Saatler sonra yalnız başıma oturduğum banktan kalkıp aynı yalnızlıkla yemekhanede yemeği yemiştim. Şimdi ise açılan asansörden çıkıp yavaş adımlarla odama doğru ilerledim. Dünkü gibi yine kapılarının önünde birkaç erkeğin bana bakarak kendi aralarında muhabbeti görüp umursamadan yanlarından geçip gittim.
Yirmi birinci yüz yılda yaşıyorduk ama kafalar hala taş devrinden kalmaydı. Bir insana düşman olmak bu kadar basitti.
Onun kaşını beğenmezsin ,diğerinin sesini... Bir şeylerden nefret etmek işte bu kadar kolaydı. Bir kere bakarsın ve kafamda ki etiketi yapıştırıverirsin.
Odamın önüne geldiğimde derin bir nefes verip kapıyı açtım. İçerisi oldukça sessizdi fakat ışıklarda yanıyordu.
Yatağıma doğru yöneldiğimde Berkan'ın kendi yatağında kitap okuduğunu gördüm. Bakışlarını bana çıkartıp tekrar umursamazca elinde ki kitaba indirdiğinde onun gibi bende konuşmaya yeltenmedim.
Çantamı yatağın üzerine bırakacakken duraksadım. Yatağın üzerine metal para atsam sekerek aşağı düşecek kadar düzenliydi. Pijama takımlarım ise katlanmış bir şekilde yatağımın hemen ucuna gereksiz bir düzenle bırakılmıştı.
Çanta hala elimdeyken yönümü Berkan'a döndüm. O ise hala kitap okumaya devam ediyordu. "Sen mi düzenledin yatağımı ?"
Sorduğum soru ile bakışlarını elinde ki kitaptan kaldırmadan başını evet anlamında salladı. "Neden ?"
Bu sefer gözlerini üzerime dikti ve keskin bir ses tonuyla konuştu. "Dağınıklıktan nefret ederim". Şimdi ona 'Bundan sana ne ya da umurumda değil ' gibi bir çok cümle kurabilirdim. Ki , bu benim doğal halimdi. Hiçbir insanın fikirlerini umursamazdım.
Fakat bugün fark ettim ki tek yalnız olan ben değildim. Görünen o ki onunda başa çıkmaya çalıştığı yalnızlıkları vardı. Biriktirdiği sıkıntılarına yeni bir tanesini daha eklemek istemedim. Hayatım boyunca bencil olmadığım tek an olarak bunu gösterebilirdim.
"Bir dahakine daha dikkatli olurum" Verdiğim cevabı beklemiyor olmalı ki umursamaz bakışlarının yerini şaşkınlık aldı. Belki de onunla arkadaş olabilirdim. Kim bilebilirdi ki ?
Dolabıma yönelip birkaç parça eşofman aldım ve banyoya girdim. Üzerimdekileri çıkarıp bedenimin sıcak suda çözünmesine izin verdiğimde gözlerimi kapattım. Yine aynı şey olmuş ve annemle konuşmadan sonra duygusal bir boşluğa düşmüştüm.
İnsanlarla defalarca kez kavga etmişimdir. Çoğu kişinin kalbini kırmışım ve kırılmışımdır. Ama hiç biri annem kadar dağıtamıyordu beni. Hiçbir bıçak onun duygusuzluğu kadar derin kesmiyordu sol yanımı.
Dakikalar sonra banyodan çıkmış ve üzerimi giyinmiştim. Lavabonun kapısını açıp odaya girdiğimde ıslak saçlarımı umursamadan pencereye doğru yürüdüm. Pencereyi açtığımda dışarıdan içeriye hücum eden soğuk bütün bedenimi titretmişti.
Derin bir nefes alıp dışarıda ki karanlığı izledim kısa bir süre. Ardından gözlerim Berkan'ın pencereden yansıyan görüntüsüne kaydı. Elinde hala aynı kitap vardı fakat gözleri bu sefer satır aralarında değildi. Dalgınca ve ifadesizce bana bakıyordu ,onu izlediğimden habersiz.
Ardından dalgın bakışları pencerede ki yansıyan gözlerimle buluştuğunda aynı ifadesizlikle konuştu. "İçerisi buz gibi oldu" Pencereyi ardım sıra kapatıp yatağıma oturdum.
