Selim'den
Masadan havalı olduğunu düşündüğüm bir kalkış yaptıktan sonra tabi ki basket sahasına geldim.
Melis'i görmemle bütün benliğim değişmişti sanki ve tuhaf bir şekilde platonik olduğum kız bile aklıma gelmiyordu. Sahi ben bu kıza ne ara tutulmuştum en son kavga etmiyor muyduk? Aslında dikkatimi Gökçe'yle beraber bizi izlerken de çekiyordu fakat ben onun anonim olabileceğini düşünmüştüm.
Son attığım basketin potaya girmesiyle top ben değil başkası tarafından tutulmuştu.
" Neydi o masadaki tavrın kardeşim kıza bildiğin yürümedin uçtun. Hani senin aşık olduğun kız vardı yanıp tükeniyordun ?"
Emir tuttuğu basketbol topunu sektirerek konuşuyordu.
" Kanka bu kız bana her şeyi unutturdu düşün yani Tuana'yı bile unuttum. Galiba hoşlanıyorum ondan."
Bu arada basketbol oynamaya başlamıştık bile.
" Ulan Selim ne adamsın hem bu kızı da başkasını görünce unutmayasın bir de Melis baya sert kız."
" Bu defa farklı lan kızın beni bozması bile hoşuma gidiyor pat yıldırım aşkı gibi bir şey oldu galiba."
" Eminsin yani Tuana'yı unutup Melis'i sevdiğine ?"
" Salak mıyım ben Emir ? Eminim işte. "
" Salaksın Selim. Melis sana pek yüz vermiyor o nolacak kız resmen boğmak istermiş gibi bakıyor sana ?"
" Farkındayım ama ne olursa olsun o kızı kendime aşık edecem."
" Takıntı yapmadın değil mi sana sert yapıyor diye üzme lan kızı."
" Şerefsiz değilim lan o kadar da.
Etkilendim işte bunu anlaması bu kadar zor mu ? Tuana'nin etkisi Melis'i görene kadarmış belki de. Çünkü bu sefer hayatımın aşkını bulduğuma eminim."" Sen öyle diyorsan."
" Gökçe'den mi kaçtın gelmişsin buraya ?"
" Yok kafam dağılsın diye hem kantinde kızlar var ya bizim sınıftakiler olur olmadık laf ediyorlar Gökçe'nin baya morali bozuluyor ama ben zaten üzgünüm diye takmiyormus gibi yapıyor abi bu kız cidden sevgili de son sürüm."
" Ne diyorlar ki ?"
Soruma yanıt alamadan Emir başıyla gelenleri gösterdi. Melis ve Gökçe geliyordu. Yine kalbimin tekledigini hissediyordum.
Gökçe elindeki suyu Emir'e uzatarak konuşmaya başladı.
" Al iç şunu susamışşındır kantinde unutmuşsun suyunu."
" Teşekkür ederim güzelliğim."
Ben ise gözümü Melis'ten anlamıyordum cidden bazen aşırı takıntılı olabiliyordum ama bu sefer hissettiklerim başkaydı bundan oldukça emindim.
Bir süre sonra banka oturduk Gökçe ile Melis sohbet ederken biz öyle etrafa bakınıyorduk. Yemin ederim etrafa bakınıyorduk valla bak (!).
" Saçmalama Melis senin neren çirkin sen çirkinsen biz ölelim yani." Gökçe'nin dediği şeyle konuşmalarına daha çok dikkat kesildim.
" Yok be şu tipime bak benim güzel değilim hem biz bu konuya nerden geldik ya ?"
Fırsat mi fırsat hemen lafa atladım.
" Melis biliyor musun ? " dedim sesimin gizemli çıkmasını umarak.
" Kelebekler kanatlarını göremiyorlarmış yani ne kadar güzel olduklarının farkında değiller tıpkı senin gibi."Gözlerinin içine bakarak konuşmaya özen gösteriyordum. Bir süre boş bulunarak gözlerime baktı ve yutkundu.
" Bu laflarla beni kandıramazsın sen git platonik olduğun kızları düşür bulaşma bana."
Sinirle bunları söylerken o kadar tatlı gözüküyordu ki ona doğru biraz daha yaklaştım ne yaptığımı anlamaz gözlerle beni izliyordu.
" Bende tam olarak onu yapıyorum zaten platonik olduğum kızı düşürmeye çalışıyorum."
Bir kaç saniyelik bakismanin ardından konuşmaya başlayan Gökçe'ye döndük.
" Oooo yavaş yerler yaş Selimcim. O iki kanka aşık olduğunuz kız vardı bir tane o noldu ?"
Bunu söylerken Emir'e imali ve sinirli bakmıştı.
" Yoo bizim aşık olduğumuz kızlar da tam da yanımızda başka kimseyi tanımıyorum ben Emir kanka sen tanıyor musun ?"
" Bende tanımıyorum kardeşim."
Utanarak sağ sola bakmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESTANE GÖZLÜM | TEXTİNG
Teen FictionAnoniminimemir : Gözlerinin hastasıyım laan Emir_kara : Zaten kızlar da hep öyle derler Anoniminimemir : Ne derler ? Emir_kara : Sütlü kahve gözlerime bayildıklarını falan söylerler. Anoniminimemir : Gözlerinin renginin kestane rengi olduğunu bile b...