≛ Bölüm 3- Esmer Krizi ≛

7K 669 86
                                    

"Annen ve baban seni pek sevmiyor Esmer. Demedi deme."

Sözlerinin ardından hızlı adımlarla uzaklaşmıştı yanımdan.Bense hala sınıf kapısının önünde öylece dikiliyordum.Evet Gecehan.Ailem beni pek sevmiyor.Hatta hiç sevmiyor.Bunun benim suçum mu olması gerekiyor?

Merdivenlere doğru yürüdüm.Müdür benide çağırmıştı sonuçta.Onu görmezden gelmek kolay olacak.Yani öyle umut ediyorum.Merdivenleri çıkarken Gecehan'ı aklımdan silebilmek adına müdürün beni neden çağırdığını düşünmeye başladım.Hiçbir fikrim yoktu kesinlikle.Müdürün odasının önüne geldiğimde görünürlerde yoktu.İçeri girmiştir büyük ihtimalle.Kapıyı çaldım. "Gel." Sesini duyduğumda içeri girdim.Haklıydım içeri girmişti bile.Müdür masasının önünde ayaklarını uzatmış iki elide ensesindeydi.Sanki kendi evindeydi Beyefendi.Hatta kendi evinde bile daha mütevazidir kesin.Ona aldırmadım ama bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.

"Beni çağırmışsınız hocam?" dedim kısık sesle.

"Yaklaş Şehrin." Hocam bile adımı doğru düzgün söyleyemiyorsa Gecehan'a hak vermemek elimde değil.Sanırım annem ve babam bana isim seçerlerken "isim, şehir" oyununu oynuyorlardı.Gözlerimi devirdim ve yaklaşırken "Adım Sehrin , hocam." diye mırıldandım.

"Tamam Şehrin." Lanet olası adım."Ailen bu yıl ki ödemelerini okula yapmadı. Bununla ilgili bir bilgin var mı?" Harika! Tam da yeriydi zaten söylemenin! Bu ne biçim bir müdürdü böyle?

"Unutmuşlardır hocam .Ankarada yaşıyorlar biliyorsunuz." Bunun üzerine müdür bir yorumda bulunmasa da kısık sesle küfür ettiğini duydum Gecehan'ın. Müdür'ün duyamayacağı kadar kısıktı sesi. Benim duymuş olduğumu bile bilmiyordu sanırım. Gözleri yerdeki zemine sabitlenmişti. Nedenini anlayamasamda umursamadım.

"Ben onları birazdan ararım hocam." dediğimde kafasını olumlu anlamda salladı ve kafasıyla çıkmamı işaret etti.Kapıdan çıktıktan sonra rahat bir nefes aldım ve telefonumu arka cebimden çıkardım.

Bahçeye çıktım ve kendime bir bank bulup oturdum.Annemi aradığımda tedirgindim.

"Anne.Benim." dedim.

"Nasılsın kızım? Bir sorun mu var?" Evet anne büyük bir sorun var.Neden diğer anneler gibi "Bugün ne yemek istersin?" gibi sorularla gelmiyorsun bana? Neden anne? Neden beni sevmiyorsunuz?

"Okuluma ödeme yapmamışsınız?" Sesimin titrediğini hissediyordum ama telefondan anlamayacağını biliyordum.

Kendi kendime sordum; Anlasada seni umursar mı sanıyorsun Sehrin?

"Evet. Aklımdan çıkmış tamamen. Hemen hallediyorum."

"Peki."

"Görüşürüz."

Evet tüm konuşma bundan ibaret.Gerçek bir ailem yok.Gerçek arkadaşlarım yok.Peki hayatımda beni mutlu edebilecek ne var?

"Hey, Esmer."

Ben kadere inanan biri olduğum için bu hiç iyi olmamıştı.Hiçbir şey rastlantısal değildi benim için.Kafamı yine olumsuz anlamda salladım.Yinede onu umursamadım.Banka, tam yanıma oturdu.