Kafamda ki milyonlarca sesi susturmak adına şarkı söylerdim her zaman. Ama şuan şarkı söylemek değil bir şeyler dinlemek istiyordum. Bakışlarım Berkan'a kaydığında gözlerinin tekrar o sıkıcı kitabın üzerinde gezindiğini gördüm.
"Şarkı açsam sorun olur mu ?" Sorduğum soru ile kısa bir süre sessiz kaldı. Ardından kısık bir sesle cevap verdi. "Sorun olmaz". Telefonuma uzanıp müzikler kısmına girdim. Madrigal - Seni Dert Etmeler şarkısını açıp iki yatağın arasında duran çekmecenin üzerine bıraktım.
Yorganın içine girip gözlerimi tavana diktiğimde hayatımı özetleyen birkaç cümle ulaştı kulaklarıma. Bu en sevdiğim şarkılardan birisi olabilirdi. Hem söylemeyi hem dinlemeyi severdim.
Bakışlarım Berkan'a kaydığında onunda kitabı bırakıp şarkının sözlerini dinlediğini fark ettim. Aklından ne gibi düşünceler geçtiğini merak etmiştim. Sonra şarkının nakaratına takıldı zihnim.
"Geride kaldı o günler ,sen varken taptığım kasvetli şehirler"
Berkan'ın biçimli dudakları şarkının nakaratında hareket ettiğinde kaşlarım kendiliğinde havaya kalktı. Çok fazla kimsenin bilmediği bir şarkıydı. Şarkının arasında sorduğum soru ile dudakları duraksadı Berkan'ın. "Biliyor musun bu şarkıyı ?"
Sorduğum soru ile gözlerini gözlerime çıkardı. Her şeyden şüphe duyan bir havası vardı. Öyle ki benim kendisiyle konuşma çabalarımı hep geri çeviriyor ve aklında onlarca soru dolanıyordu.
Bana cevap vermek yerine elinde ki kitabı kapatıp çekmeceye koydu. Ben ise yattığım yerden onu izliyordum. Yatağından kalkıp lambaların yanına gitti. "Işığı kapatıyorum"
Ben cevap vermezken ışığı kapatıp yatağına gitti. Demek ki zamanında çok fazla güvenini kırmışlardı. Bu yüzden onunla gerçekten konuşmak ,arkadaş olmak istediğimi anlayamıyordu. Yorganın içine girip sırtını döndüğünde uzun süre öylece hareketsiz kaldım.
Şarkı ise çoktan bitmiş ve telefonum kapanmıştı. Gözlerimi tavana dikip her gece yaptığım gibi yine kendimle savaştım. Dışarıdan bakıldığında umursamaz ,gamsız herifin tekiydim. Ama içerdeki çatışmadan kimsenin haberi yoktu.
Telefonumun titremesi ile elime aldım. Ekranda Sevdanın ismini görmem ile gülümsedim. Sevda benim ilkokuldan beri arkadaşımdı. Fakat geçen sene bu arkadaşlığı ,onun yoğun isteği üzerine bir üst seviyeye taşımıştık.
Onu seviyordum fakat aşık mıydım orasını bilmiyordum. Beni sevdiğini söylediğinde ona karşılık vermek istememiştim en başta. Fakat onu kaybetmeyi de göze alamayıp yine bencilliğimi konuşturmuştum.
Bu evrende bana gerçekten değer veren tek kişi oydu. Onun bana olan sevgisini seviyordum. Buna bencillik ya da her neyse diyebilirsiniz. Eğer bir gün benim gibi yalnızlığı zırhınız olarak kuşanırsanız en ufak sevgi kırıntısının bile peşinden gidersiniz.
"Sana bir sürprizim var Ömer"
"Ne sürprizi ?"
"Biraz sabret. Ama çok sevineceğin bir şey"
Bu dediğine gülümserken yarım saat kadar onunla mesajlaşmış ve ardından kendimi uykunun dayanılmaz kollarına teslim etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK DEDİĞİN LAFTIR BXB
Romance"Aşk dediğin laftır derler . Sakın kanma onlara" Yazdığım ilk eşcinsel nitelikli kurgudur. Lütfen homofobikler kitaptan uzak dursun. !