13' Ben kötü birisiyim demiştim'

260 24 43
                                    




BİR SONRAKİ BÖLÜM FİNAL

Bir bölüm önce de söylediğim gibi, tadında bırakıp güzel bir akışla konu uzamadan bitsin. Çünkü bazı kurgular uzadıkça kendi akışını kaybediyor rutine dönüyor. Evet kurgu gereği istesem 100 bölüm bile yazabilirdim ama yazmak istemedim, biliyorsunuz genelde ficlerimi uzun tutmayı sevmiyorum.

Final bölümünde surrender taekook hakkında bolca konuşuruz zaten, geçen bölüm sorduğum gibi yeni kurguda nasıl bir karakter görmek istersiniz? Aklımda bir kaç kurgu var fakat karakterler nasıl olsun sizde fikrinizi belirtin :)

Okuyan gözlerinize sağlık

Parmak uçlarınızdan öpüyorum

SİZİ SEVİYORUM


*


Tek bir ikilem, beraberinde belki de ömür boyunca kalacak pişmanlık getirebilir. Ya da getirecekti.

O gün Akira'yı öldürmüş olsaydım eğer, bugün Yoongi'yi ölü ya da diri aramıyor olurdum. Hatta tam şu an yanımda bana söylenebilirdi. Fakat ben tam şu an, belki ölmüş bir adamı arıyordum.

*

Aramaya nereden nasıl başlamam gerektiğini bilmiyordum. Önce bir kaç telefon görüşmesi yapmış, kamera kayıtlarını izletmiş, etrafa haber vermiştim.

Fakat tuttuğum elimde kalıyordu. Kamera kayıtları olumsuzdu, plakalar sahteydi. Herkese haber vermiştim, Yoongi'nin kayıp olduğunu herkes biliyordu ama tek bir haber bile gelmemişti henüz. Akira'nın bağlantısı olan, onu iyi ya da kötü tanıyan herkesi bulmuş gidebileceği bütün yerlere baktırmıştım. Ama hepsi gibi bu da olumsuzdu. Resmen yerin altına girmişti. Onu bulmamam için bir fare gibi saklanıyordu.

"Haber yok." Dedi, Taehyung telefonda konuştuğu kişiye ithafen.

Kaşlarımı çatmış, üst dişimle alt dudağımı parçalarcasına ısırırken odak noktam Taehyung olmuştu.

"Gidebileceği, saklanacağı her yere bakın. Gözden kaçan bir yer olmalı, onu düşünmemiz lazım. Çıkıp sokak sokak aramanız gerekirse de arayacaksınız. Yoongi'yi ölü ya da diri bulup getireceksiniz."

Karşı tarafın cevap vermesini beklemeden telefonu kapatmış ve derin bir nefes almıştı.

"Kimdi?" Dedim, emir verdiği kişinin kim olduğunu merak edercesine.

"Eski bir dost."

"Bulabilecek mi?"

"Kendisinin hayatı da bir fareden farksız olduğu için, evet bulabilir diye umuyorum. Ya da bulmamızı sağlayan bir haber verebilir."

Cevap vermek yerine başımı ağırca aşağı yukarı sallayıp, oturduğum koltuktan kalkıp kendime bir kadeh viski doldurmuş ve masanın üzerindeki paketten bir dal çıkarıp dudaklarım arasına götürmüştüm.

Oldukça sakindim. Mantıklı düşünmeye çalışıyor, sert tepkiler vermiyor ve sakin davranıyordum. Taehyung'u bu sakinliğim korkutsa bile, şimdilik pek bir yorum yapmıyordu. Sürekli gözleri üzerimde geziniyordu, yaptığım hareketleri inceliyor ve beni takip ediyordu.

Öfkemi Akira'ya saklıyordum. Yoongi'yi bulduğum an yapacaklarımı kendim bile kestiremiyordum. Ve o noktada beni tutacak kimsenin olduğuna inanmıyordum.

Yirmi dört saatin üç saati geçmişti çoktan. Hala tek bir haber yoktu. Jimin artık dayanamayıp çıkmış, Taehyung'da karşımdaki koltukta oturmuş, bilgisayardan kamera kayıtlarını izliyordu. Arabaların girdiği, çıktığı yollara bakıp ona göre yer tespiti yapmaya çalışıyordu.

SURRENDER•||•TAEKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin