- Gülşen, hadi kızım. Okula geç kalacaksın!
- Geliyorum anne. Babam çıktı mı?
- Hayır. Kahvaltıda seni bekliyor. Sevgili kızını o bırakacakmış.Gülşen gülümsedi ve usulca "canım babam benim", dedi. Annesi Nuran hanım ona yan yan baktı. Gülşen ona sarıldı:
- Bakma öyle! Sende benim canımsın.Annesini kendine doğru çekti ve yanaklarından öptü. Nuran hanım:
- Ben Efeyi uyandırayım. Hadi oyalanma, baban işe çıkacak!Genç kız kendini banyoya attı. Duşa girdikten sonra havluya sarılıp dişlerini fırçaladı, inci gibiydiler. Gülşen beyaz tenli, kumral uzun saçlı, çok güzel bir kızdı. Yüzünde en çok dikkat çeken şey gözleriydi. Uzun siyah kirpiklerinin altında güzel şekillenmiş, iki yeşil göz. Onları ince, uzun kaşları tamamlıyordu. Gözlerinin rengini babasından almıştı. Kardeşininkiler de yeşildi. Küçük, fındık bir burun ve onun altında küçük bir aǧızda dolgun dudaklar. Porselen bebekler gibi ince, narin bir yapısı vardı. Boyu minyondu, bu onu daha bir tatlı gösteriyordu. Abisi bu yüzden ona pek takılırdı. Gülşen on sekiz yaşında, güleryüzlü, akıllı bir kızdı. Çok çalışkandı. Zaten üniversiteyi bu sayede kazanmıştı. Burslu okuyacaktı. Abisi Efe bu duruma bir hayli içerliyordu. Top peşinden koşmaktan okulunu yarım bırakmıştı. Şimdi bir türlü dikiş tutturamıyordu. Onunla aralarında beş yaş vardı. Efe biraz sert mizaçlıydı, çok çabuk parlar bir o kadar çabuk da sönerdi. Oturma odasına girdiğinde, babasını abisiyle kahvaltı sofrasında münakaşa ederken buldu. Mahir bey azarlayacı bir sesle:
- Bu kaçıncı. Elin hiç mi ekmek tutmayacak senin! Bu kadar dik başlı olmaya ne gerek var! Kimse sana birinin boyundurluǧu altına gir demiyor. İnsan biraz dinler! Adam işveren, tabi emredecek.Efe cevap vermiyor, suskun suskun çayını yudumluyordu. Odaya giren Nuran hanım göz ucuyla Gülşeni işaret etti ve Mahir bey bu konuyu kapattı:
- Geldin mi benim akıllı kızım? Hadi birşeyler yede seni bırakayım.
- Ben giderim baba, sen işinden kalma.
- Kalmam. Senin üniversiteyi merak ettim, yakından görmek istiyorum. İstersen sen de gel Nuran.
- Yok daha neler! Ne işim var benim üniversitede. Filiz hanımlara yemek yapmaya gideceğim. Kocası dönüyormuş bügün Avrupadan. Sende okuldan çıkar çıkmaz gel Gülşen, bana yardım edersin. Efe, oǧlum, hadi sende benle pazara gel.
- İyi, Gülşen hanım okuyacak diye, onun işlerini de ben yapayım.Mahir bey onu tersledi:
- Yapacaksın tabi! Bir işe yara. Gülşen öyle sıradan bir okula gitmiyor, tanınmış bir üniversite kazandı benim kızım.Efe umursamayarak omuzlarını kaldırdı:
- Okuyacakta ne olacak! Bize bir yararı mı var? Nasıl olsa evlenip gidecek birgün. Diplomasını çeyizine koyar artık.Bu laf üzerine Gülşenin yediǧi lokma boǧazına tıkandı. Efe annesine dönerek:
- Sen söyle anne! Sen hiç bu mahelleden bir doktor, mühendis veya başka birşey çıktığını gördün mü?
- Gördüm tabi! Benim çocukluk arkadaşım Hülya var. İşletmecilik mi ne okumuştu. Sonra zengin kocaya varıp yurt dışına yerleşti.Efe sırıttı:
- Hmm.... Zengin koca. Yani neymiş? Okumakla bir yere gelinmiyormuş!Gülşen yüzünü eşkitti:
- Baba şuna birşey de!
- Sen ona aldırma kızım, seni kimselere vermem ben.Gülşen Efeye dil çıkardı. Nuran hanım alınarak:
- İyi bari kızının turşusunu kur. Okusunda.... hayırlı bir kısmeti çıkarsa....Gülşen yanaklarına şişirip boşalttı:
- Of anne ya...Mahir bey:
- Hadi kalk kızım. Bu anne oǧula laf anlatmak zor.Gülşen somurtarak annesini optü ve babasıyla park halindeki taksiye bindi. Mahir bey "Rüzgar" takside söförlük yapıyordu. Evin geçimi böyle oluyordu. Birde annesi ara sıra evlere yemek yapmaya gidiyordu. Efeden zaten hayır yoktu. Tüm yük babasının sırtındaydı, bazen geceleri bile direksiyon sallardı. Bu Gülşenin canını sıkıyordu. Uzun zamandır düşündüǧü şeyi babasına açtı:
- Ben diyorum ki, okuldan sonra çalışsam? Okul harçlığımı çıkarırım.
- Olmaz! Duymamış olayım. Benim çalışmam yeterli. Bir ihtiyacın varsa söyle, karşılarım.
- Çok yoruluyorsun baba. Artık büyüdüm. Benimde eve bir katkım olsun.
- Sen bunu düşünme. Derslerine çalış, bu bana yeter. Söz ver bana, yüzümü kara çıkarmayacaksın.
- Söz, canla başla çalışacağım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yıldızların Altında - Hayat Seninle Güzel(1.Kitap)
RomansaSeni tanımadan önce yaşıyordum, nefes alıyordum ama sıradandı herşey. Şimdi sen varsın, herşeyin bir anlamı var. Ben senden önce hiç yaşamamışım meğer onu anladım... #AdınıFerihaKoydum #FEmir aşkından ilham alınarak yazılmış bir hikaye. Devamı: Y...