-1 yıl sonra-
Okulun ilk gününe beraber giden Jisung ve Minho çok mutluydu. Bayan Lee, Minho'nun ısrarları üzerine okulda çalışan bir tanıdığına Jisung ve Minho'yu aynı sınıfa aldırmasını rica etmişti.
Minho: Bak şimdiden anlaşalım, birbirimizden başka yakın arkadaşımız olmayacak.
Jisung: Ama sadece iki kişi olmak sıkıcı olmaz mı?
Minho: Hayır öyle değil, ana sınıfındaki gibi. Arkadaşlarımız olacak ama ikimiz en yakın arkadaşlar olacağız.
Jisung: Tamam, söz.
Okulun ilk günü için veliler de çocukları ile sınıfa girip sıralara oturdular. Öğretmen sınıfa girdi ve elindeki poşeti masaya bıraktı.
Öğretmen: Çocuklar ve velilerim 4 yıl boyunca, bir aksilik çıkmazsa, hep sizinle beraber olacağız. Kendimi tanıtmadan önce küçüklere isim kartlarını verip onları tanımak istiyorum.
Kadın karşısındaki büyük parlayan gözlere sıcak bir gülümsemeyle karşılık verip masaya oturdu.
Öğretmen: Lee cho hee
(...)Öğretmen: Minho
Minho ayağa kalktı ve öğretmeninin ona verdiği isim kartını aldı, teşekkür ettikten sonra sınıfa döndü.
Minho: Merhaba, ben Minho. Resim çizmeyi, ailemi, arkadaslarımı, kedilerimi ve hamur ile oynamayı severim, umarım iyi anlaşırız.
Minho Jisung'un yanına gittiğinde ikisi beraber Minho'nun isim kartını inceledi, birkaç kişinin ardından öğretmen Jisung'un adını söyledi ve kartını taktı.
Jisung: Teşekkürler öğretmenim.
Jisung tahtanın karşısına geçti.
Jisung: Merhaba, ben jisung. Şarkı dinlemeyi ve hayvanlarla ilgilenmeyi severim. Arkadaş olacağımız için çok heyecanlıyım, umarım iyi anlaşırız.
Son kişi de kartını taktıktan sonra öğretmenleri konuşmaya başladı.
Öğretmen: Merhaba ben hwang chae-in sizin sınıf öğretmeninizim, oğlum da bu sınıfta biraz hasta olduğu için gelemedi sizinle tanışmak için sabırsızlanıyor.
Jisung ve Minho öğretmenlerinin dediklerini dinlerken anneleri de alınacak şeylerin tahtadaki listesinin fotoğrafını çektikten sonra diğer veliler gibi dışarı çıktılar. Jisung ve Minho yalnız kalınca biraz gerildiler, tenefüste sırada oturdular ve beraber konuştular. Gün sandıklarından sıkıcı geçiyordu. Jisung gözüne takılan yalnız çocuğu Minho'ya gösterdi.
Jisung: Bak şuradaki çocuk çok sessiz duruyor, tanışsak mı?
Minho: Tamam, gel.
Çocuğun yanına gittiler ve sırasında tek oturan çilli çocuğa baktılar çocuk da onlara.
Minho: Tanışalım mı? belki arkadaş oluruz. (Ben böyle arkadas oluyodum ilkokul1 de bu niye böyle konusuyo demeyin minhoya)
Felix: bilmem ki... Annem tanımadığın insanlarla konuşma demişti.
Minho: Ama biz senin sınıf arkadaşlarınız.
Felix: Doğru, ben Lee Felix.
Minho: Ben Lee Minho.
Jisung: Han Jisung.
Havadan sudan konuştular, zaten kısa olan ara zil çaldı ve yerlerine geçtiler. Son zile kadar olan her arada Felix'le konuştular.
--
Bayan Han: Gününüz nasıl geçti?
Jisung: Çok güzeldi anne, Felix diye bir arkadaşımız da oldu.
Minho: Evet.
Bayan Lee: Çocuklar biz kırtasiye alışverişini şimdiden yapalım dedik. O yüzden şimdi direkt arabaya gidiyoruz.
--Bayan Lee: Aslında iyi olur, byeol-ji (jisung'un annesi) ne dersin?
Bayan Han: Tamam, gidelim.
--
Kırtasiye alışverişlerini bitirdikten sonra evlerine geldiler. Minhoların anasınıfındaki eski evleri biraz küçük olduğu ve sağlam olmadığı için oradan taşınmışlardı, çevrelerini değiştirmek istemedikleri için o civarlarda bir ev arıyorlardı. Jisungların evinin yanına yeni yapılan binanın güzel olduğuna karar vermişlerdi ve 3. kattaki geniş eve geçmişlerdi. Jisunglar da onların yan binasında çatı katı dairesinde oturuyorlardı.
(çatı katı+alt katta normal dire/ dublex olarak düşünün, o kadar da büyük değil normal bir yer. -takılmayın, çatı katı fetişim var ve bir akrabamın evi böyleydi orayı düşünerek yazdım.-)
İki evin bulunduğu yere varınca minho arkasına döndü.
Minho: jisung, Byeol-ji teyze (jisin annesi) görüşürüz.
Bayan Han: görüşürüz minho.
Jisung: Görüşürüzz
Bayan Lee: iyi akşamlar.
-
Bitti
Kotu oldu ama başım agrio napim
