10

30 8 0
                                    

"Cehennem boş ,bütün şeytanlar burada" 

-William Shakespeare



Sınıftan içeri girdiğimde çoğu sıraların dolu olduğunu görmem ile bakışlarım tek boş sıraya kaydı. Berkan okula bile gelmemişti. 

Derin bir nefes verip yerime oturduğumda bakışlarım direkt olarak Can'ı bulmuştu. Yüzünde garip bir gülümseme ile önüne döndüğünde kaşlarımı istemsizce çattım.

Sınıfa hocanın girmesi ile bakışlarımı Can'dan çekip kapıya yönelttim. Hocanın hemen ardından sınıfın kapısında beliren Berkan ile gözlerimi kısıp daha dikkatli baktım. 

Kafasını özellikle yere eğiyor ve bir şeyler saklıyordu. Hoca dikkat etmeden yerine geçmesini söylerken Berkan hızlı adımlarla yanıma geldi. Başı hala yere eğikti. 

Kafamı sıraya yatırıp suratına bakmaya çalıştım. Bu hareketime şaşırmış olacak ki benden tarafa döndü. Sağ gözünün hemen yanında ki kızarıklık uzaktan bakılınca anlamayacak kadar belirsizdi. Belli ki üzerini kapatmıştı.

Masanın üzerinden doğrulup bakışlarımı Can'ın sırasına çevirdiğimde aynı sırıtmayla bize baktığını gördüm. Sadece Berkan'ın duyabileceği bir sesle konuştum.

"Onlar mı yaptı?"

Berkan cevap vermedi. Beni duymamazlıktan gelip kafasını dikleştirerek tahtaya bakmaya başladı. 

"Berkan ,Can mı yaptı yüzünde ki izi?" 

Berkan yüzüne alaycı bir gülümseme yerleştirip yüzüme bakamadan cevap verdi. 

"Seni neden ilgilendiriyor? Kim yaptıysa yaptı"

Beklemediğim cevap ile sırada geriye yaslandığım da onun değişen ruh halini izledim. Gözleri tereddütle hoca da ve tahta da gezinirken yan profilden bana baktığını da hissediyordum. 

O sessiz ve arkadaş canlısı çocuk bir anda aramıza duvarlar örmüştü. 

Onun konuşması üzerine sessiz kalıp hocaya odaklandım. Bir insanın bana kırıldığını veya kızdığını anladığım vakit hiç bir şey yapmazdım. Sadece öyle bekler ve gidişini izlerdim. Şimdi yaptığım gibi. 

Onu düşünmüş ve bir soru sormuştum. Ben uzun zaman sonra birisinin acısına ortak olmaya çalışmıştım.

Hocanın dakikalardır anlattığı konu bir zil sesi ile bölünürken sınıf aynı anda ayaklanmış ve bazıları hocanın son sözünü bile dinlemeden dışarı koşuşturmuştu. 

Berkan da aynı hızla yanımdan kalkıp giderken onu izledim sadece. Sonra bakışlarım hemen Berkan'ın arkasında çıkan Can ve arkadaşına kaydı. Yüzlerinde ki ifade beni rahatsız etmeye yetmişti bile. 

Bende hızla olduğum yerden kalkıp Can ve arkadaşının peşine takıldığım da kısa bir süre onları takip ettim. Bunlar sadece bir kaç dakika içinde yaşamış ve kendimi okulun en üst katında bulunan depolarda bulmuştum. 

Can ve arkadaşı durduğunda bende hemen yanımda ki duvarın arkasına gizlenip olan biteni izlemeye başladım. 

Berkan hemen arkasından gelen Can ve arkadaşını fark edip öfkeyle onlara döndü. Ellerini yumruk yapışını uzaktan bile fark etmiştim.

Can gülerek elinde ki telefonu salladı Berkan'ın suratına. Berkan nefretle ilk önce telefona ardından da Can'a baktı. 

Berkan tam Can'ın üzerine yürüyecekti ki Can'ın sesini işittim.  "Hayırdır küçük aslan, beni mi döveceksin? Bu görüntüler hocaların eline geçerse ne olur? Seni şutlarlar değil mi buradan? Peki ya ailenin eline geçerse? Özellikle de o belalı abinin?"

Berkan'ın sıkmaktan neredeyse kırılacak olan çenesi hareket edemedi. Ne vardı o telefonda? 

"Ne istiyorsun?" Berkan'ın zar zor çıkan sesinden bu iki kelime ulaştı kulağıma. Can bir adım geri çekilerek sol tarafına çevirdi bakışlarını. 

"Ben değil o senden bir şey istiyor"

Bakışlarımı Berkan'ın kafasını çevirdiği tarafa yönelttiğim de daha önce görmediğim çocukla gezindi gözlerim. 

Çocuk bir kaç adımda Berkan'ın önünde durduğunda ellerini arkasında bağlayıp büyük bir kibirle konuştu.

"Hayat ne kadar da adil değil mi ? Tekrar elime düştün Berkan. Sence bu sefer nasıl bir istekte bulunmalıyım ?"

Berkan'ı biraz tanıdıysam eğer şuan karşısında ki adamın her dediğini yapabilecek bir karakterdeydi. Ama o gün fark ettim ki ben bu adamı hiç tanımamışım.

"Mesela şöyle bir istekte bulunabilirsin.  Elindeki görüntülere karşılık elimde ki video"

Adını bilmediğim ve Berkan'ı tehdit eden çocuk anlamazca tek kaşını kaldırdı.
"Ne videosundan bahsediyorsun sen ?"

Berkan'ın yüzünde ilk defa gördüğüm sinsi bir gülümseme oluştu. Ve bir kaç adımda diğer çocuğa doğru yürüdü. Ben ,Can ve arkadaşı sessizce bu manzarayı izliyorduk sadece.

Berkan tek kelime etmeden cebinden çıkardığı telefonun ekranını bizim göremeyeceğimiz şekilde çocuğun suratına tuttu.

Çocuğun suratı git gide kızarırken Berkan'ın elindeki telefona uzandı. Sanıyorum ki görüntüyü siliyordu.

Bunun üzerine Berkan küçük ve sahte bir kahkaha atıp çocuğun elinden telefonunu aldı.
"Akıllı Çetin seni. Bu videoyu sadece telefonumda bulunduracak kadar aptal mıyım ben. İstediğin kadar sil hep bir kopyası olacak. Ve bu sefer kozun büyüğü benim elimde. Unutma..."

Berkan'ın bakışları bir anda benim gözlerimle buluşunca hafiften kaşlarını çatmıştı.
Ardından adının Çetin olduğunu öğrendiğim çocuğun omzuna elini koyup kulağına bir şeyler söyledi. 

Bakışları hala üzerimdeyken Can ve arkadaşını görmezden gelip üzerime doğru yürümeye başladı.

AŞK DEDİĞİN LAFTIR BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin