O kavgadan sonra herkes köşesine çekilmiş ve normale dönmüş gibiydi. Tek fark artık Berkan gibi bana da düşmandı sınıf. Geriye doğru yaslanmış son dersin hocasına diktim bakışlarımı. Bir şeyler söylüyordu fakat kelimeleri kulağıma çarpıp gerisin geriye yok oluyordu. Aklımda biraz önce ki kavgadan bağımsız düşünceler dolaşırken hocanın sesi ile irkildim. Yüzünü bana çevirmiş ismimi söylüyordu.
Ayağa kalkıp kendime geldiğimde esmer uzun boylu ve otuzlarının başında olan hoca biraz önce ki sorusunu tekrarladı. "Sence Ömer , insan yeni bir duygu üretebilir mi ?" Hocanın sorusu ile bakışlarım sınıfta gezindi kısa bir süre. Ardından kendimden emin bir şekilde cevap verdim. "Gerçek duygular üretilemez, ortadan kaldırılamaz. Onları sadece bastırabilir, kendimizi kandırabilir ve bedenlerimizi aldatabiliriz. Vücut gerçeklere yapışıktır der Miller. Ve onun bu sözünün altına imzamı atabilirim."
Hoca bu söylediğime gülümsediğinde tekrar sordu. "Peki öfkede bir duyguysa eğer ,bunu nasıl iyileştirebiliriz ?" "Duyguları iyileştirmenin tek yolu onu yenisiyle değiştirmek bence hocam. Mesela öfkeyi sabırla, nefreti sevgiyle değiştirmek bir nevi duyguları tamir etmek gibi."
Okuduğum psikoloji kitaplarına çok teşekkür ederim. Öyle ki hoca başıyla beni onayladığında ön sıralardan birinden alaycı bir ses tonu yükseldi. "İbnelikte bir duyguysa ,onu nasıl tedavi edebilir arkadaş hocam ?"
Evet , sabahtan beri laf sokmak isteyen Can sonunda amacına ulaşmıştı. Hoca elinde ki kitabı masanın üzerine bırakıp kalçasını masasına yasladı ve kollarını göğsünde birleştirerek Can'a döndü. Yüzünde ki sakin ifade ile konuştu. "Can'ın bu sorusunu cevaplamak isteyen var mı arkadaşlar ?"
Sınıftan herhangi bir yanıt gelmezken göz ucuyla Berkan'a baktım. Elini sıranın altında yumruk yapmış ve öfkeyle Can'a bakıyordu. Hoca tekrar Can'a dönüp sordu. "Kendi sorunu sen cevaplar mısın Can ?"
Can kendinden emin bir şekilde ayağa kalkıp o iğneleyici ses sonuyla cevap verdi. "Bence yolu var hocam. Ayrıca ben bunu bir duygu olarak da görmüyorum. Tamamıyla sapkınlık ve özentilik. "
Hoca aynı sakinlikle bir soru daha sordu. "Peki bu duyguya karşı ne yapmalıyız ?" Can sesinde ki alayı öfkeyle değiştirdi cevap verirken. "Bu sapkınlığı yok etmek için öyle insanları aramıza almamakla başlayabiliriz bence hocam. Mesela onlara oldukları yeri dar edersek eğer bu sapkınlıklarını insanların gözüne sokamayacaklar. Böyle insanlar milletin aklını bulandırıyor. Bu yüzden onları görmezden gelemeyiz. " "Can haklı bence hocam" bunu söyleyen sınıftan başka bir kızdı.
Hoca derin bir nefes verip bir soru daha yöneltirken Berkan'ın sıratın altında titreyen dizini fark ettim. Can'ın üzerine saldırmamak için kendini zor tutuyordu. "Böyle insanlar diyerek hitap ettiğin kişilerin senin gözüne sokarak yaptığı şey ne Can ?" Can bir an duraksadı ama hemen cevap vermişti. "Bir erkeğin başka bir erkeğe sevgilisiymiş gibi yaklaşması bile mide bulandırıcı hocam. Daha ne olsun ki ?"
Hoca kollarını çözüp doğrulduğunda Can'a tekrar sordu. "Sence LGBT-İ ne demek Can ?" Can'dan kısa bir süre cevap gelmedi. Ardından hoca masasına ilerleyip masanın üzerinde ki kitaplarını toplamaya başladı. Can ise hala ayakta dururken cevap verdi. "Bir benzin markası falan mı ?"
Bunun üzerine hoca dudağının bir köşesini yukarı kıvırdı. "Sana ödev Can. LGBT-İ ne demek ? , LGBT-İ altında kaç çeşit insan vardır ? LGBT-İ'nin bilimsel açıklamasını ve 5 tan psikologdan Lgbt'i yorumlarını yazıp diğer ders için getirmeni istiyorum."
Hocanın verdiği ödeve sırıtırken Can anlamamış bir şekilde yerine oturmuştu. Zil çaldığında hoca sınıftan çıkıp gitmişti.
Yorum ve görüşlerinizi bekliyorum arkadaşlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK DEDİĞİN LAFTIR BXB
Romantizm"Aşk dediğin laftır derler . Sakın kanma onlara" Yazdığım ilk eşcinsel nitelikli kurgudur. Lütfen homofobikler kitaptan uzak dursun. !