WEREWOLF 32. Bölüm

951 82 12
                                    

...

"Yemeklerini hazırlayıp, masayı kurduktan hemen sonra ise sekiz kişi masanın etrafına doluşup afiyetle bir yemek yemeye başladı. Masadan kahkahalar yükselirken dışarıdan bir çift göz de onları izliyordu. Bu Jongdae'idi.

"Gülün bakalım, güçlerimi benden çalmanın hesabını öderken de böyle gülebilecek misiniz acaba?!" diyerek, açık gri olan gözlerini aya dikti.

...


Yaklaşık bir ay geçmişti. Yaz tatili gelmişti ve Luhan ve Minseok'un hayatında kötü giden hiçbir şey yoktu. Oldukça mutluydular, artık aileleri de tanıştığı için Minseok'un annesi de oldukça rahattı. Artık Minseok'un günlerce eve gelmemesini dert dahi etmiyordu.

"Lu, bu akşam kasabaya inemez miyiz?"

"Bu akşam dolunay var Minseok, muhtemelen evden çıkamayacağım."

"Ama... ah pekala."

diyerek Minseok usulca Luhan'ın yanına oturdu.

"Yarın inebiliriz ama."

"Imm pekala..."

"Hey surat asma Min, ayrıca bu akşam evindesin biliyorsun değil mi?"

"Ama yanında durmamda bir sakınca olacağını sanmıyorum." dedi Minseok. Luhan ise o anda Min'in yarasını gösterdi.

"Bunun gibi bir şeyin tekrar olmasını istemiyorum bebeğim, canını tekrar yakamam."

"Hey sonsuza kadar bu böyle devam edemez ya, ya bir gün ayrı bir evde yaşamaya başlarsak? Ben o zaman da mı annemin evine gideceğim?!"

"Pekala o zaman şunu demeliyim, bu evdeki tek kurt ben değilim, farkındasın değil mi?" diye sordu Luhan kaşlarını kaldırarak. Minseok ise puflayarak ayağa kalktı.

"Öyleyse ben eve gideyim." dedi. Luhan ise onunla birlikte kalkıp evden çıktı. Minseok'u eve bırakmadan önce etrafı biraz turladılar, bu sırada ise bir çift göz onları izliyordu.

Jongdae kendinden emin bir şekilde Luhan'ı takip etmeye devam etti, Luhan arkasından gelen ayak seslerini işitebiliyordu, kim olduğunu da anlamıştı fakat farkında değilmiş gibi davranıyordu. Adımlarını hızlandırıp hemen eve girdi ve film izleyen hyunglarına endişeyle,

"Sanırım Jongdae yeniden peşimde."

 dedi. Kris ve Yeol ise mısırlarına öyle odaklanmıştılar ki Luhan'ı fark etmemişlerdi. Luhan onların umursamaz tavrına karşılık, sessizce arkalarından yaklaşıp "Hyung!" diye bağırdı. Onlar ise korkup kaseyi havaya fırlattılar ve mısırlar olduğu gibi Luhan'ın kafasından aşağıya döküldü.

"Luhan sen ne yapıyorsun böyle?!"

"Ne yapsaydım Yeol hyung, beni duymuyordunuz! Size Jongdae'nin peşime takıldığını söyledim az önce!"

"Ne? Ne saçmalıyorsun, hayal falan mı gördün? O uzun zamandır buralarda değil, ayrıca güçlerini elinden almadın mı sen onun?"

"Hyung, kiminle dans ettiğimizin farkındasın değil mi? Güçlerini geri kazanmanın dahi yolunu bulur o."

"Ondan güçlüsün Luhan, buna rağmen korkuyor musun?"

diye sordu Kris. Luhan ise iç çekerek,

"Evet, ondan korkuyorum. Ondan korkuyorum çünkü Minseok, Minseok ben onun yanında değilken, zarar görebilir. O Minseok'a zarar verebilir hyung..."

dedi. Yeol ve Kris duydukları bu cevaptan sonra Luhan'ın daha fazla hassaslaştığını daha iyi anladılar ve şakka yollu,

"Zaten durmadan dip dibesiniz, herhangi bir tehlike yok Lu." dedi Kris.

WEREWOLFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin