Bölüm 6

6 0 0
                                    

Akira'yı serinletmeye çalışırken, bedeninin öfkeden aşırı ısınması sebebiyle onu üşütmek için omuzlarına koyduğum ellerim sürekli yanıp duruyordu. Bir yandan rahatlatıcı bitkiler yapan  Kuyita, ve o bitkileri minik elektrik akımlarıyla yakan Yui - Kuyita ikilisi sayesinde sınıfa yayılan yanık bitki kokusu bütün sınıfın uyumasına sebep olmuştu. Yaklaşık 10 dakika süren uğraş ve çabadan sonra Akira'yı sakinleştirmeyi başarmıştık. Tabi o da sınıftaki bu kokulardan nasibini alarak uyuya kalmıştı. Bir süre sonra Diluc sınıfa geri döndü, hocayı sakinleştirmiş ve ne olur ne olmaz diye revire götürmüştü. Akira bu sefer kolay kurtulamayacaktı, birçok kez olayları karıştı birçok kez okuldakileri revire gitme derecesine getirdi. Ama bu? Bir hocaya karşı gücünü daha önce hiç kullanmamıştı... Dürüst olmak gerekirse onun için endişeleniyorum. Fazla enerjik ve yerinde durmak nedir bilmiyor, çok çabuk öfkeleniyor ve bu yüzden bazen onu sakinleştirmek çok zor oluyor. Bu  kadar hareketli olmasını ne kadar "ateş elementi üyesi" oluşuna dayatsa da, biliyorum tek sebebi bu değil. O sürekli mutlu yada öfkeli olmak istiyor, üzüntü onun kitabına uygun bir unsur değil, çünkü ciddi anlamda üzüldüğünde fazla donuk ve sakin biri oluyor. Fazla sakin... Sanki bütün duyguları çekilip alınmış gibi oluyor. Her neyse daha fazla düşünmemem gerekiyor... Sınıfta uyanık olan bir tek Yui, ben ve Kuyita kalmıştık. Biraz sonra onlarda uyudu, sınıfa yayılmış olan koku sanırım bir tek beni etkilemiyordu. Bende Akira'nın Yanındaki sıraya oturup uyurken onu izlemeye başladım.

Yakuza; Ah be Akira, ne yapacağız biz seninle. Yürüyen felaket gibisin be kızım...
Aslında bunu kısık sesle söylemiştim ama kısa bir süre sonra Akira birşeyler mırıldanmaya başladığını fark ettim. Ve ne dediğini merak ettiğimden dolayı dediklerini daha iyi anlamak için daha dikkatli dinlemeye başladım.

Akira; Kapa çeneni~ Ben yürüyen felaket değilim~

Yakuza; Evet haklısın, bu kötü bir benzetmeydi. Sen benim kraliçemsin tatlım.

Akira; Geber~~ Seni öldürücem Yakuza~

Cidden söylediklerime cevap vermesi beni şaşırtsa da, aynı zamanda bunu komik bulmuştum. Uykulu bir biçimde konuşurken sesi çok tatlı geliyordu. Diluc sınıfa girdiğinde karşılaştığı manzara karşısında gülmemek için zor duruyordu. Sonrasında ağır adımlarla yanıma geldi ve elimi çekti, işte o an fark ettim ki, bir süredir Akira'nın saçlarıyla oynuyormuşum.  Eğer o bunu bilseydi beni gerçekten gebertirdi, ama tuhaf olan onun saçlarıyla oynadığımın farkında bile değildim... Tabi sonrasında Diluc sorgulayıcı bakışlarını bana yöneltmişti. Burada neler olduğunu merak ediyordu. Merak etmekte haklıydı da, çünkü o çıkmadan önce Akira öfkeden köpürüyordu. Şimdi ise mışıl mışıl uyuyordu, hem de bütün sınıf! 

Diluc; Adamım bu sınıfa ne oldu? Niye herkes uyuyor, ve bu değişik koku da ne?
Yakuza; Sen gittikten sonra, Kuyita bazı bitkiler oluşturdu ve Yui'de sınıfı yakmayacak şekilde küçük elektrik akımlarıyla bitkileri yakmaya başladı. Yanık bitki kokusu yüzünden herkes uyuyup kaldı.

Diluc; Sen niye uyumadın?

Yakuza; Bilmiyorum, koku benimde biraz mayışmama sebep oldu ama uykumu getirmedi.

Diluc; Hmm anladım. O zaman daha iyi bir soru sorayım, Kuyita niye uyuyor? Onun bu tarz şeylere karşı dirençli olduğunu sanıyordum.

Yakuza; Bilmiyorum Diluc.

Diluc; Herneyse, ama Akira bu sefer kolay kurtulamayacak. Kadın onu okuldan attıracağına dair yemin etti.

Yakuza; Konuşsak ikna edemez miyiz?

Diluc; Sanmam... Yakuza hadi kalkta şu pencereleri açalım sınıftaki şu ağır kokuda gitsin bir an önce.

Yakuza; Tamam, patron sensin.

Pencereleri açıp sınıftaki kokunun dağılmasını bekledik, ardından sınıftaki bazı kişiler uyanmaya başlamıştı. Ama benim en çok şaşırdığım Kuyita'nın da uyuması olmuştu. O bir elf'ti sonuçta? Yani nasıl denir, onun bu tarz şeylere dirençli olması gerekirdi. Çok geçmeden Akira dışında herkes uyanmıştı. Akira'nın dibine bağırmama veya yüzünü ıslatmama rağmen yine de uyanmıyordu. Giderek daha çok endişelenemeye başlıyordum. Neden uyanmıyordu bu kız? Yoksa farkında olmadan ona zarar verecek bir şey mi yaptım?! İçindeki ateş özüne zarar mı verdim yoksa! Ben düşüncelerimle boğulurken Yui yanıma gelip elini omzuma koydu. Endişelendiğimi fark etti galiba, ve ardından konuşmaya başladı.

Yui; Akira, o hala uyanmadı mı?
Yakuza; Hayır...
Kuyita gözlerini ovuşturarak konuşmaya başladı.
Kuyita; En kısa zamanda sakinleşmesi için en etkili bitkileri kullanmıştım, hemen uyanmaması o yüzden olmalı. Zaten o sırada fazla yükselmişti, birde sakinleşince bitkin düşmüş olmalı.
Yui şaşkınlıkla Kuyita'ya döndü.
Yui; Peki onu odasına kim taşıyacak? Onun uyanacağı yok gibi görünüyor.
Yakuza; Ben götürürüm?
Yui; Emin misin Yakuza? Ya o sırada Akira uyanırsa ve kendisini o şekilde görürse bu sefer sana patlamaz mı?
Yakuza; Benim için sıkıntı yok.
Yui; Peki o zaman, odanın anahtarını al. Ama sonra anahtarı bana geri getir.
Yakuza; Tamam~~

Bela MıknatıslarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin