1. bölüm

36 16 7
                                    

Başımdaki ıslaklıkla gözümü araladım. Gölge ağzında ki dal parçasıyla yanımda duruyordu. Ağzındaki dal parçasını ikiye ayırıp, gelişi güzel fırlattım. Gölge bunu oyun sanarak, kuyruğunu sallayarak koşmaya başladı. Ben ise yüzümdeki her zamanki duygusuzlukla onu ve sanki hiç bir şey yokmuşcasına sevinçle koşmasını izledim. Gölgenin ordan oraya sevinçle koşuşturmasını izlerken, gözlerim dolmuştu.

Hayatım koca bir oyundu adeta. Kader bana oyun oynuyor derler ya hani. Bende ise tamtersi, kader boynuma geçirmiş tasmayı peşinden sürüklüyor. Karşı koydukça daha da sıkıyor. Nefes alacak gücüm kalmadı ancak uzakta bir yerlerde ayakta durmam gereken ailem var. Bana ihtiyacı olan, benim onlara ihtiyacım olan bir aile. Buraya geleli ne kadar oldu hiçbir fikrim yok. Bilmediğim bir zaman dilimindeyim. Ahsenin koşarak yanıma gelmesiyle bakışlarımı gölgeden ayırıp Ahsen'e çevirdim. Solgun yüzü herşeyi anlatıyordu ancak gene de sorma isteği duydum.
"Geliyorlar mı?"
Cevap vermeye bile gücü olmayan kız sadece başını hareket etmekle yetindi.
Yavaşça ayağa kalkıp toplanma alanına doğru ilerledim. Ayaklarım, beynim hatta duygularım bile benden bağımsız hareket ediyordu artık. Nefesimi düzenli tutmaya çalışarak ilerlemeye devam ettim.

Bugün gene her gün olduğu gibi gelip bizi zorla bir odaya götürüp, kaldıramayacağımız derecede ilaçlar enjekte edeceklerdi. Gözümüzü açmaya bile gücümüz olmayacak ve bir çöpmüşcesine herkesi topladıkları bı alana bırakıp gideceklerdi. Herkes artık bitik durumdaydı, umudumuz kalmamıştı. Ne kadar zaman oldu, hiç bir fikrim yok. Bizi buraya getirdiklerinde 87 kişiydik şimdi ise sadece 44 kişi kalmıştık. Verilen ilaçlar yan etkiler yapıyordu. Buna dayanamayanlar ya intihar ediyordu ya da bize saldırıyordu.

Her gece anne ve babamın rüyama girip bana birazcık güç vermesi için dua ediyordum. Bilmediğimiz bir zaman diliminde aslında her şey çok güzeldi. Hayatım annem ve babamla çok güzeldi. Taki o güne uyanana dek.

Dışarıdan gelen silah ve çığlık sesiyle yerimden sıçradığımı hatırlıyorum. Gözümüzü büyük bir karmaşaya açtığımın farkındaydım ancak bu karmaşanın beni ve ailemi etkileyeceğini düşünmemiştim. Ayağa hızla kalktığım an, annem içeri girdi. Ağzımı açmama fırsat vermeden;
"Efza kızım hemen buradan çıkmamız gerekiyor."

"Anne noluyor, babam nerede?"
O kadar çok korkuyordum ki, o an nasıl davranmam gerektiğini bile çözemiyordum.
"Buradan çıkalım sonra sana her şeyi anlatıcam, çabuk ol vaktimiz yok"
Kolumdan çekiştirerek salona çıkmıştık. Babam elinde küçük bir çantayla bizi bekliyordu.
"Hadi Efsun buraya gelmeden çıkalım."

Adım attığım an sanki ayağımın altında kocaman bir buton ateşleniyordu. Silah sesiyle camlar tuzla buz olmuş durumdaydı. Seslerle birlikte ağzımdan korku dolu bir çığlık çıktı.
"Eğiiiliiinnn!!"
Babamın komutuyla hepimiz duvarın köşesine sinmiştik. Hayatımın en kötü günü, hiç uyanmamayı dilediğim gün...

