Bölüm 14: Severken ayrılmak

419 15 31
                                    

- Ne diyorsun Efe?

Gülşen abisine yalvararak baktı. Efenin merhameti yoktu, ok yaydan çıkmıştı bir kere. Masadaki mektubu annesine uzattı. Genç kız ayakta soğuk terler döküyordu. Mektubu okuyan Nuran hanımın yüzü kireç gibi oldu. Genç kız annesinin dizine kapandı:
- Anne!

Nuran hanım onu geri itti:
- Yazıklar olsun! Gidecektin! Beni, babanı, kardeşini yok sayacaktın! Ben nasıl bir kız yetiştirmişim böyle! Keşke hiç büyümeseydin!
- Anne ben...
- Konuşma! Hiçbir şey deme. Beni yıktın sen!

Efe annesini odasına götürdü. Yarım saat sonra ana oğul hastaneye gittiler. Gitmeden Nuran hanım Gülşenin içini parçalayan o sözleri söyledi:
- Sen gelmesen de olur, zaten babanı çoktan gözden çıkarmışsın.

Gülşen bunun üstüne hıçkırıklara boğuldu. Bütün gece durmadan ağladı. Halsiz, bitap uykuya daldı. Rüyasında babasını görüyordu. Kollarını açmış onu çağırıyordu. Ona doğru koşarken Atilla sislerin arasından çıkıp yanına geldi. Ona tatlı tatlı gülümsedi. Kalbi yerinden çıkacaktı sanki, onu çok özlemişti. Sevgilisinin ona doğru uzanan elini tuttu. Babasının kederli yüzü birden önünde belirdi. Ona yalvarıyordu:
- Beni öldürme kızım!

Gülşen bir ona bir sevgilisine baktı. Atilla yapacağı şeyi hissetmiş gibi, elini sıkı sıkı tutmuştu. Genç kız bakışlarıyla onu bırakması için ısrar ediyordu. Babasına gitmeliydi, onu göz göre göre ölüme terk edemezdi. Atilla onu durduramayacağını anlamıştı. Elini bıraktı. Gülşen babasıyla uzaklaştı. Ama sevgilisine tamamen sırtını dönemiyordu. Onun yüzündeki yaşlar ayaklarına prangalar bağlıyordu. Ona doğru koşmak, ona sarılmak, onu birdaha bırakmamak istiyordu. Yapamazdı, onu terk edemezdi. Onsuz olamazdı! Babasına baktı, onu tutan ellerine. Bırakabilir miydi onu? Genç kız düşünmeden ellerini babasının ellerinden çözdü. Ama geç kalmıştı. O böyle bocalarken Atilla gözden kaybolmuştu. Etrafa deli gibi adını haykırırken yer gök inledi ama bu onu geri getirmedi. Göğsünde giderek artan bir ağrı vardı, onun acısına direnerek avazı çıktığı kadar bağırmaya devam etti:
- Atilla!

Kan ter içinde uyandı, sırıl sıklamdı. Eli telefonuna gitti. Atillanın sesini duymaya ihtiyacı vardı. Saatin kaç olduğunu umursamadan onu aradı.

Atilla günlerdir yaşamıyor gibiydi. Gülşen ona bir süre ayrı kalalım dediğinde içinde bir şeyler ölmüştü sanki. Yiyiyor, içiyor, çalışıyordu ama boşu boşuna. Hiçbir şey tat vermiyordu. Onu görmeden sesini duymadan olmuyordu. Onu çok özlüyordu ama arayamazdı. Gülşen ilk defa git demişti ona. Bunu çok acı çektiği için yapmıştı. Babasının başına gelenlerden dolayı kendini suçluyordu, belki onuda. Atilla sevdiği kız için, herşeyi zorlaştırmamak adına bu ayrılığa katlanıyordu. Ama sabrı tükenmek üzereydi. Saat gece yarısını geçmişti, oysa Gülşenin resimlerine bakıp içiyordu. Gözleri kapanmaya başlayınca odasına çıktı. Üstünü çıkarıp yatağa uzandı. Eli yatağının kenarındaki kumaşa gitti. Bu Gülşenin ilk kez buraya geldiginde giydiği beyaz elbiseydi. Onu astığı dolaptan çıkarmıştı. Hala üstünde sevdiğinin kokusu vardı. Ona sarılıp uyuyacağı sırada Gülşen aradı. Onun adını ekranda görünce yerinden fırladı:
- Gülşen!

Genç kız sevgilisinin sesini duyunca sevinçten bayılacakmış gibi oldu, ona birşey olmamıştı:
- Atilla!
- CANIM. Hiç aramayacaksın sandım.
- Atilla!
- Söyle aşkım, söyle bebeğim.
- Sesini duymak çok güzel.
- Neden nefes nefesesin? Birşey mi oldu?
- Yok birşey. Sesini duymak çok güzel, soluk almak gibi.
- İdam edilirken ipten alınmak gibi.
- Böyle söyleme.
- Ama böyle hissediyorum. Sensiz çok umutsuzum.

Gülşen hattın diğer tarafında sustu. Atilla kendine kızdı. Ne vardı böyle konuşup sevdiğini üzmenin:
- Herşey yolunda mı? Sana benim yüzümden eziyet ediyorlar mı?
- Hayır.
- Yalan söylemeyi hiç beceremeyeceksin. Kimbilir nelere katlanıyorsun?
- Geçti. Biliyor musun babam komadan çıktı.
- Haberim var. Sen farkında değilsin ama ben seni günlerdir uzaktan izliyorum.
- Neden yanıma gelmedin?
- Cesaret edemedim, yine git dersin diye.

Yıldızların Altında - Hayat Seninle Güzel(1.Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin