Yuta, genel olarak açık tonlar içeren eve girdiğinde evdeki yoğun kahve ve çiçek kokularının karışımı çok hoşuna gitmişti. Ferah ve rahatlatıcıydı. Sicheng kapıyı kapatıp Yuta'ya "buraya,şuraya ya da oraya oturabilirsin, seçim senin. kahveni nasıl içersin?" Deyip gülümsemişti. Yuta hızlı konuşmasına karşın şaşırmış ve gülmüştü "sade, sade severim" demişti.
Sicheng onaylayan sesler çıkartıp mutfağa gitmişti. Sadece bir kere mesajla konuştuğu kişiyi ne diye eve almıştı ki. Aklında çok fazla soru vardı. Ve hiçbirine cevap bulamıyordu.Tam Yuta'ya seslenecekken kapı çalmış ve sakince kapıya doğru yürümüştü. Kapıyı açtığında elinde boş bir kase ile Jaehyun'u görmüş ve gülümsemişti. Yuta da Sicheng'in arkasından kapıya doğru yürümüş kimin geldiğini görmek için parmak uçlarına kalkmıştı.
Gördüğü tanıdık yüzle sevinci ile birlikte gelen gözyaşlarını tutamamış kendisinden uzun olan kumral gence sıkı sıkı sarılmıştı. Jaehyun anın şoku ile hem gülüyor hemde eski ama en iyi dostuna sıkı sıkı sarılıyordu. Ne olduğunu anlayamayan Sicheng ise sadece bakıyordu.
Yuta Jaehyun'dan ayrıldığında gözlerinin sulu olduğunu fark etmişti. Hemen gülümseyip ellerinin tersi ile gözlerini silmişti. Jaehyun şoktan henüz yeni çıktığında karşısındaki bedene dönüp "Her yerde seni aradım salak neredeydin" demişti. Yuta gülümseyip "Japonya'ya gittiğimde telefon numaram değişmişti. Buraya geldiğimde eski kullandığım hattın kapandığını öğrendim ve yeni hat aldım. Tüm numaralar silindi. Sizi bir daha göremeyeceğim diye çok üzülüyordum." (Taş devrinde yaşıyorlar sosyal medyadan haberleri yok yzk evlatlrm) (ironi yaptm)
Demişti.
Sicheng bu olaylara anlam veremezken Jaehyun ondan önce davranıp "Anladım anladım da senin Sicheng'in evinde ne işin var?" deyip kaş göz yapmaya başlamıştı. Jaehyun yüz felci geçiriyormuşcasına hareketlerine devam ederken Sicheng açıklamaya başlamıştı
"Benim evimi sizin eviniz sanmış ve evime gelmişti bende içeri davet ettim. Bundan birkaç gün önce de pembe menekşelerinin bakımı hakkında biraz bilgi vermiştim. Böyle işte, peki siz?" diyip sorusunun cevabını beklemişti. Yuta heyecanla "Lise arkadaşıyız ben Jaehyun ve Johnny üçümüz çok yakınız" demişti gözleri parlıyordu arkadaşlarından bahsederken. Sicheng ilk defa arkadaşlarından bahsederken böylesine heyecanlı birini görüyordu. Kendi arkadaşı pek yoktu. 3 yıl önce Kore'ye taşınmış ve Taeyonglarla arkadaş olmayı başarabilmişti.Yalnız yaşıyordu bir nevi ama çiçekleri ve balıkları en iyi arkadaşlarıydı zaten. Sadece bazı geceler sarılmaya o kadar ihtiyaç duyuyordu ki.. burukça gülümseyip yatağında saatlerce ağladığı günleri hatırlaması çok da zor olmuyordu.
Jaehyun ve Yuta kapının önünde sohbetlerine devam ederken karşı daireden Taeyong sinirli sinirli Jaehyun'a doğru geliyordu. Taeyong sinirliydi çünkü eşinden sadece bir kaşık yoğurt istemişti bunun için de karşı komşuları Sicheng'e elinde bir kaseyle göndermişti.
Ama Jaehyun 20 dakikadır lak lak yapmaktan yoğurdu unutmuş hatta kaseyi ne yaptığını bile hatırlayamamıştı.Taeyong biraz bekledikten sonra Yuta'ya dönüp "Lise arkadaşı olan Yuta sensin değil mi??" Deyip Jaehyun'u göstermişti. Yuta kafasını sallayıp gülümsediğinde Taeyong da ona karşılık vermişti. Taeyong "akşam yemeğine gelsenize" demişti Yuta ile Sicheng'i kastederek. Sicheng hemen kafasını olumsuz sallayıp "Bu akşam sizi ben çağıracağım bu yüzden siz gelmelisiniz hatta Yuta sen de gelmek istersen bize katılabilirsin iyi yemek yaparım" demişti.(Sicheng güldürme bizi annecim) Yuta zaten gülümseyen suratını biraz daha gülümseterek "elbette size katılmayı isterim hatta ikimiz hazırlayabiliriz ne dersin?" Demişti. Sicheng sürekli yemek yapmada mükemmel olduğunu savunup yardıma ihtiyacı olmadığını söylüyordu. Buna rağmen Yuta kalıp ona yardım edecekti...
________________________________
Yuwin için kaynaşma
Türkiye için iftar
Jaehyun için dayak saati gelmiş bulunmaktadır. Jaehyun kaseyi kırdın mı naptın güzelim..
okuduğunuz için teşekkür ederim🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clouds//YuWin
FanfictionWinwin:Menekşelerini her gün sularsan solmasına sebep olacaksın... Yuta:ne? [görüldü 16.56]