Emir'in morali yerine gelsin diye hep beraber okuldaki kantinde oturuyorduk. Onu uzaktan sevmeye alışmış ben için bu durum olağanüstü bir haldi. Mutluluk denen şeyin tarifi tam olarak buydu galiba. Çenemin altına koyduğum elimle onu daha yakından izliyor olmak en sevdiğiniz şarkıcının konserine locadan yer ayırtmak gibiydi. Evet tamam çok boş yaptım ama hissettiklerimi anca böyle anlatabiliyorum.
Melis bu durumdan pek memnun değildi ama bilirsiniz işte kanka olma kuralları bilmem kaç tuvalete bile beraber gidersiniz. Emir'de bir kaç gündür Selim'lerde kalıyordu ve evet oldukça kafası doluydu. Masada çıt çıkmıyordu.
" Konuşmayacak mıyız ey cemaati müslümin matematik sınavında beyin hücrelerimin bir araya toplanıp 'evet niçin toplandık?' bakışı attığı haldeyiz şu an ?" boş yapmaya bir yerden başlamak gerektiğini düşündüm.
Selim anında balıklama lafa atladı çünkü o da boş sever. Boş yapma seansimız başlamıştır.
" Melis Hanım öldürecek gibi bakıyor çünkü bize, çıt çıkarsa üstüme pompalıyla saldıracakmış gibi."
Melis zaten ters olan bakışlarını daha da terslendirdi bende nasıl olduğunu bilmiyorum tabir gücümü maruz görünüz efenim.
" Bu konuda yanılmıyorsun." diye üsten bir bakış attı Selim'e.
E ama Emir bebeğim hala mutsuz ve konuşmuyor. Anında onları bırakıp Emir'e döndüm.
" Emiir hadi biraz gül ama kestane gözlüm. Gözlerindeki parıltıyı saçta yıldızlar kıskansın."
Emir masada olan bakışlarını kaldırıp gülümseyerek bana baktı.
" Sen iyi ki girdin lan hayatıma."
" Aman aman Emir Bey neler diyorsunuz efenim."
" Doğruları söylüyorum. Sen olmasan ben bu kadar bile ayakta duramazdım."
" Koltuk değneğin olayım tut beni Emir'im."
Gülümsemesi daha da genişlerken bizi uzaylı görmüş gibi izleyen iki sapa baktım.
" Hayırdır ?" kas göz işaretiyle destekleyerek dedim.
" Fazla şey değil misiniz siz ya ?"
Aynı anda birbirine bakıp konuştular ve inanmayacaksınız belki ama aynı anda söylediler.
" Romantik." ve aynı anda yüzlerini burusturdular.
Emir ilk defa sohbete katılarak konuştu.
" Anlaşıp mı geldiniz ?"
" Kardeşim onun ihtimali uzayda bile yok unut onu sen anlaşmak ve biz." Sanki ima da bulunuyor gibiydi Melis'in ona ters davranmasıyla ilgili.
Melis umursamaz bakışlarıyla etrafı süzmeye devam etti. Aslında Selim'in ona bir ilgisi var gibiydi.
" Melis?" Selim Melis'e seslendikten sonra ne diyeceğini merakla beklemeye başladık. Galiba ikimiz de dedikodu ve kaos seviyoruz sevdiceğimle.
" Ne var ?"
Çok kibarsin be kankam." Dünya'yı sen mi kurtaracaksın ?"
" Ne alaka ?"
" Dostoyevski'nin bir sözü var ya " dünyayı güzellik kurtaracak" diye ordaki güzellik sen olmalısın diye düşündüm."
nE ?
Oha ben bile düştüm lan. Noluyor birdenbire ?
Aralarında kısa bir bakışma geçti. Melis ne diyeceğini bilememişti şaşırdığı her halinden belliydi.
" Ne yani simdi bu beni düşürmeye falan mı çalışıyorsun?"
" Sen değil belki ama ben bir gün damdan düşer gibi kalbine düşebilirim ne dersin ?"
Wtf ???
Noluyor olum burada kamera şakası falan mı var ?
" Apartman boşluğuna düşme de."
Selim yandan bir gülüş atıp kahvesinin sonunu içip kalktı.
Şok olduk mu ? Fazlasıyla. Bu çocuk bir kıza aşık değil miydi zaten ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESTANE GÖZLÜM | TEXTİNG
Fiksi RemajaAnoniminimemir : Gözlerinin hastasıyım laan Emir_kara : Zaten kızlar da hep öyle derler Anoniminimemir : Ne derler ? Emir_kara : Sütlü kahve gözlerime bayildıklarını falan söylerler. Anoniminimemir : Gözlerinin renginin kestane rengi olduğunu bile b...