Ailemi benden çaldıkları gün, o gün dünyam karardı. Hayatın benim için hazırladığı bu zorlu görevler. Uyanıp anneme sarılmayı, saçlarımın arasına sıcacık bir öpücük kondurup:
"Geçti kızım, hepsi sadece kötü bir kabustu. Biz yanındayız bak."
Demesini o kadar çok isterdim ki... O gün askerler içeri girip beni götürmek için ailemi öldürmekle tehtid ettiler. Ben ve annem birbirimize sarılıp ağlarken babam yüzleri bile kapalı olan üniformalı adamlara bağırıyordu.

"Defolun gidin buradan benim kızımı kimse benden alama."
İçlerinden en uzunu hatta en yapılı olanı babamın karşısına geçip bozuk Türkçesiyle konuşmaya başladı:
"Zorluk çıkartmayın, kızı verin."
Üzerine basa basa söylediği sözlerle tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. İstemsizce annemin koluna daha fazla sinmiştim.
"Lütfen biz kimseye bişi yapmadık. Kızımı rahat bırakın."

Annemin göz yaşları içinde sarfettiği cümleyle göz yaşlarım daha da hızlanmaya başlamıştı. Önde duran iri adam yanında bulunan tıpkı onun gibi maskeli ve aynı asker üniformalı adamlara kafa işaretinde bulundu. Arkada duran iki kişi kafasını sallayarak üzerime doğru ilerlemeye başladılar. Korkuyla
"Anneee... Lütfen bırakmayın beni."
Annem hiç tereddüt etmeden beni arkasına alarak başını kaldırdı.
"Kızımı alabilmek için önce benim cesedimi çiğnemeniz lazım."

Adamlardan biri yamuk bir gülüş atıp, belinde duran silahını annemin alnına dayadı. Korkuyla çığlık atıp babama baktım. Babam şoka girmiş olacak ki annemin alnındaki silaha sabitlenmişti bakışlarını.
"B-baba birşeyler yap!!"
Bağırmam ile babam kendine gelircesine adamın koluna vurarak annemin önüne geçti. Yere düşen silah ayağımın ucuna gelince o anlık panikle elime alıp yanaşan adama doğrulttum.

"Kimsiniz, nesiniz bilmiyorum ama ne ben ne ailem biz hiç kimseye birşey yapmadık."
İlk başta konuşan adam bana doğru ilerleyerek konuşmaya başladı.
"Sen ve senin gibi bir çok kişiyi almamız için görevlendirildik. Siz seçilmişlersiniz. Şimdi ya bizimle gelmeyi kabul edersin ya da aileni öldürmek durumunda kalacağız."
Korkuyla anne ve babama çevirdim bakışlarımı.
"Ne kızımızı alacaksınız, ne de bize birşey olmayacak."
"Peki..."

4 harf, tek kelime ve yüzümde buruk bir mutluluk işte bitti herşey Efza, bu kabus burada sonlandı. Adamlar arkasını dönüp ilerlemeye başlayınca babama doğru adımladım. Tam o sırada ne olduğunu anlayamadan kulaklarımı sağır edecek şiddette silah sesi ve babamın yere yığılışı...

Kocaman sarılmak için açtığım kollarım ağır ağır düştüğünde, annemin bağırışlarını bile duyamaz durumdaydım. Olayın şokundan çıkamazken bir el ağzıma doğru uzandı. Burnuma dolan garip kokuya bile itiraz etmedim. Yavaş yavaş bilincim kapanırken, gözümün önünde babamın vuruluşu gitmiyordu.

Küçükken omuzlarında taşıyan kahramanım olan adam şimdi yerdeydi. 5-6 yaşlarındayken babam omzuna almadığı için bahçede ki köpek kulübesinin yanına çömelmiş ağlıyordum. Babam belinden daha yeni ameliyat olmuştu. Çocuk aklı tâbi, artık beni sevmediği için omuzuna almıyor diye ağlıyorum. Ağlamalarıma kıyamayan babam, zar zor omuzuna bindirip bahçede gezdirmişti. Annem:
"Ameliyat oldu in" diye çok kızmıştı.

Babamdan gülerek anneme kahramanlar yıkılmaz demişti. O gece çok ağrı çektiğini hatırlıyorum. Benim için her şeyi yaptı. Şimdi ise benim yüzümden gene acı çekiyordu. Bana ne yapacaklarını bile düşünmüyordum. Tek düşündüğüm şey babamın durumu nasıl, anneme noldu ya onlara bir şey yaptılarsa...

KONTROLSÜZ DENEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin