Öğretmenin sesi duvarlardan çarparak yankı yapıyordu. Başım çok ağrıdığı için başımı sıraya gömmüş ve gözlerini kapatmıştım. Sağ elimdeki yüzükle oynuyordum.
Zil çalınca başımı kaldırdım ve çantamdan telefonuma uzandım. Mesaj yoktu. Telefonumu geri çantama attım ve başımı geri sırama koydum.
"Hey!"
Başımı hafifçe kaldırdığımda sınıftan bi kızı görmeyi beklemiyordum. Şaşkınca cevap verdim.
"Hey..?"
"Yüzüğün çok dikkatimi çekti. Bakabilir miyim?"
Elimde oynadığım yüzüğe baktım. Dikkatlice çıkardım ve kıza uzattım.
"Bu çok nadir bir taş. Bu konulara biraz ilgim var da..."
Pek ilgilenmediğim için sadece başımı salladım.
"Rüya taşı ha...etkilerini hep çok merak etmişimdir. Her neyse teşekkür ederim bakmama izin verdiğin için." Kız yüzüğü bana geri uzattığında duraksadım.
"Bekle. Rüya taşı mı? Etki mi? Biraz anlatabilir misin?"
Kız hevesle başını salladı ve yanıma oturdu.
"Bu taş genelde çok nadir bir taştır. Satın almaya kalksan bile ne kadar pahalı olursa olsun çoğu sahtedir. " Kız duraksadı. "Sahi sen bunu nerden buldun?"
Hatırlamaya çalıştım.
Hatırladım.
"Okyanusta."
Kız merakla kaşlarını çattı. "Nasıl yani?"
"2 yıl önce ailemle beraber okyanusa bağlı bi denize gitmiştik. Orada öylesine suya bakarken gözüme çarpmıştı. Rüya taşı olduğunu falan bilmiyordum öylesine alıp yüzük yapmıştım."
"Ne güzel..."
Gülümsedim. Kız çok ilgili duyuyordu ve resmen gözleri parlıyordu.
"Historia, hadi seni bekliyorum!"
Kapıdan seslenen kızla beraber yanımdaki kız ayaklandı. "Geliyorum Ymir!"
Hızla bana döndü.
"Bu taştan çok nadir sayıda var derken bu nadirlik gerçekten çok nadir. Bu taşın sahipleri 100 kilometre yakınlıkta olmaya başlarsa birbirlerinin rüyalarına girip kendilerini kontrol edebilirler-"
"Hadi Historia!"
"Geldim!"
Historia bana baktı ve gülümsedi.
"Bu taşa sahip olanlar ruh eşidir diye bir efsane de var. Her neyse Ymir çok beklemez görüşürüz!"
Historia hızla sınıftan çıktığında elimde kalan yüzüğe baktım. Ve yutkundum.
Ruh eşi.
