Sicheng'den
Sabah 06.00'da uyanmış ve sarı krizantemlerini* ile lilyumlarını* sulamıştım. Kahvemi yapıp balkonuma oturmuş suyun kaynamasını bekliyordum. Bugün uzun süredir ertelediğim kilden yüzük yapmayı deneyeceğim sonra biraz kitap okuyup Gece ile Gündüz için vitamin alacağım. Ardından çiçekçiye gidip sterliçya* alacağım. Bugün yoğun geçecek gibi görünüyor... Kahve suyumun kaynadığını duyunca kahve fincanımın içine su doldurdum ve semti tekrar tekrar izlediğim yerden bir kez daha izlemiştim.
Balkona çöp atmaya çıkan Taeyong'u gördüğümde ayağa kalkıp biraz daha yakınlaşmıştım.
"Merhaba, Taeyong. Nasılsın?" demiştim gülümseyerek.
Gülümsememe içtenlikle karşılık verip; " Selam Sicheng, ben iyiyim teşekkür ederim. Sen nasılsın?" Demişti.
"Bende iyiyim, teşekkürle-" lafımın bitmesini bekleyemeyerek konuşmuş;
"Aslında seni bize kahvaltıya çağıracaktım. Her gün yalnız kahvaltı yapmak eminim sıkıcıdır. Eğer istersen bize kahvaltıya gelebilir misin?" demişti. Bende bu teklife hayır demeyerek "Elbette gelirim sorun değil teşekkür ederim Taeyong borcum olsun" demiştim gülümseyerek. Taeyong hadi bekliyoruz 15 dakikaya burada ol gibisinden şeyler söyleyip içeri gitmişti.
————————————————————————
Sarı krizantem bir çiçek türüdür "karşılıksız sevgi" anlamına gelir.
Lilyum " güven" anlamı taşıyan bir çiçek türüdür.
Sterliçya "sıcak sevgi" anlamı taşır bu da bir çiçek türüdür.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clouds//YuWin
FanfictionWinwin:Menekşelerini her gün sularsan solmasına sebep olacaksın... Yuta:ne? [görüldü 16.56]
