

Minho: gel buraya tik atacağız.
 
□Sahildeki büyük lunaparka gidin
■Beraber pasta yapın
□Çatı katındaki puzzleı bitirin
■Bir hamster alın
□Beraber tablo yapın
□Kampa gidin (Ailecek)
□Beraber maske yapın
□Terasa çiçek dikin
□Resim çekin ve albüm yapın
□5 yıl sonraki kendinize ve birbirinize mektup yazın
□Beraber kıyafet almaya gidin

Jisung sadece iki kutuyu doldurduklarını görünce şaşırmıştı.

Jisung: Hyung neredeyse hepsini yaptık gibi hissediyordum, yarısına bile gelmemişiz.

Minho: Evet, birdahakine lunaparka gidelim. Hatta Hyunjin ve Felixi de çağırabiliriz, ne zamandır görüşmüyoruz.

Duyduğu şey Jisungu heyecanlandırmıştı.

Jisung: Hemen bu hafta gidelim. Hatta, hatta yarın.

Minho: nasıl istersen, dur onları arayayım.
-

Felix: alo.

Minho: Nasılsın lix?

Felix: iyiyim hyung, sen?

Minho: ben de iyiyim, yarın müsait misin diye soracaktım.

Felix: saat 11'den sonra evet, neden?

Minho: sen, ben, jisung lunaparka gidelim mi? Bir de hyunjin'i arayacağım.

Felix:11den sonraysa tamam, anneme söyleyeyim. O izin verir zaten.

Minho: 11'den önce ne var ki?

Felix: sınıflandırma testi yapacaklar.

Minho: hmm o zaman yarın görüşürüz, 3 gibi çıkalım çok sıcak olmaz. Ben Hyunjin'i arayayım.

Felix: Tamamdır, görüşürüz hyung.

Minho telefonu kapatıp hyunjini aradı.

Minho: Hyunjin yarın lunaparka geliyon mu?

Hyunjin: yok

Minho: Felix de-

Hyunjin: kaçta gidiyoruz?

Minho: 3 gibi çıkarız.

Hyunjin: tamam hadi bay bay.

Minho: ba-

Minho: yüzüme kapattı bir de it.

Jisung: üzülme Lee minikho gel pasta yiyelim.

Minho: tamam.

Jisung mutfağa gidip iki tabak çıkardı, minho da pastayı. Pastanın üstündeki çilek adamının kolu olduğunu görünce jisunga baktı.

Minho: jisung buraya gel.

Jisung: ne oldu hyung.

Minho: Bu çilekleri yemesek mi?

Jisung: neden?

Minho: benimki seninkinin kolunu koparmış sanırım.

Jisung: hayır, baktım seninki kolsuz yazık günah ayrımcılık olmasın dedim benimkinin bir kollunu seninkine taktım. Kardeş payı.

Minho: haa, yiyelim o zaman, bir de bu kenardaki çilekleri neden koydun ki? Haa sanırım orman görüntüsü yaptın, taş mı onlar?

Jisung: hyung sen şaka mı yapıyorsun?

Minho: niye?

Jisung: aginin tek babası var artık Lee minho, soonie doongie ve dori de artık benim sorumluluğumda. Senin gibi biri onların duygularını anlayamaz.

Minho: ne oluyo ya

Jisung: sağdaki agi bu dori yanındaki soonie ve öndeki de doongie.

Minho ne kadar denese de bu çilekleri hiçbir varlığa benzetemiyordu. Kollarını bağlamış, çatık kaşlarıyla pastaya bakan jisunga sarıldı.

Minho: Ben şaka yaptım zaten sungie, hangisinin kim olduğunu bile biliyordum şaka yaptım sana, illüzyoooon.

Parmağını öndeki doongie'ye uzattı ve konuştu. 'Hatta bu minnak da soonie' Jisung minhonun yüzünü ittirdi ve masaya oturdu.

Jisung: neyse acıktım.

Minho: o zaman hemen pastanızı koyuyorum beyefendi.

Minho yaptığı ufak gösteri ile karışık pasta kesme işini bitirip jisungun dilimini tabağına koydu. Jisung tabağını kendine çekerken minho onu durdurdu.

Minho: Dur dur, bugün çok çalıştığın ve her gün çok tatlı bir çocuk olduğun için ödül olarak sana doriyi de vereceğim.

Minho pastanın üstündeki soonie'ye uzanınca jisung sahte bir sinirle sesini yükseltti.

Jisung: O SOONIE

Minho: şakayaptım abisi şaka.

Minho bu sefer pastadaki agiyi jisungun tabağına koyarken ona göz kırpıp poz vermeyi de unutmadı.

Jisung: aa doğru ya!

Jisung hatırladığı şeyle odasına koştu.
----
Bu kadar gecikme için ozur dilerim okuyucularım (özellikle AselSener5 sana baya mahçup oldum)
en azindan bolum attim yine iyisiniz🥸

Bir de isinize karisiyomusum gibi olmasın da su okuyan diğer arkadaslar bi güzellik yapıp vote atabilir mi 🐙

Minsung - L to F -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin