≛ Bölüm 14- "Oyun" ≛

4.5K 499 130
                                    

Bazı başlangıçlar ilginç tesadüflerle kavrulabiliyor. Ve bu tesadüfler insanın hayatında ilginç şekilde belirebiliyor. 1 ay önceki düşünce tarzımla şimdiki düşünce tarzımı karşılaştırsam ara farkla şuan ki düşünme tarzım galip olur.

✴✴✴✴✴✴✴✴

Gözlerim gördüğü kişinin gerçek olup olmadığını zihnime sorsa da, zihnim "Aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor, lütfen daha sonra tekrar deneyiniz." modunda olduğu için şaşkınlığımı bir türlü üzerimden atamıyordum.

Rodos bana doğru bir adım atınca bende onun aksi yönüne bir adım attım. "Esmer?" dedi yine kalbimin ıssız çölüne yağmur yağdırırmışçasına. Demesin! Bana Esmer demesin! Kantinin çıkışına doğru koşmak için adım atsam da kolum Rodos tarafından tutulunca kalakaldım. "Ne var?" dedim olabildiğince soğuk bir sesle. Kaşları havalandı. Tek adımında kulağıma eğildi. "Biraz konuşmamız gerekiyor sanırım." dedi fısıltıyla. Kolumu onun baskısından kurtarırken bende fısıldadım; "Hiç sanmıyorum." Dudakları alaycı bir gülümsemeyle aralansa da üzerimde en ufak bir etki yaratmadı. Zorla kurtardığım kolumu tekrar tuttu ve beni sürüklemeye başladı. "Lan manyak!" Gülmemek için kendini zor tutuyor gibi görünse de ben gülecek halde değildim.Zira ortada gülünecek bir şey göremiyordum. "Bıraksana bee!!" Cırlamama yüzünü buruşturarak tepki verirken beni dışarıya kadar sürüklemişti bile.Kantindeki şaşkın yüzleri ve şaşırma nidalarını çok kolay görmezden gelmişti ama ben, o beni dışarıya sürükleyene kadar mosmor olmuştum bile.Ben pes edip adımlarına uymaya henüz karar vermiştim ki okulun arkasında, henüz tamir aşamasında olan yangın merdivenine getirmişti bile.Beni sakince merdivenlerin olduğu tarafta tutarken etrafta kimsenin olup olmadığına göz gezdirdi.En sonunda kimsenin olmadığına kanaat getirince bana baktı. Baktı.Bakmaya devam ediyor.Hala bakıyor.Gözlerini kaçırma Sehrin! Bakmasana be salak! Argh! "Eee " dedim en sonunda dayanamayarak.

Hala yüzüme bakıyordu ve yüzünde mimik oynamıyordu.Neler olabileceğini tartıyordu sanırım zihninde. Aynı benim gibi..ben bir sonuca ulaşamamıştım, o da ulaşamamış olmalıydı ki üzerime yürüdü. Ben korkuyla geri çekilmeye çalışsam da elleri buna izin vermedi.Ben yangın merdiveninin ilk basamağına bodoslama dalacakken yine elleri elleri beni kurtarma çabasındaydı. Neden kurtarıyorsa? Belki de daha kötü duruma getirebilmek için kurtarıyordur, kim bilir? Sağ eli belimi kavramıştı.Tutuşu sertti ama onun bunu farkında olduğunu sanmıyordum.Zira o benim düşündüğüm şeyleri düşünmüyor, benim gördüğüm şeyleri görmüyordu.Kaşları çatık bir şekilde dudaklarıma bakıyordu.Benim gözlerimde korkunun olduğuna ne kadar eminsem onun gözlerinde de şehvet gördüğüme o kadar eminim. "Rodos?" dedim kendisine gelmesini umarak. Gözlerini sıkıca kapattı, açtığında ise beni düşmekten kurtardığı merdivene bu sefer kendisi itti.

Ben söylemiştim işte, her şey karşılıklı bu hayatta.

Yalpalayarak düşmemi hafifletsem de kollarımın dirseklerinde iz kalacaktı.Sinirle çatılan kaşlarını düzeltme gereği duymadan öfkeli bakışları yüzümde geziniyordu.

"Bu bir oyun." Ben kendimde yerden kalkacak takaati bulamadan sözleri zihnime vurdu.Ne oyunundan bahsediyordu?

"Ne?" dedim hiçbir şey anlamayarak.

Öfkeli bakışlarına zıt olacak kadar sakin bir sesle tekrarladı. "Bu bir oyun." Merdivenin yanındaki korkuluğa tutunup kalkarken aynı zamanda mırıldandım; "Ne oyunu?" Üzerime bulaşan tozları silkelerken kolumu mengene gibi sıkan bir el duraksamama neden oldu.

"Söylesene neden bu okuldasın Esmer?" Gözlerimi kaçırdım. "Bana öyle deme." Karşılığında kolumu daha da çok sıkınca ona döndüm. "İsteyerek gelmedim." Ruhsuz bir şekilde güldü."Siz ikiniz, bana oyun oynuyorsunuz değil mi?" Kolumu çekmeye çalıştım.Daha diğer morluklar gitmemişken bir yenisi daha ekleniyordu bedenime. Harika!

ESMER (#Wattys2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin