Biz böyle konuşmaya dalmışken Diluc sırasında defterine bazı şeyler karalıyordu, sanırım gelecek derslere çalışıyordu ve bazı notlar alıyordu. Diluc bazen gerçekten gereğinden fazla çalışıyor sonra aklıma Yui geldi, Yui biraz sessiz bir tip biri ona bir şeyler söylediğinde pek fazla tepki vermiyor. Bu yüzde onun için endişeleniyorum çünkü kendini korumayı pek beceremiyor biri ona sataşsa ve o sırada orada Diluc olsa, bu duruma asla göz yummaz ve hemen arkadaşını savunmaya başlar.. Bir süre sonra Diluc defterine bir şeyler karalamayı bırakıp öğretmen masasına doğru yöneldi. Sanırım öğrenci zili çaldığı içindi, Diluc öğretmen masasının önüne geçmiş ve herkesin sessiz olup hocayı beklemesi gerektiğini, böyle yapmazsak bunun erkekliğe yakışmayacağını söyledi. Bazı kızların güldüğünü görünce söylediği sözü tekrar düşündü, ve söylediklerine kendi de güldü. Ponçik elf hala şu özel çiçek hakkında bir şeyler araştırıyordu, bu çiçeğin gerçekten daha çok merak etmeye başlamıştım acaba o çiçek hangi güçleri kullanmamızı sağlıyordu? Bunu Yui ve Kuyita'ya sormuştum. Ama ikisi de bir cevap verememişlerdi sanırım bunun cevabını onlarda bilmiyorlardı. Bir süre sonra hocamız sınıfa girdi sınıfa birden bir sessizlik çöktü sınıfın biden susması beni şaşırtmıştı bu yüzden hangi hocanın geldiğine baktım. Gelen hoca sınıftakilerin tabiriyle "Bayan Külyutmaz"dı [Ben Kül Yutmam, kandıramazsınız beni!!] bu kadının gözünden hiçbir şey kaçmazdı. Hemen, her şeyi anlardı bir süre sonra sınıfa göz gezdirdikten sonra konuşmaya başlamıştı
Bayan Külyutmaz; Evet 3-A sınıfı, sınıf öğretmeniniz hastalanmış bu yüzden bugün derslerinize ben geleceğim Bayan Külyutmaz bir süre sonra sınıfa göz gezdirdi, Amber'in sınıfta olmadığını hemen anladı. Sonra Alara'yı gördü birden bağırmaya başladı Bayan Külyutmaz; Amber yine dersleri mi astı? Bayan Külyutmaz; ... Bayan Külyutmaz; HEMEN SÖYLEYİN! ALARA'YI KİM LANETLEDİ?! Hepimiz şaşırmıştık, Alara lanetlenmiş miydi? Ne zaman lanetlenmişti? Herkes boş boş birbirine bakarken bir ara biri kafama bir kağıt fırlattı, kağıdı alıp okumaya başladım. Kağıtta Yazanlar; Hey, Akira... Sanırım kimin yaptığını biliyorum Amber onun elini tuttuktan sonra Alara'nın gözleri beyaza dönmüştü. Ve tuhaf davranışlar sergilemeye başlamıştı... Hatırladın mı? _Yakuza_ Kağıdı okuduktan sonra hatırladım, Yakuza haklıydı. Amber yapmış olmalıydı... Ama neden Alara'yı lanetlemek istesin ki? Hem hiçbir öğretmenin bunu bilmemesi gerekiyordu, fakat... Bayan külyutmaz, Yakuza'nın bana fırlattığı kağıdı çoktan görmüştü bile. Çok geçmeden yanıma gelip kağıdı elimden çekip aldı.
Bayan Külyutmaz; Bu ne Akira? Akira; Önemli bir şey değil hocam, kağıdımı geri alabilir miyim acaba? Bayan Külyutmaz; Benimle düzgün konuşmayı öğren terbiyesiz çocuk! Akira; Terbiyesizce bir şey yaptığımı sanmıyorum?? Bayan Külyutmaz; Hala konuşuyor!!! KES SESİNİ VELET!
Dedi, ve bana güzel bir tokat attı. Tabi onun bana tokat atmasıyla gözlerimin kırmızılığı koyulaşmaya ve kanımdaki ateş tüm bedenime yayılmaya başlamıştı. Tüm sınıf bunu fark etmiş olmasına rağmen, Bayan külyutmaz bu sefer bunu anlamamıştı. Birinin bana emir vermesinden nefret ederdim, birinin bana vurmasından nefret ederdim, BİRİNİN BANA BAĞIRMASINDAN NEFRET EDERDİM... Öyle sinirlenmiştim ki, öfkeden kulaklarım kıpkırmızı kesilmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Akira; Bana vurdun farkında mısın?! Yakuza; Akira sakin olmalısın Akira; BANA VURDU LAN?! Bayan Külyutmaz; Kes sesini seni aptal velet! Akirara; BANA EMİR VERME SENİ YAŞLI KOCAKARI!!
Hemen bir hışımla sıramdan kalkıp ona alevlerimi yollamıştım, Max ne yapacağımı önceden anlamış olacak olmalıydı ki, Bayan külyutmazın olduğu yere ser kayalardan oluşan bir set oluşturmuştu hemen. Saniyeler içerisinde sınıfta olanlar karşısında kadın şoka girmiş ve hiçbir tepki verememişti. Diluc bizim yanımıza gelip, öylece kalakalan hocamızı da aldı ve sınıftan çıktı. Yakuza'da hızlıca yanıma gelmişti, gücünü kullanarak ısımı düşürmeye çalışıyordu. Eğer ateş elementi üyelerindenseniz bedeninizdeki ısı düşmeden öfkenizin de azalması mühim bile değildir. Yakuza'da bunu iyi biliyordu, bu yüzden ısımı düşürmeye çalışıyordu. Sınıftaki bazı öğrencilerde benden ürkmüş gibi duruyordu. Öfkeden delirmiş bir boğa gibi bakıyordum etrafıma, Kuyita bazı sakinleştirici bitkiler oluşturuyordu, Yui'de onları yakarak kokularının tüm sınıfa dağılmasını sağlıyordu. bu durum 10 dakika boyunca devam etti. En sonunda sakinleşmiştim ama yanık bitki kokusu bedenimin uyuşmasına ve uykumun gelmesine sebep oluyordu. Ne kadar direnmeye çalışsam da bir süre sonra sırama yığılıp uyuyakalmıştım...
Yakuza'dan Bayan külyutmazı, Akira'ya tokat atmasıyla; Akira'nın öfkeden delirmesi an meselesi olmuştu. Diluc'de bunun farkındaydı bu yüzden hemen önlemini almıştı. Akira'nın "ateşli" saldırısından sonra, Diluc hızlıca hocayı sınıftan çıkarmıştı. Akira'nın ısısını düşürmen yine bana kalmıştı, neden mi? çünkü lanet sınıfta "su elementi üyesi" olarak bir tek ben varım. Bırakın su elementini, soğuk bir şeyler yapabilecek kimse yok sınıfımızda!