"Kişisel alan senin için bir şey ifade ediyor mu?" diye sordum yine kafamı sallayarak.

Gözlerini kısarak bana baktı."Aslına bakarsan,hayır." Gözlerimi devirdim. Pekki, dedim kendi kendime.

"Ailenle birlikte yaşamıyorsun Esmer?"

Gözlerimi onun üzerine diktim.Dudaklarını yaladı. Biranda kaşlarım çatıldı. Dudakların ne güzel senin öyle.

Gözlerimi dudaklarından ayırdığımda gözlerinde alaycı parıltılar gördüm.Ayağa kalktım ve okula doğru yürümeye başladım.İstemsizce arkama baktığımda bana bakıyor olduğunu gördüm.Gözlerimi hızlıca çeksemde, bedenim beni ona itiyor gibiydi.

"Derse gelmiyor musun?" diye mırıldandığımda ayağa kalktı.

"Hayır. Sen git." dediğinde hızla sınıfa doğru yürümeye başladım. Girme derse. Kal sınıfta. Bana neyse yani. Hem gerçekten, burda ne işi var onun? Hiç liseli tipi yok onda. Serseri görünüşünün altında daha farklı biri var gibi görünüyor. Ama o "farklılık" iyi yönde mi kötü yönde mi emin olamıyorum. Ama en önemli sorun bunlardan hiçbiri değildi benim için. "Neden benimle ilgileniyor?" Evet, benim için en önemli soru bu olmalı. Ama nedenini anlayamıyorum. Benden hoşlanıyor olma ihtimali yok, öyle değil mi? Kendi kendime güldüm. Uzaydan başıma tavuk düşse daha inandırıcı olamazdı heralde. Onun bana bakma ihtimali bile yok, gerçi sana baksa ne olur ki Sehrin? Aşka inanmıyorum ki ben. Aşka inanmak aptalca olurdu, olmayan bir şeye inanmak ne kadar mantıklı ki?

Dersleri pek dinlemiyordum, canım sıkkındı. Sıla, Leyla ile konuşuyordu. Ben tek oturuyordum. Kafamı sıraya koydum ve son dersin bitmesini bekledim.

Ders bittiğinde yanıma Sıla geldi."Sehrin, şu taş çocuğu gördün değil mi?" diyip sırıtışını gizlemedi."Evet." dedim kayıtsızca. "Sanırım ondan hoşlanıyorum."

Yüzümü ifadesiz tutmaya özen göstersemde Sıla tek kaşını kaldırınca "Senin zaten bir sevgilin var Sıla." dedim soğuk bir sesle. Ona neden kızdım anlamıyorum ama kızgındım işte.

"Biliyorsun, Ali bana uygun değil." Gözlerini kıstı."Ama Gecehan tam bana göre." Sıradan kalktım. "Sen bilirsin Sıla." dediğimde gözlerini kısmış ve üzerime sabitlemişti. "Sehrin, ondan hoşlanmıyorsun değil mi?" dediğinde hemen sazan gibi atlayıp "Hayır!" dedim. Bana her neyse bakışını attığında yanından ayrılıp arabama gittim. Açıkcası kalbim güm güm atıyordu.

Arabamın kaputuna yaslanmış bir Gecehan beklemiyordum açıkcası.

Gözlerimi yüzünden alamıyordum. O kadar kusursuzdu ki onun yeryüzüne düşmüş bir melek olup olmadığını merak ettim biran. Yeni çıkmış sakalları yüzüne ayrı bir çekicilik katarken, gözleri gece gibiydi. Tıpkı adı gibiydi. Dudakları alayla kıvrılmış ve gözleri üzerime dikiliydi.

"Yine başını belaya sokmaya mı gidiyorsun Esmer?"

Dudakları alaylı kıvrımlarını terk etmek istemiyor gibiydi.




ESMER (#Wattys2016)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin