"Luhan hadi okula geç kalacağız!"
diye bağırdı Kris yine.
"Ne önemi var ki? Zaten bugün son günüm."
diyerek Luhan kapıdan çıktı. Kris ise Yeol'ü kolundan tutup sürükleyerek evden çıkarttıktan sonra, ormanın girişinde buluştular.
"Lu ne dikiyorsun, yürüsene."
dedi Kris, ardından Luhan'nın baktığı yöne baktı. Luhan odasında telaşla hazırlanan Minseok'u izliyordu.
"Ah anladım, ama gitmemiz gerek biliyorsun değil mi?"
"Ya da onu bekleyebiliriz."
diye öneride bulundu Yeol.
Luhan ise kafasını sallayarak yürümeye başladı. Tam Minseok'ların kapısının önüne geldiğinde ise, yere yuvarlanan bir Minseok ile karşılaştı.
"Minseok?!"
diyerek gözleri kocaman açıldı Luhan'nın, küçük şaşkınlığından kurtulup hemen yerde yatıp ona şaşkınca bakan Minseok'u yerden kaldırdı.
"Ben şey geç kalıyorum diye acele ederken, bir yandan kahvaltı yapmaya çalışıp, ayakkabımı giyeyim derken düştüm."
diye hızlı bir açıklama yaptı Minseok. Luhan Minseok'un bu haline gülüp bir yerine bir şey olup olmadığını kontrol etti.
"İyisin değil mi?"
Minseok sevimli bir şekilde kafasını salladı.
"Çocuklar, iyi hoş güzel ama iyice geç kalacağız, yolda konuşmaya devam edersiniz hadi."
diyerek Kris onları uyardı, ardından yürümeye başladılar. Okula vardıklarında herkes çoktan derse girmişti.
"İnanamıyorum, geç kaldık geç kaldık! Lanet olsun!"
diye söylenmeye başladı Minseok. Luhan ise onu rahatlatmak için "Sakin ol Minseok." diyerek elini sıkıca tuttu ve sınıfa çıktılar. Merdivenlerden çıktıkları süre boyunca Kris'in gözleri onların elindeydi. Sınıfın kapısına geldiklerinde ise Kris onları uyardı ve önlerine geçip kapıyı tıklattı.
"Özür dileriz efendim, geç kaldık ama..."
"Çıkın dışarı."
Kris sessizce kapıyı kapatıp dışarı çıktı. Yeol'de aynı şekilde sınıftan atıldığı için 4ü beraber bahçeye çıktılar. Minseok ise sızlanmaya devam etti.
"Bu zamana kadar bir kere bile geç kalmadım! Bu da ne şimdi?!"
"Minseok alt tarafı geç kaldık."
"Sen bu duruma alışkın olabilirsin ama ben değilim Luhan!"
"Her şeyin bir ilki vardır diye düşünüp sakin olmaya çalışsan?"
"Ah pekala, pekala.."
diyerek Minseok tribünlere oturdu. Luhan'da tam yanına oturacağı sırada sahanın ortasında duran topu gördü ve hemen ona doğru koştu.
"Luhan yerinde dur."
diye uyardı ona Kris.
"Yeol hyung, hadi oynayalım!"
diyerek topu sektirmeye başladı Luhan. Yeol'de montunu çıkarıp gelince topu yere bırakıp geri tribüne koştu. Üzerindeki montu çıkartıp Minseok'un bacakları üzerine koydu.
"Üşme!"
diyerek geri Yeol'ün yanına koştu ve topu Yeol'ün ayağından çalıp oynamaya başladı.
