Güne kabusla uyanarak başladım.Bir anda yatakta doğrulmamla başımın aniden dönmesi bir oldu.Bu çok beter bir şeydi kafamın içinde davullar çalıyordu.Mutfaktan ısrarlı bir tabak sesleri geliyordu.Yataktan kalktım ve mutfağa yöneldim çıplak ayaklarımla yürürken zeminin soğukluğu benimi titretmişti.Mutfağa girdiğimde karşımda Yumurtayla boğuşan Rıfatla karşılaştım gözlerimi ovdum karşımdakinin Rıfat olması bir rüya olabilirdi yine baktım hayır karşımda yumurta çırpıyordu. "senin burda ne işin var?" dememle birlikte "çok soru soruyorsun otur kahvaltı hazır" tavadaki kızgın yağın içine yumurtayı bıraktıktan sonraki sesten rahatsız olmuştum. Yumurta tavasını masanın tam ortasına koydu.Kokusu bile beni kötü yapmıştı."ye!" bana emir veremessin sen "yemek istemiyorum kahvaltı sevmem" dedim bana ters bir bakış attı."sana yemek ister misin diye sormadım ye dedim" uslubu hoşuma gitmemişti."anlaşıldı bu böyle olmayacak tabağını ver bana" kendi tabağını yana çekti ve benimkisini önüne koydu,çatalımı alıp tabağıma 4 zeytin iki peynir yumurtanın yarısından fazlasını tabağın kenarına da reçel koydu onu hayretle izledim "deli misin? ben bunları hayatta bitiremem" dedim bana bakmıyordu bile "bu tabak bitmeden bu masadan kalkamazsın" dedi tabağımı zar zor bitirdim."al işte bitirdim"tabağımı önümden çekti ve önüme portakal suyu koydu"sıra bunda" dedi ah lütfen yeter artık" bunu da mı içmem lazım? lütfen midem çok bulanıyor zaten yeter bu kadar kusmak istemiyorum" dolaptan bir hap koydu önüme "boşuna o istemediğin kahvaltıyı etmedin yemek yemeden ilaç içemessin bu midenin ağrısını geçiricek"hapı içtim."hazırlan gitmemiz gereken bir okulumuz var" odama geçtim elime ne geçtiyse giydim hap iyi gelmişti
Telefonumdan bizimkilerin buluntuğu mesaj sekmesine girdim ve nerdesiniz diye yazdım dersim erken bitmişti hepsinin dersi vardı.Bir kişi dışında Rıfat bana doğru ilerliyordu sesli bir şekilde masaya oturdu."sakin olmayı denedin mi hiç?" bana ters bir bakış attı " vallaha dün barda dans ederken hiçde yavaş değildin" sinirlenmiştim bu ne cüretti."bana yavaş diyene bak çocuğu dümdüz eden bendim" haha laf böyle sokulur ciddi bir bakış attım ona "benimle sorunun ne?"diye sordum şaşırdı "seninle bir sorunum yok benim"ah hadi ama "daha bir kaç gün önce canımı acıtma için elinden geleni yapıyordun dün beni o sapığın elinden kurtarmakla kalmadın bide bana kahvaltı hazırladın hemde yumurta yaptın yumurtayla sorunlarım vardı.Bana ilaç bile verdin ayrıca evime nasıl geldiğimi bile hatırlamıyorum neden Rıfat neden? benden bu kadar hoşlanmamana rağmen niye? bir açıklamayı hakediyorum" çok güzel konuşmuştum süperim herşeyin farkındaydı. "Sana kötü davrandım özür dilerim ilk başta canını acıtmak istedim doğru çünkü kişiliğin bana ters düşüyordu ama o an merti karşımızda görünce sana fazla olduğumu anladım hatamı telafi etmek istedim ve dünde kim seni o halde görse yardımcı olurdu benimle alaklı değil yani" şaşırmıştım, Rıfattan böyle bir cevap beklemiyordum"peki sen beni nerden gördün?"cevabı anında verdi "her zaman kusacak gibiydin yanında olmam gerektiğini düşündüm ve merak etme dünden kimsenin haberi yok bu ikimiz arasında ufak bir sır tamam mı" dedi ve güldü normalde içip kusan veya sarhoş olup etrafı batıran bir insan değilimdir sadece o anki psikolojime bağlı vicudum beni yönlendirirdi.O günde kusacağım tutmuştu iğrençti. Rıfat bana ilk defa gülmüştü ne yalan söyleyeyim bu hoşuma gitmişti."teşekkür ederim" diyebildim sadece gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı Ada sırası değil eliyle yaşlarımı sildi "Özgür kadar yakın olamasakta bende seni korumak için elimden geleni yapacağım" bunu Rıfattan duymak güzeldi beklemediğim biri bana bu denli iyi davranması biraz suçlu hissetmemi sağlamıştı hep önyargılısın Ada Rıfat'ın eli hala yüzümdeydi derken uzaktan" Ada!" diye seslenen birinin sesiyle kendime geldim Rıfat hemen elini çekti lütfen birine söyleme diye baktı bana sesin geldiği yöne baktım bağıran Nisandı hep birlikte oturdular masaya "ne oluyor?" diye sordu. Cevap vermedim.İmdadıma yetişen Rıfat oldu "Ada hanımın sorunlarıyla uğraşıyoruz işte dert dert dert,sıkıntı sıkıntı bıktım vallaha dinlemekten" niye eski duygusuz Rıfat oldun ki sen ya "ya bırakın şimdi Adayı" bunu söyleyen Nisandı ona attığım bakışla cümlesini düzeltti "o anlamda demedim yani okula yeni gelen çocuğu gördünüz mü?" çay bardağımla oynamaya devam ettim açıkçası okula kim gitmiş kim gelmiş umrumda bile değildi "çok yakışıklı biriymiş" Özgür atağa geçti "aman aman hemen ağzınızın suyu aktı" Özgüre bakıp güldüm davranan Betül oldu "işte işte geliyor!" ne vardı ki bu kadar abartacak alt tarafı bir çocuktu kafamı kaldırdığımda Rıfatın buz gibi bakışıyla baş başa kaldım onu hiç böyle görmemiştim kafamı o tarafa çevirdiğimde Rıfattan farkım kalmamıştı.Dün beni öpmeye çalışan sarışın yüzündeki hafif morluk ve kolundaki devasa seksi hatunuyla uzaktan buraya doğru geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boş Sokak
Teen FictionGüneş bugün doğmaya üşenmiş gibiydi.Odama gelen ışık hüzmesi yüzümü tokatlarken bedenimi kaldırdım.perdeyi kapattım.Işık bana göre değildi.Hiç bir zaman güneşi sevmemiştim.Karanlık benim en iyi dostumdu. Aynada yorgun bir Ada gördüm.Gözlerim...