Yuta
Sakince evimde otururken Jaehyun'un ısrarla araması üzerine telefonu açmış "efendim" dememe izin bile vermeden bağırarak "HEMEN SİCHENG'İN EVİNE GEL ELİ-ay bayılcam eli kanıyo çok yardım et" demişti. Sicheng'le tanışalı çok olmasada ona karşı güzel hisler besliyordum. 2 haftanın her günü görmüştüm. Her sabah kahvesini alır çiçekleriyle ilgilenir ve balkonunun tadını çıkarırdı. Sakin bir kişiliği vardı. Belki belli ediyordum bilmiyorum ama Jae çok değiştiğimi söylüyordu. Önceden erken kalkmak nedir bilmezdim gece uyumazdım genelde boş boş otururdum. Ama her sabah onu daha fazla görebilmek için 7'de kalkmaya başlamıştım..Balkona çıkacağı saati bildiğim için o saatte balkona çıkıyor menekşem ile ilgilenir gibi davranıp ona selam vermek için bekliyordum. Bunları Jaehyun'a anlattığımda "sen bitmişsin aşık olmuşsun geçmiş olsun" diyordu. Elinin kanadığını öğrendiğimde kendi canım da yanmıştı. Koşarak karşı apartmanın 3. Katına çıkmıştım. Bu kadar sakin birini bu derece sinirlendirecek ne yaşatmış olabilirlerdi ki...Üstelik çiçeklerine aşık olan adam begonyalarının saksısını da kırmıştı. Evine gittiğimde eli hala kanıyordu. Sadece sarılmak istemiştim. Sakin görünümü altında yatan türlü kötü anıları bir bir silmek ve yerini güzel anılarla doldurmak istemiştim. Eline pansuman yapmıştım fakat kil saksının parçaları eline girmiş ve derin yaralar açmıştı. Hastaneye gitmesi gerekiyordu. Korktuğu belli oluyordu. Ona elini tutacağımı ve saçlarını okşayacağımı söylemiştim. Yaptım da. Hastaneye gittiğimizde önce elindeki kırık parçaları çıkardılar canı yansa bile belli etmemeye çalışıyordu. Sağ elini tutup kafasını omuzuma yasladığımda titreyen bedenini hissetmiştim. Dikiş atılacağı sırada uyuşmasını beklemiştik. Acıyacak mı diye bana soruyordu..Bilmiyorum ki Sichengim demek isterdim. Sadece bilmiyorum diyerek yanıtlayabilmiştim...
Hastaneden çıktıktan sonra onu evine götürmüş ve pizza sipariş etmiştim. Telefonunu istediğinde ona uzatmıştım. "En başta yapmam gerekeni şimdi yapıyorum.." deyip burukça gülümsemişti. Ne olduğunu Ya da neler yaşadığını bilmiyordum. Ama yardım etmek istiyordum. Çekingen bir tavırla "şey..neden yaptın?" Diye sormuştum. Dolu gözleriyle bana bakıp "annem, her ay ettiğimiz klasik kavgalardan sanıyordum. Ama öyle olmadı, en başında numarasını engellemeli ve yeni bir hat almalıydım." Demişti dolu dolu olan gözleriyle. Dokunsam kumdan bir kale gibi darmadağın olacaktı adeta. Sarılacaktım..sarılacaktım ama onu korkutmak incitmek Ya da rahatsız etmek istemiyordum. "Sarılmak ister misin?" demiştim halıyı izlerken. Omuzuma dokunmuş "çok..çok isterim" demişti. Sıkıca sarılmıştım o gece. Sanki son seferimizmiş gibi, yıllardır bu anı bekliyormuş gibi sıkı sarılmıştım. Omuzumu ıslatan göz yaşlarını hissettikçe kalbim parçalara bölünüyordu. Ben Nakamoto Yuta..Dong Sicheng'e fena kapılıyordum, ve bu hoşuma gidiyordu...________________________________
Depresif, üzgün Ya da kötü hissettiğinizde her zaman burada olacağım. Sorun değil bunları beraber atlatabiliriz. Sarılmaya ihtiyacınız varsa sarılacağım. Emin olun sarılmak binlerce kelime dinlemekten çok daha etkilidir.
Ah bir de şey, insanlara güvenmeyin olur mu? En yakınım dediğiniz kişiye bile mesafeli davranmanız lehinize olacaktır. İnsanlar sizi kullanıp daha sonra birer yabancı olmanızı sağlayabilir. Dikkatli olun.
Sağlıklı,mutlu,huzurlu ve sizi sevenlerle kalın💖
Okuduğunuz için teşekkür ederim🤍

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clouds//YuWin
FanfictionWinwin:Menekşelerini her gün sularsan solmasına sebep olacaksın... Yuta:ne? [görüldü 16.56]