Kafamda bir sürü şey dolanmasına ve karanlıkta kalmış olmama rağmen aklımı kemiren tek şey -korkunun yanı sıra- Gecehan'ın bunu bana nasıl yaptığıydı.Biliyordu...Bizzat şahit olmuş ve beni "o" korumuştu. Ben ona güvenmişken... Ben ona güvenmeyi seçmişken!
Hayatımda kime güvenmeyi seçtiysem herzaman ihanete uğramamın nedeni ya çok saf olmam yada insanların hepsinin benim gibi olduğunu düşünerek onlara bana yapılmasını istediğim şeyleri yapmamdı.
Lanet karanlık fobisi! Titrememi durdurmam imkansız gibi görünürken, üzerimdeki elbiseler terden sırılsıklam olmuştu.Sımsıkı yumduğum gözlerimden tuzlu gözyaşları iniyordu.Kalbim kulaklarımda atıyordu ve yakında bayılacağımın habercisiydi.Nefesim boğazımı zorlarken, nefes almak zorlaşıyordu.Bayılmalarım normalde tehlikeli değildi, ama Sıla'nın bana bile bile şaka yapmasından sonra artık komaya bile girebilecek duruma gelmiştim doktorumun söylediğine göre...
Korku tüm bedenimi sarmışken, hislerim tanınmaz olmuştu.
"Gecehan..." diye fısıldadığımda bile hala geri döneceği umudu vardı içimde ama gelmedi.Daha önce de beni kurtaran biri olmamıştı.Ama Gecehan beni koruduğunda, belki de artık birilerine güvenebilirim diye düşünmeye başlamıştım.Yine ve yine yalnızdım.
Nefesim tıkandığında, artık kaçış yoktu.Geriye doğru düşerken tek düşündüğüm şey belime sarılan elin gerçek olup olmadığıydı...
Gözlerimi kırpıştırarak açmaya çalıştığımda başıma giren ağrıyla yüzümü buruşturmak zorunda kaldım.Nihayet gözlerimi açabildiğimde gördüğüm ilk şey siyah botlar oldu.Gecehan yatağın yanındaki sandalyede oturmuş ve ayaklarınıda yatağa uzatmıştı.Benim üzerinde uyuduğum yatağa.
Ona boş boş bakmaya devam ederken içimdeki öfke mi daha çok yoksa korku mu daha çok çözmeye çalışıyordum.
"Sonunda Esmer. Öldüğünü sanmaya başlamıştım." Ben hala ona boş boş bakmaya devam ettiğimde tek kaşını kaldırdı.
Ayaklarını uzattığı yerden kaldırıp yere beton zemine bıraktı.Sandalyesini yatağa doğru çekip ellerini sol elimin olduğu yerden birkaç santim öteye koydu.Gözlerini gözlerime diktiğinde karşı duvara sabitledim gözlerimi.Ona bakmayınca nefesini seslice dışarı üfledi.
"Ben..." diye başladı cümlesine.Bir nefes alıp devam etti. "Bayılacağını, -yine- düşünmemiştim." Gözlerimi ona çevirdim. Parfümünün kokusu beni mayhoş hale getirirken cevap vermek zor olsada Sehrin Sehra başardı.
"Benden ne istiyorsun Gecehan?" diye sordum sakince. Siyah gözlerini gözlerimden çekmek istemiyor gibiydi.
"Dosyaları..." Dediğini anda sözünü kestim.
"Bak, ne dosyasından bahsediyorsun onu bile bilmiyorum."
Derin bir nefes alınca kaşlarını yine çattı. "Farkettim." diye mırıldandığında yatakta doğruldum.
"Öyleyse serbesttim..?" dediğimde dudakları alayla kıvrıldı.
"Hayır.Daha değil." Bakışlarımı tekrar duvara çevirdim.
"İstediğin dosya... Neden bu kadar önemli? " diye mırıldandım bende.
Ellerini ensesine koyduğunu göz ucuyla gördüm.
"Sana söyleyemem."
"Niye öldürmek zorunda mı kalırsın?"
Benim alayla sorduğum soruya ciddi ciddi yanıt verdi.
"Evet."
Gözlerimi bu sefer tavana sabitledim.
"Ne yapmayı düşünüyorsun Gecehan?" Bana gülümsediğini göz ucuyla gördüğümde kendimle savaş verdim. Onu öpmemek için...Ne?! Bir dakika. Hayır!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESMER (#Wattys2016)
Short StoryYeri gelir senide yakarım, yeri gelir kendimide. "Sana uzattığım eli tut,güzelim.Ayaklarını bastığın her toprak zerresini cennete çevireceğim." Bölümler yakında kaldırılacaktır.