- Affet beni baba!
Mahir bey kızına sıkı sıkı sarıldı:
- Sen hala benim küçük kızımsın, hep öyle kalacaksın. Göreceksin herşey ne kadar güzel olacak.Birkaç dakika ağlaştıktan sonra baba kız toparlandılar. Gülşen gözyaşlarının arasından gülümsüyordu. Efeyi sevinçle yanına çağırdı:
- Hadi Efe nişan için son hazırlıkları tamamlayalım.
- Hani sen bizimle gelmiyordun?
- Geliyorum! Hem Şirinle elbise bakmam lazım.
- Ne? O iş tamam değil mi?
- Korkma. Nişanlına değil bana elbise bakıcağız.
- Niye son dakikaya bıraktın be kızım? Şirin bugün bana lazım.
- Sorun değil! Ben arkadaşım Zeyneple giderim. Çoktandır görüşmüyoruz, bahane olur. Sen beni ona bırak.
- Gülşen? Kaç zamandır dilimin ucunda ama soramıyorum...
- Ne soracağını biliyorum, babam anlatmadı mı?
- Anlattı. Babama kızma Gülşen. Doğru olan bu. O sana uygun değildi.Genç kız herkese laf anlatmaktan yorulmuştu:
- Başkaları adına karar vermek ne kadar da kolay. Uyum ne parayla, ne kıyafetle nede çevreyle olur. Uyum kalple olur Efe.
- Demek istediğim... Bize bir bak, Şirin le ben...
- Siz birbirinize uygunsunuz! Konuşmayalım bunları. Boşver.
- Buraka bir cevap verecek misin?
- Bana sormadı ki? Babama sordu. Bana sorarsa cevabını alacak.
- Bu işi yokuşa sürme Gülşen! Burakı üzme.Gülşenin gözleri buğulandı, sesini yükseltmemeye uğraşarak:
- Ya benim üzülmem? Umrunda değil mi?
- Seni düşündüğüm için...
- Hep aynı laf! Düşünme Efe! Kimse beni düşünmesin! Gülşen ne istiyor diye düşünmeyin! Ben iyiyim böyle. Hadi gidelim.Efe dışarı çıkmak için acele eden kardeşini kapıda tuttu:
- Bana istediğin kadar kızabilirsin Gülşen. Doğru bildiğimden şaşmayacağım. Sen anlamak istemesende, ben senin mutluluğunu istiyorum. Bana abi demiyeli nasıl uzun zaman oldu farkında mısın? O hayatına girdiğinden beri, sen eski Gülşen değilsin.Genç kız abisine kızgın olsada onu gözardı edemiyordu, kıyamıyordu. Şurda bir arada oldukları kaç gün kalmıştı. Efenin ona dokunan elini tuttu:
- Olanları unutalım.Gülşen Zeyneple alışverişe çıktı. Birkaç mazaya baktıktan sonra bedenine oturan mavi bir elbise seçti. Üzerine de şeffaf bir şal aldı. Atilla aradığında Gülşen telefonunu açmadı. Zeynep:
- Bana numara yapmana gerek yok. Onunla konuşmak için, için gidiyor. Neden açmıyorsun?Gülşen çekinerek onun yüzüne baktı. Zeynep:
- Korkma, kimseye söylemem.Telefonu bir defa daha çalınca açmak zorunda kaldı. Atilla:
- Meraktan öldüm. İyisin değil mi?
- İyiyim, müsait değildim.
- Seni çok özledim, görmek istiyorum.
- Olmaz, bana gelebileceğin zaman seni ararım.
- Lütfen! Söyle nerdesin?
- Dışarda bir arkadaşımlayım.Zeynep telefonu Gülşenin elinden kaptı:
- Biz Akmerkezdeyiz "Stranger"da kahve içiyoruz. Gel, Gülşen seni bekliyor.Gülşen telefonunu elinden aldı:
- Niye yaptın bunu?
- Seni düşündüğüm için. Heyecandan elin ayağın titriyor. Siz uzun süredir yüz yüze görüşmediniz galiba?
- Bir hafta oldu.
- Allah iyiliğini versin. Şu haline bakanda... Çok mu seviyorsun onu?
- Çok. Onsuz yaşayıp yaşamadığımın farkında değilim.
- Sana gıpta mı etsem, yoksa acısam mı bilemedim.
- Elimde değil. Onu düşünmediğim bir anım yok.Atilla gelene kadar Gülşen ona olanları anlattı. Zeynep sessiz kalınca:
- Anladın ya. Neredeyse imkansız olduğumuzu düşüneceğim.İki kol arkadan Gülşeni sardı:
- Biz imkansız değiliz. Yanında olmam bunun en büyük delili.Zeynep sevgililere tebessüm etti:
- Ben gidiyorum. Gürüşürüz. Herşey gönlünüzce olsun.Birsüre hiç konuşmadan birbirinin gözlerinde hasret giderdiler:
- Seninleyim Atilla. Seninle gelmeye hazırım. Nereye istersen.
- Ne oldu aşkım? Fikrini ne değiştirdi?
- Ailem beni anlamayacak, seni kabullenmeyecekler.
- Çok üzgünüm. Keşke buna mecbur olmasaydık. Söz veriyorum seni dünyanın en mutlu kadını yapıcağım.
- Biliyorum.
- Eğer içinde ufacık bir şüphe...
- Hayır. Ben bu kararı düşünerek verdim. Aynı şeyi sana sormak istiyorum.
- Bana geleceğin günü iple çekiyorum. Sana bir sürprizim var. Herşey istediğimiz gibi olsaydı sana evlilik hediyem olacaktı. Henüz bitmedi, elimi çabuk tutmam gerekecek şimdi.
- Bundan daha önce de bahsetmiştin. Nedir Atilla?
- Az biraz daha sabret. Yarın benim doğum günüm. Sözünü unutma, benimlesin.
- Gece yarısından önce gelemem. Uykusuz kalmayı göze alıyorsan?
- Razıyım, gelde. Hadi gidip üstümüze birşeyler alalım. Doğum günümün unutulmaz olmasını istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Altında - Hayat Seninle Güzel(1.Kitap)
RomanceSeni tanımadan önce yaşıyordum, nefes alıyordum ama sıradandı herşey. Şimdi sen varsın, herşeyin bir anlamı var. Ben senden önce hiç yaşamamışım meğer onu anladım... #AdınıFerihaKoydum #FEmir aşkından ilham alınarak yazılmış bir hikaye. Devamı: Y...