≛ Bölüm 2- "Gecehan" ≛

9.7K 733 122
                                    

Pekala en iyi ihtimali düşünecek olsaydık eğer bunun bir rüya olduğunu söylerdim.Ama konu ben olunca... ve eğer ben şanssız bir kızsam? Yani böyle bir ihtimalin olma olasılığı 1000'de -100 diyebilirim.

Gözlerini dikmiş bana bakarken sarhoş adamın ona doğru geldiğini gördüm, gözlerim irileşti. Onu uyaracaktım ki; adama arkasını dönmeden , deyim yerindeyse istifini bile bozmadan, dirseğini geçirdi. Adamın kesinlikle burnu kırılmış olmalı diye düşünmeye başlarken, hala bana bakmakta ısrarcı davranıyordu.

"Adamın burnu falan kırıldı heralde." dedim seslice. Kaşlarını iyice çattı.


Lanet olası.

Gülümsemiyordu.

"Bence daha önemli problemlerin olmalı." Üzerimdekileri gösterdi. Hay, lanet olası! Üzerim sırf içkiydi. Ceketimi alıp üzerime geçirdim. Gürültülü müziğe rağmen onu net duyabiliyordum. Suratında tek bir kas oynamıyorken, sanki mümkünmüş gibi kaşlarını biraz daha çattı. Bir şey söylememi bekliyordu sanırım ama ben gözlerine bakmayı sürdürürken gözlerini devirdi ve bana yaklaştı. "Seni böyle yerlere gelmemen konusunda uyardığımı sanıyordum?" dediğinde gözlerini devirme sırası bana gelmişti.

"Bende sana cevap vermeyerek seni takmadığımı göstermiş olduğumu düşünmüştüm." İşte bu sözlerim yüzünün birazda olsa değişmesini sağladı: Şaşkınlık.

Ama sonra tekrar eski haline döndü. Herzaman ki haliydi canım : Öfkeli.

Beni kolumdan tutup arkadaki duvara yapıştırdı. Omzuma bastırdı."Uh, bu acıttı." Sözlerim dalga geçiyormuş gibi çıkmış olmalı ki iki elini birden omzuma bastırdığında daha çok canım yandı. Bunu dalga geçmek için söylememiştim oysaki.

"Bunu oyun mu sanıyorsun, ufaklık?" dediğinde burnumdan soludum. Normalde neremden soluyorsam artık. "Ben.." diye cümleye başlasamda devamını getiremedim.Tüm ışıklar biranda söndüğünde nefes alamadığımı hissederken, kalbim sıkışmaya başladığı anda aynı zamanda terlemeye de başladım.Ellerim çocuğun elini kavradığında çekmeye çalıştığını hatırlıyorum."Dur. Gitme. Sakın, sakın beni bırakma. Şuanda olmaz." Gözlerimi sımsıkı kapadım. Yere yığılmamı engelleyen tek şey omuzlarımı tutan elleriydi. Sık nefes alışlarım arasında çocuğun elleri saçlarımı kavradı. "Hey, iyi misin?" sesi sakinleşmemi sağlıyordu. Ama çok konuşmuyordu ne yazık ki. "Akluofobi." dediğimde dudaklarını kulaklarıma yaklaştırdı. "O da ne?" Sesi sanki beni korkumdan uzaklaştırmak için yaratılmış gibiydi. Benim Metaforum. Bacaklarım titremeye başladığında soğuk bedenimi sarmıştı. Titrememi hissetmişti. Elleri omzumdan düşsede ellerini bırakmadım. "Lütfen..Şimdi gitme. Bekle."

"Sakin ol Esmer. Buradayım. Ne olduğunu söyle?" Elleriyle ellerimi sardı. Çenem birbirine çarparken "Ka-karanlık kork..usu." diyebilmeyi başardığım. Bedeni kaskatı oldu. Belimi elleriyle sarıp beni kendisine çekti. Hala titriyordum ve en fenası nefesim kesilmeye başlamıştı. Bayılacaktım. Bu çok ender oluyordu ama sonunda eğer ışık olmazsa bayılıyordum. Kendimi kontrol edemiyordum. "Esmer beni dinle." Titremekle meşgulken ve aynı zamanda bayılmamaya çalışırken onu dinlememi nasıl bekliyorsa artık. "Sakin ol!" İşte tamda bu durumla ilgili bilgisi olmayan birinin yapacağı şeyi yapıyordu. Gülümsememin ardından ışıklar yandı. Gözlerim ışığa alışmaya çalışırken çocuğu gördüm; yüzünde ter damlacıkları belirmiş, kaşları yine çatıktı.Gözleri endişeli bakıyordu. Gözlerim karanlığı bulurken belime sarılmış elleri beni kendisine bastırdı.

Bayılmıştım.

Kirpiklerimin arasından yüzüme vuran güneş ışıkları tenimi ısıtıyordu.Arabanın camına yaslanmış başım... Araba?! Ne oluyor be?

ESMER (#Wattys2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin