SURRENDER•||•TAEKOOK

8 'Aşık olduğum kahveler'

SELAAAAMMMM

Huh ben geldim, biliyorum yine uzun sürdü tamam kızmayın :(

Kendimi affettirmek için öyle bir soft bölümle geldim ki, "oha nemesis ne yaptın" diyeceksiniz :) Belki de demezsiniz bilmiyorum tabii

Bu bölüm biraz Jungkook'un aslında özlediği kişiliğini göreceksiniz, bol bol bol bol taekook ile dolu bir bölüm oldu ve sonu sürpriz :) Hemde öyle bir sürpriz ki bir sonraki bölüm için aşırı heyecanlıyım

Bolca yorum istiyorum sizden

Okuyan gözlerinize sağlık

Parmak uçlarınızdan öpüyorum

SİZİ SEVİYORUM

Medya* Halsey & Suga- interlude

**

Kolları arasına aldığı an, dünyam durdu. Kollarımı beline dolarken, saçlarımın üzerinde dudaklarını hissettim. Kokusunu derince içime çekerken, hıçkırarak ağlıyordum. O an, o odada bütün kurşunlarla birlikte içimdeki acıyı da boşaltmıştı Taehyung. Çektiğim bütün acıları havaya ateşlemişti ve benden almıştı. Acımı kendi acısıyla paylaştırmıştı. İşte tam o an, onun kolları arasında ağlarken affetmiştim onu. Gözlerindeki acıyı gördüğüm an. Kendini öldürecek kadar beni sevdiğine emin olduğum an.

*

"Günaydın." Dedim, sağ tarafımda dirseğini yatağa yaslamış, elini yanağına bastırmış bir şekilde beni izleyen Taehyung'a istinaden. Benden kısa bir süre önce uyandığı belliydi. Yüzünün hala şiş olması bunu doğrulayan nitelikteydi.

Dün o odadan birlikte çıkıp, yolculuk boyunca hiç konuşmadan evime gelmiştik. İkimizde konuşmak için oldukça güçsüzdük. Fakat bu güç kaybı, bu yorgunluk tamamen ruhumuzdaydı. Eve girdiğimiz gibi, önce ikimizde biraz afallamıştık. Ama bu sessizlik Taehyung'un  kıkırdamalarıyla bozulmuş, kısa ve yalancı bir tavırla ona kızmamı sağlamıştı. Ardından evi tekrardan rahatsız edici sessizlik etkisi altına almış ve günün sonunda birlikte uyumaya karar vermiştik.

Konuşmamıştık, belki de konuşmamız gereken onca şey varken biz susmayı tercih etmiştik. Fakat zaten biz gözlerimizle her zaman anlaşmıştık. Konuşmamış olsak dahi, şu anda yanımda yatan ve beni izleyen adamın aşk dolu bakışlarını görüyordum. Ve ben bütün bunları görürken, bazı şeylerin kelimelere dökülmesine pek gerek duymuyordum, duymuyorduk.

"İyi uyudun mu dün?" Dedi, bir eliyle gözlerimi kapatan saçlarımı kulak arkama doğru sokarken.

Gülümseyerek ağırca başımı salladığım esnada, eli tam saçlarımın üzerinde durdu. Öylesine içten bakmaya başladı ki, kalbim bir anda hızlanmıştı. Hafif bir tebessüm eşliğinde beni izliyor, ağırca saçlarımı seviyordu. Bense, bu durumdan oldukça memnun bir tavırla yalnızca derin nefes alıp, gülümsüyordum. Mutluydum. Bana bu salt sevgi barındıran bakışlarını özlemiştim.

"Evet..." Dedim, gülümsemeye devam ederken.

"Uzun süre sonra seninle birlikte uyumuşum, nasıl olur da iyi uyuyamam."

"Öyle mi dersin?" Dedi, yalancı bir tavırla kaşlarını çatıp sorgularcasına yüzümü incelemeye başlarken.

"Yani..." Dedim, yatakta biraz hareketlenip, ondan uzaklaşmaya çalışırken.

"Daha güzel gecelerim elbe-"

Belimden bir anda tutup kendisine doğru çekerken, konuşmama müsaade etmeden kolları altına almış ve bir eliyle belimden sıkıca tutarken, ondan kaçmamı engellemişti.