Otuz

2K 86 60
                                    

" Tamam anne."

Annemin beni her günkü okula gönderme merasiminden kurtulduktan sonra sokağın başına Emir'le buluşup okula gideceğimiz yere doğru yürüdüm.

Bir aydır aynı rutini uygulamamıza rağmen onu göreceğim için hep heyecanlıydım. Her şey o kadar güzeldi ki bu bir rüyaysa ölmek ve bir daha hiç uyanmamak istiyordum.

Sonunda güler yüzünü gördüğümde gidip kocaman sarıldım. Sizden epey uzun birine sarılmak çok güzel bir hismiş son zamanlarda öğrendiğim ve yaşamaktan asla bıkmayacağim şey buydu.

" Günaydın Gökçe Hanım. "

" Ay günaydın Emir'im. Hafta sonu gelmesin isteyeceğim hiç aklıma gelmezdi bir tembel hayvan olarak." diyip güldüm.
O da aynı şekilde bana gülümserken yürümeye başlamıştık bile.

" Demek Gökçe Hanımlar bizi hemen özlüyor bu bilgiyi bildiğimiz çok iyi oldu. "

" Allah alla napacaksin bu bilgiyle hem sanırım sen beni özlemiyorsun. "

" Bir gün benden ayrılmaya kalkarsan hatırlatmak için alıyorum bu bilgiyi ve de seni senden daha çok özlediğime emin olabilirsin küçük hanım."

" Deli miyim Emir senden niye ayrılıyım gider nefes almayı bırakırım sonuçta aynı şey."

Dediğim şeyle daha çok mutlu olurken koluyla beni sarıp başıma küçük bir öpücük kondurdu.

" Sen yine de nefes almayı bırakma tamam mı ? "

" Düşünürüz ya. "

" Düşünürmüş bak bak. "

" Sonuçta benim elimde olan bir şey değil biliyorsun ki. "

" Niye böyle kötü şeylerden konuşmaya başladık ki bugün nerden geldi bu negatif enerji ? "

" Cidden yani Emir hem bak geldik okula sen geç ben Melis'i bekleyeceğim."

" Bende bir Selim'e bakarım o zaman tenefüste yanına gelirim."

" Olur."

" İyi dersler."

" Sana da iyi dersler zeki sevgilim benim."

Emir son bir kez dönüp gülümsemis ve okula girmişti.
Ben onun arkasından bakıp yine onu düşünürken kankeytam koluma girmişti bile.

" Günaydın."

" Günaydın Melisciğim yüzünü gören cennetlik bakıyorum."

" Raporluydum biliyorsun ki."

" Dur çantamda külah olacaktı vereyim ona anlat sen."

" Gökçe uzatma işte."

" Ne uzatma ya ? Resmen yanımdan kaçıyorsun okula gelmemek icin ecel terleri döküyorsun falan. Noluyo sana doğru düzgün anlatsana. Sorun Selim'se konuşuruz hallederiz. Sevmiyorsan sevmiyorsundur."

" Ama o sevgilinin en yakın arkadaşı sizinle görüşür yani haklı olarak da bende senin en yakın arkadaşın olduğumdan aynı ortamda olmak zorunda kalıyoruz."

" Senin gerilip kaçtığın şey ne ? Madem bir şey hissetmiyorsun kacmana ne gerek var ki ? Herhangi biri senin için zaten öyle değil mi ? "

Melis'e beklenti dolu gözlerle bakarken okulun girişindeki banka oturmustuk bile.

" Ben gerçekten bilmiyorum. Ona güvenmiyorum ona karşı bir şey hissetmek düşüncesi beni çok fazla geriyor anlıyor musun ? "

" Düşüncesi değil güzelim ona karşı bir şey hissediyorsun ve aklınla kalbin arasında kaldığın için ondan kendinden ve bizden kaçıyorsun. "

Melis'in anında kaşları catilirken ben söylediklerimin doğru olduğundan emindim. Onun konuşmasına izin vermeden devam ettim.

" Seni çok iyi anlıyorum kırılmak istemiyorsun üzülmek istemiyorsun hata yapmak istemiyorsun ama hayat böyle geçmiyor hislerine zincir vuramazsın Melis. Kaçmak bir çözüm değil. Hem ona bir şans vermekle ne kaybedersin ki ? Belki de doğru söylüyordur ki ben cidden Selim'e inanıyorum. Sen rahatsız oluyorsun diye o da uzak duruyor bizden. Evet pek ne istediğini bilen biri değil ya da şöyle söyleyim değildi bence o değişti Melis. Senin ona hissettirdiklerin gerçek şeyler. Yine de kendin bilirsin. Ben hep ama hep senin yanındayım her zaman biliyorsun değil mi ? "

Melis bana sarılırken bende ona sarıldım. Ona sahip olduğum için çok şanslıydım. Gerçekten çok iyi bir arkadaştı, dosttu. Onu üzgün görmek beni de üzüyordu. Kafası karışıktı.

Biraz daha durursak derse geç kalacağımızı bildiğimizden hızlı adımlarla okulun içine girdik.







Kesssttiiikkk.

Artık tamamlamak ve final yapmak istiyorum bu kurguyu.

Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın.

KESTANE GÖZLÜM | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin