Bugün yeni bir gün, yeni okul, yeni başlangıç. Hadi bakalım Beste yapabilirsin. Mustafa'yı unutabilirsin.
Adımlarım yavaş yavaş yeni okulumun müdür odasına gitti. Kapıyı çaldıktan sonra içeri girdim. Karşımda eniştemi görünce hafif tebessüm ettim...
Başlama tarihinizi buraya yazabilirsiniz. İlk bölüm diye...
***
Sabah ışıkları gözüme vururken uyandım. Pencerenin kalın perdesini çekip yatağa geri yattım. Gözlerimi kapar kapamaz telefonumun zil sesi duyuldu. Yeter ama!
Zil sesini kapatıp tekrar uyudum. Kendimi iyice uykunun en tatlı yerine bıraktım.
Kapının birden açılmasıyla korkup sıçradım. Yaaa gitti kıymetlim ya off. Kafamı kaldırıp kimin geldiğine baktığım zaman annem gelmişti. ''Ya ana kraliçe ne diye odaya dalıyorsun, biliyorsun zaten kenarda yatıyorum. Odaya öyle birden dalınca bende yeri boyluyorum... Off gitti kıymetlim yaa'' dedim kalçamı tutarak. Tekrar konuşacağım zaman annem hemen ayağındaki terliği bir hışımla nasıl bir hareket ettiyse tam isabet avucuna aldı. Gözlerim kocaman açılınca. ''Oy oy oy benim annem ben hemen hazırlanıyorum. Sultanım siz rahat olun geliyorum 5 dakikaya.'' dedim.
''5 dakika!'' emir verdiği zaman demek ki güzel bir sabah başlamayacak.
''5 dakika ana kraliçe hadi hadi ben hazırlanayım'' dedim ve yerden kalkıp onu odadan çıkardım. Hemen okul formamı giyip biraz makyaj, biraz saçlara fön ohh mis. Tamamım. Aşağı indiğim zaman o mükemmel koku burnuma geldi koşarak mutfağa ilerledim. Veee evet tam da tahmin ettiğim gibi. (Kesin yemek sanıyorsunuzdur ama değil.)
Mutfaktaki o mis gibi kokuyu alınca gözlerimi kapattım ve tekrar o kokuyu içime çektim. Gözlerimi açtığım gibi bir çift siyah gözlerle karşılaştım. Abim bana bakıyordu. ''Beste'm yanıma gelmeyecek misin?'' dedi kollarını açarak. Abimin yanına gidip ona sarıldım. Evet yine o koku beni sarhoş eden aklımı başımdan alan o koku abimin parfümüydü. Abime sıkı sıkı sarılmanın ardından başıma bir öpücük kondurdu ve beni kendisinden ayırdı. ''Eee ne var ne yok'' dedi. ''Hiç öyle'' deyiverdim bir an. Beni iyice bir süzdükten sonra kaşlarını çattı. Okul formamda bir şey mi vardı anlamadım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Bu ne?'' dedi üstümü göstererek. Bende ''Formaaa'' dedim 'a' harfini uzatarak. ''Yapma ya... Formaymış, bunun yerine gömleğimi giysen daha uzun gelirdi... Git altına pantolon giy beni delirtme.''
''Yapma ya pantolonmuş. Ne pantolonu abi ya daha pantolon ayım gelmedi... Ayrıca, ayrıca sen neden geldin?''
''Sana hesap mı vereceğim.'' dedi. Bende başımı salladım ağzından ''Lan!'' diye bir kelime çıktığı an benim işim işti cidden onu sinir edip edip üstüme salıyordum hem de kendim. Koşarak oturma odasına ilerlerdim. Babam her zamanki gibi bir elinde gazete, diğer elinde bir bardak çayla keyifli bir şekilde kahvaltısını yapıyor. Beni görür görmez gülümsedi. ''Günaydın prensesim'' dedi babam. Babam çok sevecen etrafa neşe saçan birisidir. Biz kızlar olarak yani ben ve ablam, bizim babamda yerimiz ayrıdır. Her ne kadar abime sevgisini göstermese de onu da çok seviyor. Belli.
''Günaydın prensim erkencisiniz. Ana kraliçe nerede?'' dedim.
''Annen yukarıdaydı en son odayı toparlıyordu.'' dedi.