Bölüm 2: İlk heyecanlar

438 20 7
                                    

- Sen ne yaptıgını zannediyorsun?

Efe yerdeydi. Atilla endişeyle Gülşenin elini tuttu:
- Birşeyin yok ya?

Gülşen şaşkınlıktan ne diyeceǧini bilemedi. Efe yerden kalkıp Atillanın üstüne yürüdü:
- Sen de kimsin be adam! Ne karışıyorsun!
- Asıl sen utanmıyor musun bir kıza böyle davranmaya?
- Sana mı soracaktım?

İki tarafında eli kalktı. Gülşen ve etraflarında toplanmış olan birkaç kişi onları ayırmaya çalıştı:
- Durun yapmayın! Bırakın ne olur! Abi yapma!

Atilla bunu duyar duymaz eli yanmış gibi Efeyi bıraktı:
- Abi mi?
- Bırak Gülşen! Haddini bildireyim şu züppenin!

Oktay Atillanın önüne atıldı:
- Asıl sen haddini bil! O sadece yardım etti.

Gülşen abisinin koluna sarıldı:
- Hadi abi! Gidelim ne olur!

Genç kız abisini çeke çeke uzaklaştırdı. Arkalarındaki kalabalık daǧıldı. Atilla başını tuttu:
- Off, ben ne yaptım ya?

Oktay gözlerini yuvarladı:
- Ne bileyim? Kızı öyle görünce işte...

Kenan kahkaha attı:
- Adeta adamın yanına ışınlandın. O ne hızdı birader.

Damla etrafına bakıyordu hala:
- Ne oldu anlamadım ki. Rezil oldun Atilla!
- Abisi olduǧunu nerden bileyim.
- Sana ne! Abisi veya deǧil! Ne vardı kahramanlık pozları takınacak.
- Boşver Damla, geçti gitti işte. Bir yandan da iyi oldu aslında...

Atilla Oktaya baktı, gözlerinin içi parlıyordu. Oktay onun omzuna vurdu:
- Neyse ne ha! Çakal! Öğrendin işte.

Damla imalarını anlamadı:
- Ne demek istiyorsun?

Oktay burnunu çekti :
- Sende herşeyi bilme!

Oktayın kastettigi şey Gülşenin yanındaki adamın kim olduğunu öğrenmesiydi. Daha onbeş dakika önce burada takılırken Gülşeni Efeyle konuşurken görmüşlerdi. Atilla ve Oktay arasında şu konuşma geçmişti:
- Garip deǧil mi? Sanki nereye baksam onu görüyorum.
- Bu onu görme arzusunda olduğundan olmasın? Yoksa onu takip mi ediyorsun?
- Yok daha neler! Gözüme hitap ediyor.
- Güzel kız. Seni biraz tanıyorsam, daha fazlası da var. Şu yanındaki adam kim acaba? Sevgilisi mi?

Bu son duyduǧu şey Atillanın tadını kaçırdı:
- Kimse kim, bize ne?

Bunu söylemesi ve adamın Gülşene yaptıǧı hareketi görmesi bir oldu. Kendini bir anda Gülşenin yanında buldu:
- İnşallah Gülşeni zor durumda bırakmamışımdır.

- Gülşen? Adını da ögrenmişsin. Ne zamandan beri biri için kayǧılanıyorsun?
- Yok ya... ben... öylesine işte...

*****

Efe okulda olan olayın fazla üstünde durmadı. Zaten buna imkan yoktu, tüm ilgisi Şirinin üzerindeydi. Hülya hanımlarda önce evdeki tüm eski püskü eşyaları dışarı attılar. Ev havalandırıldı. Duvarlar boyandı, perdeler takıldı ve halılar serildi. Bütün hafta boyunca bunlarla uǧraştılar. Cuma akşamı herşey tamamdı. Hülya hanım onlara sıcak bir bakış attı:
- Size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bunca şeyi tek başına hayatta beceremezdim. Hadi kalkın, giyinip yemeǧe çıkıyoruz.

Nuran hanım oturdu:
- Bu akşam olmaz Hülya. Çocuklar çok yoruldular. Baksana gözleri kapanıyor. Başka zaman inşallah.
- O zaman cumartesi akşamı. O zamana kadar dinlenmiş olurlar. İtiraz istemem. Hepiniz bendensiniz.
- Olmaz öyle şey, Mahir ne der?
- Hiçbir şey demez, o kadar bizim için uğraştınız. Mahir abide gelecek tabi, ben şimdi onu ararım.

Yıldızların Altında - Hayat Seninle Güzel(1.Kitap)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin