10

169 22 15
                                    

Jisung: Ben gidiyorum, anneme yarım saate gelirim demiştim.

Minho: Tamamdır, dikkat et.

Jisung: Görüşürüz Hyung.

Minho: Görüşürüz.

Bir hafta boyunca Jisung ve Minho Agi ile oynamak için sık sık buluştular. Jisung olmadığı zamanlar çatı katında genelde Minho bulunuyordu, artık burası ikinci evi gibiydi. Buradaki atmosferi çok seviyordu ama bura tamamen onun ve Jisung'unmuş gibi hissetmesi için biraz değişiklik gerekiyordu.

Biraz evi gezeyim belki aklıma birşeyler gelir.

Çatı katı diğer dairelerden daha büyüktü, 4 dairenin kaplayacağı alan bir kata ayrılmıştı. Bu yüzden ne kadar çok eşya buraya yığılmış olsa da oldukça yer kalmıştı.

Şu atılacak parçaları atmakla başlasam daha iyi.
Ama komşular veya annem görmemeli... o zaman teker teker indiririm.

Minho küçük tahta parçalarını ve yırtık kartonları önceden bura için aldığı çöp poşetine doldurdu.

İki büyük poşet çıkmıştı ve odayı toz kaplamıştı, Minho terasın kapılarını daha da açtı ve toz çıkana kadar terasta dinlendi.

Önce ağır olanı götüreyim, yarın da başka birşeyler yapıp hafif olanı götürürüm.

Minho poşeti de aldı ve asansöre bindi. Çöp konteyneri direkt karşı yolda olduğu için çok yürümesi gerekmiyordu. Hızlıca halledip yukarı çıktı.

Çok da yorulmadım aslında, devam edebilirim.
Hmm rastgele dağılan eşyaları arkadaki küçük odaya taşırsam yer açılır.

Aynalı eski bir şifonyeri kıpırdatacağı sırada aklına yeni bir şey gelmişti.

Niye bunu temizleyip kullanmıyorum ki?

Şifonyerin çekmecelerine baktı, içi boştu ve sağlamdı. Bu yüzden düzgün bir yere yerleştirip şimdilik şifonyerle olan işini bitirmişti.

Peki, kullanılabilir başka birşeyler var mı?

Biraz eşyaları inceleyince düşündüğünden daha çok mobilya olduğunu fark etti. Hepsi eski tarzdaydı. Minho böyle şeyleri full beyaz eşyalardan kesinlikle daha çok seviyordu ama bulduğu tekli koltuklar oldukça kirliydi. Son olarak küçük odaya da bakmıştı, yuvarlak bir salon sehpası ve kitaplık vardı. 4 tane de sandalye.

Sehpa ve kitaplık tamam ama sandalyeler...

Sandalyelerin üstü örtülüydü, Minho örtüyü kaldırdığında süngeri olmayan dört tane sandalye gördüğü için sevinmişti.

Bunlar çok iyi, silip kullanabiliriz.

Eşyaları dikkatlice terasa açılan odaya yani salona taşıdı. Alt komşunun tatilde olduğunu biliyordu ama işini riske atmak istemedi.

Kalktı ve kapının kenarına geçti, yerleştirdiği eşyalara şöyle bir baktı. Her şey olması gereken yerdeydi sanki. Ve her şey çok uyumluydu.

Şimdilik tek eksik bir koltuk ve çalışma masası. Ve yarın erken gelip eşyaları temizlerim.

Jisung gördüğünde çok sevinecek.

----------ertesi gün----------

Minho ev dekorasyonuyla ilgili bir videoyu izlerken ekranın sağ altında bildirim geldiğini gördü.

Sinsung:
Hyung dün akşam bir sorun olduğu için bugün hastaneye gideceğim. Özür dilerim, buluşamayacağız.

Min12ho:
Özür dilemene gerek yok, önemli bir şey değil di mi?

Sinsung:
Bilmiyorum, gelince söylerim.

Min12ho:
Tamam, kendine iyi bak.

Minho engel olamadan aklında gerçekleşen senaryoları bir kenara atıp silme bezi, fısfıs gibi şeyleri bir poşete koydu ve yanına yedek kıyafet de aldı, izlediği videolarda insanların üstü ister istemez kirleniyordu. Eve döndüğünde annesi tarafından soru yağmuruna tutulmak istemiyordu. Annesi salondayken kapıyı açtı ve poşeti hızla ayakkabılığın içine attı. Tahmin ettiği gibi annesi sesi duymuş ve ona seslenmişti, o sırada minho ayakkabılarını alıp annesinin yanına gitmişti.

Minho: ah- ayakkabılarımı silmek için almıştım da. Bir de evde çok sıkıldım belki biraz yürürüm demiştim. Gidebilir miyim?

Hyerim: bugün çok mu kibarsın sanki?

Minho: sadece izin almak istediğim için extra iyiyim anne

Hyerim: hmm, gidebilirsin. Ama geç kalma.

Minho: Anne saat zaten 11, altı saat dışarıda dursam saat anca 5 oluyor. O kadar de gezmem ben.

Hyerim: anladım, çok uzaklaşma.

Minho: Teşekkürler, görüşürüz.

Hyerim: dikkat et.

Minho kapıdan çıkarken seslendi 'ederim'.

Off nasıl plan yapmışım be, miss gibi.
Bugün jisung da gelmiyor, etrafı tamamen toparlayıp düzenleyecek kadar zamanım var. Ona daha iyi bir sürpriz yapmış olurum.

Minho kapıyı açıp içeri girdiğinde içeriyi dün bıraktığı gibi buldu.

Minho: Agi-ya bugün Jisung yok. Sadece ikimiz varız. Dur senin evini temizleyelim. Sonra da burayı temizleriz.

Minho Agi'nin talaşını dün atmadığı poşete döktü ve yeni talaşı kutunun zeminine yaydı. Yemliği ve suluğu doldurup koydu ve son olarak ahşap evi ve Agi'yi yuvaya koydu.

Minho: senin evini temizlemek çok kolay Agi, keşke bizimki de öyle olsa.

Agi iştahla yemeğini yerken hiç Minho'yu dinliyor gibi değildi.

Minho: Afiyet olsun Agi~

Minho üstünü değiştirdi ve işe şifonyeri silmekle başladı. Ardından orta masayı ve sandalye leri. Eşyalar az olduğundan temizlemek çok zamanını almamıştı. Ayağa kalkıp odaya baktığında en büyük sorunu daha net görüyordu.

Tertemiz eşyaların bulunduğu odanın zemini toz doluydu. Bu yüzden odayı silmeye harar verdi.

Önce eşyaları bir kenara çekeyim de yer açılsın.

Esyaların hepsini şifonyerin yanına taşıdı ve neredeyse bomboş kalan büyük salonun köşesinden temizliğe başladı.

------
Su ara bölüm gibi olan bolumler az zaten o yuzden hizli atmak istiyorum. Sizi bekletmek istemiyorum ama goruntulenme bile gittikce düşüyor.

Minsung - L to F -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin