24

2.1K 153 181
                                    


Günlerden pazartesi. 

İki günlük hafta sonu tatilinin sonuna gelmiştik ve bugün okullar açılıyordu.

Milyonlarca öğrencinin kâbusu başlıyordu...

Yarım saattir çalan alarmımı kapatıp tekrar uyumaya devam ettim. Aradan beş dakika bile geçmeden alarmım tekrar çalmaya başlayınca alarmı tekrar kapattım ve hemen ardından da telefonumu komple kapattım. 

Tekrardan uykuma kaldığım yerden devam ettim. Aradan ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum ama bu sefer de birisi alacaklı gibi odamın kapısına vurmaya başladı.

"Her kimsen kapıyı kırmaktan vazgeç ve benim uykumu bölme." diye bağırıp yorganımı kafama kadar çekip tekrardan uykuma devam edeceğim sırada annemin bağırma sesini duydum.

"Işıl, kızım kalk hadi okula gideceksin."

"Anne, orası çok kötü bir yer. Ne olur kıyma bana, gitmek istemiyorum ben." Belki annem bana acır diye ağlamaklı bir ses tonu ile söylemiştim ama muhtemelen işe yaramamıştı. 

"Saat 8.55 oldu. Geç kaldın zaten. Hemen hazırlan, git okula diğer derslerini de kaçırma." dediğinde "Ne! Siz beni neden uyandırmıyorsunuz?" diye bağırarak yatağımdan kalkmaya çalışırken yorganım ayağıma dolandı ve kendimi bir anda yerde buldum. 

"Bak geç kaldığım gibi bir de yere yapıştım anne." 

"Söyleneceğinize alarmınızı kursaydınız Işıl hanım! Her şeyi annenden bekleme." 

"Lafa tutma beni hazırlanıp çıkayım hemen" dedikten sonra ayağıma dolanan yorgandan kurtulup ayağa kalktığım sırada tekrardan yorgana takılıp yüzüstü yere düştüm. Sinirlenip "Senin gibi yorganın ben" daha cümlemi bitiremeden annem içeriden "Işıl seni duyuyorum, küfür etme. Terliği yersin bak, uyarmadı deme!" diye seslendi.

"Benim küfür etmek ile ne işim olur anne? Bu üzerime atılmış bir kuru iftiradır." dedim ve bir daha düşmemeye dikkat ederek yerden kalktım.

Hemen lavaboya gidip elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Lavaboda işlerimi hallettikten sonra koşar adımlar ile odama gidip dolabımdan okul formamı çıkarıp giyindim. Giyinme işlemini bitirdikten sonra hızlıca saçlarımı tarayıp çalışma masamın kenarında duran çantamı alıp hızlıca odamdan çıktım. 

"Anne ben çıkıyorum, görüşürüz." dedikten sonra koşar adımlar ile dış kapıya doğru ilerlerken Taner önüme geçip beni durdu. Zaten oldukça geç kalmıştım, şimdi onun yüzünden daha da geç kalacaktım.

"Taner çıkar mısın önümden? Geç kaldım." diyerek onu sağ tarafa doğru ittirmeye çalıştım ama başaramadım tabii. 

Taner "Işıl iyi misin, ne geç kalması? Saat daha 07.30 daha yarım saat vaktin var." dediğinde sanki alnında üçüncü gözü çıkmış gibi ona bakıyordum. "Ciddi misin?" diye sorduğumda evet anlamında başını salladı. 

Çantamı omzumdan çıkarıp portmantonun yanına koyup üzerimdeki hırkayı da askılığa astıktan sonra mutfağa annemin yanına gittim. Annem beni görünce gülüp "Kızım sen okula geç kalmamış mıydın? Burada hâlâ ne işin var?" dediğinde ona "Zeliha sultan sen geç dalganı. İnsan hiç böyle bir şeyi evladına yapar mı ya? Son on dakika içerisinde senin yüzünden ecel terleri döktüm ben. Ayıptır günahtır. "

"Sabahtan beri alarmın çalıyor ama kalkmıyorsun kızım. Asıl ben seni çağırmasaydım geç kalacaktın. Sen yat kalk bana dua et." dediğinde ona ciddi misin der gibi bakmaya başladığımda bana elindeki bıçağı uzattı.

FOTOĞRAFIN GİTTİ | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin