" Gökçeciğim ? "
Edebiyat öğretmenimin sıfır samimiyet olan sesiyle kafamı camdan çekip ona baktım.
" Efendim hocam ? "
" Sınavda dışarıdaki şeylerden soru çıkmayacak kızım!" diye kinayeyle laf soktuğunda zorunlu bir tebessüm belirdi dudaklarımda.
" Kusura bakmayın hocam dalmışım. "
" Ne düşünüyorsan böyle sırıta sırıta pek mutlusun anlaşılan ama unutma derslerin daha mühim şu an. "
" Haklısınız hocam. "
Tekrar samimiyetten uzak bir gülümseme gönderdiğinde o masasına doğru giderken arkasından göz devirdim.
Dirslirin dihi mihim şı ın.
Her şeye karışıyorlardı yani. Ne olmuş yârimi düşünüyorsam. Neymiş edebiyat daha önemliymış bir kere o da benim için bir edebi sanat. Şiirlerin en güzeli. Bak yine aşkım depreşti kestane gözlüme. Zil çalabilir mi artık!?
Allah'ın sevdiği kulu olacağım ki bunu düşünmemle o mübarek zil sesini duydum.
Hızla yanımda yaklaşık üç derstir kesintisiz uyumayı beceren Melis'e döndüm. Kolunu hızla dürtüklerken homurdanmaya başladığını duydum.
" Kızım ne var ya. Bir sal kurban olduğum uykumun içine ettin. "
" Biraz daha cekilmezsen uykun yetmeyecek ve bir de buraya edecem. Çekil de geçelim ayol. " diye yalandan söylendiğimde tek amacım onu kaldırmaktı.
" Al işte kalktım hadi geç git. "
Ayağa kalkıp geçmemi beklediğinde haince sırıtıp koluna girdim.
" Sende benimle geliyorsun ve beraber kantine iniyoruz. "
Gözlerini büyüterek bana döndüğünde umursamaz biçimde onu çekiştirmeye devam ettim.
" Şu hareketlere yalanlara bak . Hayır Gökçe. Bırak şu kolumu ben gelmeyeceğim ya. "
" Ama biz ne konuştuk valla bıktım böyle tek, biçare yalnız gezmekten. Benim senden başka arkadaşım yok ki. "
Kendimi şirin göstermeye ve acindirmaya çalışıyordum.
" Ne baş belası bir arkadaş oldun sen böyle ha. " diyip benimle yürümeye devam etti.
Kantinde Emir'im ve ekürisi Selim'i göreceğimizi biliyordu tüm karın ağrısı buydu aslında o yüzden gelmek istemiyordu. Tıpkı okula bu yüzden gelmek istemediği gibi.
Kantine sonunda girdiğimizde kestane gözlümü hemencecik gördüm o da beni gördüğünde gülümsedi. Yanında Selim de vardı. Melis'in kaçmaya yeltendigini hissettiğimde koluna biraz daha yapıştım.
Sesini alcaltarak konuştu" Gökçe ben gelmesem lütfen ya. "
Bende aynı şekilde sesimi alçattım bir yandan da Emirlerin oturduğu masaya doğru yürüyorduk.
" Saçmalama kanka nereye kadar kaçacaksın ya. "
Masaya gelmiştik anında kestane gözlümün yanındaki sandalyeyi çekip oturdum.
" Nasılsın Emir'im ? "
" İyiyim Gökçe'm seni görünce ben nasıl olurum ki başka, çok iyiyim. Sen nasılsın? "
Bu çocuğa bitiyorum işte.
Aşkından yanam yanam yanaağhm kül olayim mi ?
" Bende iyiyim. "
Bizim konuşma bitince masadaki konuşmamaya yemin etmiş olan ikiliye baktım. Melis gözlerini Selim'den başka her yere değdiriyor , Selim ise elini ensesine atmış konuşup konuşmamak için neredeyse ecel terleri döküyordu.
Emir'ime kocaman gülümseyip Selim'e döndüm.
" Sen nasılsın Selim başkan? "
" Sağol Gökçe bende iyiyim. "
Gözüm tekrar bir Selim'e bir Melis'e kayarken bu saçma gerginlik bitsin diye içimden dua ediyordum. Hiç eğlenceli olmuyordu böyle.
" Sen nasılsın Melis ? Raporluymussun bir haftadır umarım ciddi bir şeyin yoktur ? "
Selim sonunda konuşmayı becerebildiğinde Emir de merakla Melis'e baktı.
" Aa evet iyisin değil mi Melis ? "
" Sağolun arkadaşlar ufak bir şeydi. "
Melis ortaya doğru söylediğinde şeytan efektimi yüzüme alıp ben konuştum.
" Biliyor musun Melis , Selim her gün seni sordu nasıl oldu nasıl oldu ? diye."
Melis napmaya çalışıyorsun der gibi gözünü kocaman açıp bana ters ters bakmaya başladı.
" Öyle mi sağolsun. "
" Evet aslında yazmak istedim ama benden pek hoşlanmadığın için çekindim açıkçası ama iyi olduğunu gördüğüme gerçekten çok sevindim. "
Selim sen bu işi becerirsin he.
" Yok senden hoşlanıyorum. "
Melis'in ağzından çıkan şeyle bu sefer bizim gözümüz kocaman olmuştu ve ona doğru döndük.
O da ne dediğini sonradan anlamış olacak ki aceleyle konuşmaya başladı.
" Yani şey hoşlanıyorum derken bir problem yok senle alâkalı yani hoşlanmamam gibi bir durum amaan of anladınız umarım. "
Hiç bir şey anlamamıştık. Bu nasıl sıçtığını sıvamaktır !?
Emirle birbirimize dönüp aynı şeyi düşündüğümüzü gösteren bir biçimde gülümsedik.
" Aslında şey, ben o mânada senden hoşlanıyorum Melis. "
Selim hızla konuştuğunda bu sefer ona şaşkınlık nidalarıyla döndük.
Havada aşk kokusu var !
Melis ne diyecekti acaba diye düşünürken masada çıt çıkmıyordu. Ay çok heyecanlı!
" Selim , ben bilmiyorum sana güvenmek istiyorum duygularında samimi olduğunu düşünmek istiyorum ve sanırım sana bir şans vermek de istiyorum. "
Selim ne yapacağını bilemez şekilde gülümserken Emir elini omzuma atıp kendine çekti ve onları mutlulukla seyretmeye başladık.
" Sen ciddi misin ? " Selim inanmakta zorlanır bir biçimde bunu sordu.
Şaka yaptım dese ne olurdu acaba !?
" Yani evet. " diye çekingen bir şekilde cevap verdi kankam.
İşte şimdi tam olarak mutluydum ve mükemmel bir gündü. Hayalini kurduğum dörtlü olacak ve çok eğlenecektik.
Ya tamamlamak için elimden geleni yapacağım sanırım bu kurguyu dndmdms.
Mutlu olmak için çok heveslenme Gökçe başkan xndnsnsmsmmd.
Okuduğunuz için teşekkür ederim ve bir oycuğunuzu alırım.
Bu kurguyu seven var mı ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KESTANE GÖZLÜM | TEXTİNG
Teen FictionAnoniminimemir : Gözlerinin hastasıyım laan Emir_kara : Zaten kızlar da hep öyle derler Anoniminimemir : Ne derler ? Emir_kara : Sütlü kahve gözlerime bayildıklarını falan söylerler. Anoniminimemir : Gözlerinin renginin kestane rengi olduğunu bile b...