"Ben Rodos. "
Beynimde bir yerlerde bu isim tanıdık geliyordu ama şuan alkol yüzünden beynim uyuşmuştu.Elini tuttum.
"Bende (hıçkırık) Esmer." Tek kaşını kaldırarak bana baktığında tam benim oturduğum bar taburesinin yanından alkol beynimi uyuşturmuş olsada tanıdığım Gecehan'ın sesi geldi.
"Buda yumruğum." Deyip Rodos'un yüzüne yumruğunu geçirdi. Rodos gerilesede düşmedi.Burnundan kan geliyordu ama hala sırıtıyordu.
"Bu iyiydi." Deyip kıkırdamaya başladım.Ama Gecehan bana o kadar sert baktı ki kıkırdamamı kesmek zorunda kaldım.Somurtarak bar taburesinin üzerinde dizlerimin üstünde oturdum ve Gecehanla aynı boya geldim.
Rodos'u işaret ederek "Gözleri çok güzel." dedim.Rodos sırıtmaya başladığına eş değer bir zamanda Gecehan somurttu. Ellerim Gecehan'ın yüzünü avuçlarım içine aldı.Gözlerine baktım.
"Ama seninkiler daha güzel.Gözlerine baktığımda karanlıktan korkmuyorum."
Bana gülümsedi.Aynı zamanda bende kaşlarımı çattım.
"Peki sen, senin korktuğun bir şey var mı?"Gözleri beni yakarken, derin bir nefes alarak "Erkek adam korkmaz Esmer, erkek adam korkmaz." dedi.
Sinirle gerilen yüzüm ve beynimdeki uyuşturucunun varlığıyla gaza gelen ben, Gecehan'a kafa attım!
Tabii ki sadece kendi alnımda bir acımaya sebep olsamda Gecehan şaşkınlıktan öylece kalakalmıştı.
Bu arada Rodos o kadar çok gülmüştü ki öfkeyle ona döndüğümde gülmesini sırıtmaya çevirdi.
Gecehan beni belimden tutup yere indirdiğinde ayakta bile duramıyordum.Başım feci halde dönüyordu. Gözlerine bakmak için biraz geriledim ama Gecehan elini belimden çekmedi.Rodos'a bakıyordu.
"Bir daha karşıma çıkarsan burnundan fazlasını kaybedersin." Öfkeyle söylenmiş sözcükler Rodos'da pek bir etki yapmamış gibiydi.Ama yüzü ciddileşmişti.
"Görevi bana devredeceksin.Emir böyle." Gecehan dişlerini öyle bir sıktı ki biran kırılacaklar sandım.Tam Rodos'a yine dalacak diye düşünsemde beni yeni fatketmiş gibi Off'ladı.
"Tam bir baş belasısın." Kıkırdamama Gecehan göz devirmeyle karşılık verdi. Gecehan çıkış kapısına giden yolu tıkayan Rodos'un omzuna bindirip yol açtı ve peşindeki benide sürükledi.Ama kolum birisi tarafından sıkıca tutulunca durmak zorunda kaldım.Haliyle Gecehanda durmuştu.Ben kolumu tutan Rodos'a, Gecehan, Rodos'un kolumu tutan eline bakıyordu.
Sağ kolum Rodos, sol kolum Gecehan tarafından tutulur bir vaziyette, kulaklarımı tıkama isteği getiren yüksek sesli müzik ile tam bir aksiyon filmi yaşıyor gibiydim.
"Kolunu bırakmak için sana sadece 3 saniye veriyorum." Gecehan'ın tükürürcesine söylediği cümle Rodos'a kadar gitti ama direkten döndü; zira Rodos hala kolumu tutuyordu. "Yada boşver." deyip Rodos'a doğru ilerlese de alkolün verdiği sarhoşluk hala vücudumdaydı ve hala dengemi koruyamıyordum.Gecehan kolumu bıraktığı gibi yeri boyladım.Gecehan, Rodos'a ilerleyemeden bana bakıp gözlerini devirdi.Beni belimden ve diz boşluğumdan tutarak kucağına aldı.Rodos'a öyle bir bakış attı ki ben bile Gecehan'ın kaslı göğsüne sindim.'Kaslı' kelimesini belirtiyorum.Kas bu sonuçta.Nadir bulunuyor.
Beni yavaşça yolu aça aça kapıdan çıkardığında keskin soğuk bedenimi titretti. Gecehan gözlerini üzerime dikti."Kollarım kopmak üzere." diye homurdandı.
"Sadece 50 kiloyum Gecehan." dedim gözlerimi devirerek.
"Belli.N'aptın?İneği bütün mü yuttun? " Ona kötü kötü bakmaya çalışmam sadece saniyeler sürdü.Çünkü kirli sakalı alnıma ve yanağıma sürtünüyordu.Dikkat dağıtıcı bir kokusu vardı.Sanki deniz gibi, rahatlatıcıydı.Yağmurdan sonra oluşan toprak kokusuydu.Ama en çok Gecehan gibiydi.Saçma bir tanım mı oldu? Birde şöyle dinleyin öyleyse; Ona has bir kokusu vardı.Öyleki onu kokusundan tanıyabilecek durumdaydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER (#Wattys2016)
Short StoryYeri gelir senide yakarım, yeri gelir kendimide. "Sana uzattığım eli tut,güzelim.Ayaklarını bastığın her toprak zerresini cennete çevireceğim." Bölümler yakında kaldırılacaktır.