Ben Berkan'ı ilk defa o gün tanımaya başlamıştım. O sessiz ve yalnızlığa itilen çocuğun aslında her şeyi kendi rızasıyla yaptığını ve o kadar masum olmadığını fark ettim.
Bu yeni tanıştığım Berkan bana daha merak uyandırıcı gelmişti.
Berkan yalnızlığa itilmemişti. Yalnızlığı üzerine kendisi ilmek ilmek işlemişti. Bana olan tutarsız tavırları da bu yüzdendi belki.
Adımları üzerime doğru gelirken arkasında bıraktığı kızarmış boğayı umursamadı. Tek kaşı ile bana işaret ettiğinde ne demek istediğini anlayıp diğerlerine görünmeden Berkan'ın arkasından yürümeye başladım.
Acaba Çetin dediği çocuğun kulağına ne demişti de onu susturmuştu ?
Peki ya Çetin onu ne ile tehdit ediyordu?
Berkan'ın bir abisi mi vardı? Ve psikopat bir abi.
Kafamda ki sorulara o kadar dalmıştım ki Berkan'ın boş bir sınıfa girdiğini ve beni de peşinden sürüklediğini yeni fark etmiştim.
Sınıfa girdiğimizde Berkan kapıyı kapatmış ve Çatık kaşlarla bana dönmüştü. Ben ise öylece onun tüm hareketlerini izliyordum.
"Neden beni takip ettin ?"
Ellerimi cebime koyup her zaman ki rahat tavrımla konuştum. "Seni değil Can ve arkadaşını takip ettim. Ne tesadüf ki yolun sonu sana çıktı."
Gözlerini sınıfta gezdirdi kısa bir süre. Sanki kullanacağı kelimeleri beyninde filtreden geçiriyordu.
Daha sonra gözleri beni buldu. Kısa bir süre öylece bakmıştı. Bakışlarından ne düşündüğünü çözmek çok zordu. Boş bakıyordu. Bomboş.
"Bu arkadaş ayaklarını geç. Seninde onlardan bir farkın yok. Ama neden hala benimle konuşma çabasındasın anlamış değilim"
Bakışlarım yutkunduğu için inip kalkan adem elmasina kaydı. Büyük ihtimalle zihninde ki filtreden geçirdiği cümleleri bunlar değildi. O yüzden çok ama çok kısa bir pişmanlık sezdim bakışlarından.
"Kimseyle arkadaş olmak için çabalamam. Belki de bu yüzden senin kadar yalnızım."
Kaşları hafifçe çatılırken ne demek istediğimi anlamaya çalıştı bir kaç saniye.
Sonra öylece gözlerime baktı. Bu sefer boş değildi o bakışlar. İçin de ince bir sızı barındırıyordu.
Etrafına güçlü görünmeye çalışsa da içinde yaralı ,kırgın ve öfkeli bir çocuk vardı.
Hiç büyütemediği bir çocuk."Bu arkadaşlık saçmalığını uzatmadan bitirelim ve sende beni görmezden gel olsun bitsin. Yeni birileriyle uğraşamayacak kadar meşgulüm"
Ellerim hala cebimdeyken ona doğru iki adım atıp aramızda ki mesafeyi azalttım.
"Ne oldu da bir anda bana karşı değiştin ?"
Bakışları hala gözlerimdeyken yutkunmasını bu sefer kulağımla da duydum.
"Değişmedim. Bu, gerçek ben. Sen tanımıyorsun sadece"
"Tanımama izin ver"
Omuzlarını düşürüp isyan eder gibi konuştu bu sefer de
"İşte neden? Neden bu arkadaşlık çaban? Saçma bir merak mı, oyun mu, yoksa bana acıdığın için mi?"Bende onun gibi omuzlarımı düşürürken ellerimi cebimden çıkardım.
O dik duruşum bir anda yok olmuş ve geriye yelkenlerini indiren bir çocuk kalmıştı.
"Hiç birisi... Acımakla işe başlasaydım ilk kendime acırdım. Ben ,ben yanlığımı yanlızlığınla kıyasladım. Ve seninki daha ağır bastı. Belki de bu şekilde kendimi avutuyorumdur. Senden daha az mutsuzum diye kendimi dizginliyorumdur."
Alt dudağını dişleri arasına alıp bakışlarını sınıfın tavanına çevirdi. Sonra bakışları tekrar beni bulduğunda başını umutsuzca iki yana salladı.
"Normal değilsin. Sende de var biraz aptallık. Ayrıca birazda bencillik. Kendi yalnızlığını kıyaslayabileceğin başka salak bul kendine."
Bu cümleleri kurduktan hemen sonra sınıftan çıkıp gitmişti. Ben ise arkasından öylece bakmakla yetindim. Normal bir insan gibi düşünmüyordu bazen beynim. Bunda haklıydı fakat bilmediği bir şey vardı. Ben bencil değildim. Özellikle de Berkan'a karşı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK DEDİĞİN LAFTIR BXB
Roman d'amour"Aşk dediğin laftır derler . Sakın kanma onlara" Yazdığım ilk eşcinsel nitelikli kurgudur. Lütfen homofobikler kitaptan uzak dursun. !